Orta Doğu'yu ateşe atan İsrail ordusu Perşembe günü kırmızı bir çizgiyi daha aştı, akşam saatlerinde Beyrut'ta duyulan patlamalar bir başka çizginin geçildiğini gösteriyordu.
Hizbullah Sözcüsü Muhammed Afifi, Lübnan'ın güneyinde statik değil esnek bir savunma yapacaklarını belirterek İsrail ile savaşın daha başlangıç aşamasında olduğunu söyledi.
İsrail ordusu, Lübnan'ın güneyindeki Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) askerlerinin "kazara" yaralandığını ileri sürdü.
Ordu Sözcüsü Nadav Shoshani, İsrail ordusunun saldırısı sonucu 2 UNIFIL askerinin yaralanmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Shoshani, UNIFIL askerinin Lübnan'ın güneyinde Hizbullah unsurlarıyla yaşanan çatışmada "kazara" yaralandığını iddia etti.
İsrail ordusunun bu tür olaylardan "derin endişe duyduğunu" savunan Shoshani, olayın incelendiğini aktardı.
Lübnan Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücü (UNIFIL) kuvvetlerini defalarca hedef almasını kınadı ve bunu uluslararası meşruiyeti ihlal eden tehlikeli bir adım olarak değerlendirdi.
Bakanlıktan İsrail ordusunun, Lübnan'ın güneyindeki Ras Nakura bölgesinde UNIFIL unsurlarını hedef alması sonucu iki askerin yaralanmasına ilişkin yazılı açıklama yapıldı.
Açıklamada, UNIFIL güçlerinin sistematik ve kasıtlı olarak hedef alınması en güçlü ifadelerle kınandı.
Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in UNIFIL güçlerine karşı tekrarlanan saldırılarını ve yasadışı bir şekilde onlardan Lübnan'ın güneyindeki mevzilerini boşaltmalarını istemesini "Tel Aviv'in uluslararası meşruiyeti ihlal ettiğini doğrulayan tehlikeli bir adım" olarak nitelendirdi.
Türkmen şair Mahtumkulu Firaki'nin 300'üncü doğum günü için Aşkabat'a giden Rusya lideri Vladimir Putin, burada İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'la bir araya geldi.
Söz konusu buluşma, İsrail'in Lübnan'ı işgale girişip Beyrut'u savaş uçaklarıyla vurduğu ve Orta Doğu'da gerilimin zirveye çıktığı bir dönemde gerçekleşti.
Rus devlet televizyonu muhabirinin yayınladığı kısa videoda, İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan İsrail'in sivilleri bombaladığını ve arkasında Batılı güçlerin olduğunu söyledi.
Vladimir Putin ise, yakın müttefiki İran'la ilişkilerin Moskova için öncelik olduğunu belirtip ilişkilerin başarılı bir şekilde geliştiğini kaydetti.
Rus lider, "Uluslararası arenada aktif şekilde birlikte çalışıyoruz, dünyada yaşanan olaylara bakışımız sıklıkla çok yakın" dedi.
Putin ve Pezeşkiyan, bu ay içerisinde Moskova'daki BRICS zirvesinde yeniden görüşecek.
İsrail'in arka arkaya Lübnan sınırındaki BM barış gücü askerlerine saldırması, Orta Doğu'dan dünyaya şok dalgaları yaydı. Bugün bir kez daha Akdeniz kıyısındaki Nakura'da yer alan BM karargahı ile gözlem noktasının vurulması sonucu, çok sayıda asker yaralandı.
Birçok ülke İsrail'i açık şekilde kınarken, Tel Aviv'in ana müttefiki ABD'nin sessizliği gözden kaçacak gibi değil. Washington'dan şimdiye kadar resmi bir açıklama yok.
İNGİLTERE: DEHŞETE DÜŞTÜK
İngiltere, Birleşmiş Milletler askerlerine ateş açılmasını kınadı ve hükümet haberler karşısında dehşete düştüğünü açıkladı.
ÇİN: DERHAL DURMALI
Çin, bu sabah yaptığı açıklamada İsrail'in UNIFIL noktalarına yaptığı saldırıyı güçlü bir şekilde kınadığını duyurdu. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, saldırının ardından büyük bir endişe duyduklarını belirtip "BM barış gücü askerlerini hedef alacak kasıtlı bir saldırı, uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali oluyor. Bu tür eylemler derhal durdurulmalı" dedi. Pekin ayrıca, saldırının soruşturulması, sorumluların hesap vermesi ve tekrarlamaması için önlemler alınmasını istedi.
RUSYA'DAN DİKKAT ÇEKEN CÜMLE
Çin'den sonra gözlerin çevrildiği Rusya'nın üslubu oldukça sertti. Rusya Dışişleri Bakanlığı, açıklamasında halihazırda BMGK kararıyla Lübnan-İsrail sınırında görev yapan UNIFIL askerlerine her türlü düşmanca eylemden sakınılmasını istedi. Açıklamada "Moskova İsrail ordusunun eylemlerine öfkelidir" cümlesi özellikle dikkat çekerken, Rusya İsrail'den UNIFIL görev gücünü hedef almayı bırakmasını istedi.
Rus haber ajansı TASS, Moskova'nın açıklamasını 'Rusya İsrail'in Lübnan'daki barış gücüne saldırmasına öfkesini gösteriyor' başlığıyla sundu.
İsrail saldırısına Avrupa'dan da tepkiler geliyor. İsrail Başbakanı Pedro Sanchez, Birleşmiş Milletler barış gücü askerlerine İsrail'in saldırısını kınadı, uluslararası toplumdan Tel Aviv yönetimine silah satışını derhal durdurmasını istedi. İspanya'nın Lübnan'daki barış gücü UNIFIL'de 650 askeri bulunuyor.
Perşembe gününden bu yana İsrail saldırısını kınayanlar arasında Türkiye, İrlanda, Finlandiya, Kanada, İtalya ve Endonezya gibi ülkeler var. İsrail'in Roma Büyükelçisi makamına çağıran İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, "İsrail ordusunun, UNIFIL'e bazı üslerin boşaltılması gerektiğini tavsiye etmesinin hiçbir gerekçesi yok. Büyükelçi'ye, BM ve İtalya'nın İsrail hükümetinden emir almayacağını kendi hükümetine iletmesini istedim" dedi.
İsrail medyası ise, UNIFIL askerlerine saldırı haberlerinin ordu tarafından soruşturulduğunu yazdı.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Birleşmiş Milletler'in İsrail'le acil ateşkes isteyen bir karar çıkarmasını istedi.
Perşembe günü İsrail saldırılarında 139 kişinin yaşamını yitirdiğini belirten Başbakan Mikati, kurbanların tümünün siviller olduğunu söyledi. Mikati,"Bu artık kabul edilemez. İnsanlık nerede? Biz hangi gerçeklikte yaşıyoruz?" dedi.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez Lübnan'daki Birleşmiş Milletler barış gücü askerlerine İsrail'in saldırısını kınadı, uluslararası toplumdan Tel Aviv yönetimine silah satışını derhal durdurmasını istedi.
İspanya'nın Lübnan'daki barış gücü UNIFIL'de 650 askeri bulunuyor.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, İsrail'in füze saldırısına misillemede bulunması halinde yeni bir karşılık göreceğini söyledi.
Tahran'ın daha güçlü harekete geçmek için tereddüt etmeyeceğini belirten bakan Erakçi, İran'ın yeni bir saldırıya bütünüyle hazır olduğu mesajını verdi.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, hafta içinde İran'a verecekleri yanıtın ölümcül, hassas ve aniden gerçekleşeceğini söyledi.
İran'ın 1 Ekim'deki füze saldırısının ardından İsrail'in vereceği karşılık beklenirken, Amerikan Wall Street Journal gazetesi dikkat çeken bir haber yayınladı.
Lübnan'ın güneyinde İsrail işgal birliklerinin karadan ilerleyişine karşı savaşan Hizbullah, bir yandan da füze saldırılarına devam ediyor.
Hayfa ile Lübnan sınırı arasındaki Akka şehri füze yağmuruna tutulurken, hava savunma sistemleri aktif hale geldi.
Haber ajansları Akdeniz'e düşen füzelerin fotoğraflarını servis etti. Füzelerden biri Hayfa'nın kuzeyindeki Kiryat Bialik'te bir sanayi tesisini vurdu.
İsrail'in kuzeyinde yer alan Yir'on yerleşiminde ise iki yabancı işçi öldü. Yukarı Celile bölgesindeki yerleşimde işçilerin önce tanksavar füzesiyle vurulduğu belirtildi, İsrail ordusu daha sonra infilak eden bir mühimmatın düşmesi sonucu işçilerin öldüğünü açıkladı. Hayatını kaybeden işçiler, Tayland vatandaşı.
İsrail ordusu, batıdaki Akdeniz kıyısından doğudaki Golan Tepeleri'ne kadar geniş bir hatta sirenlerin çaldığı saldırılarda Hizbullah'ın 25 füze fırlattığı bilgisini verdi.
Ordu ayrıca Hizbullah'ın gönderdiği iki kamikaze silahlı insansız hava aracının da (SİHA) havada durdurulduğunu söyledi.
Lübnan-İsrail sınırındaki Ras Nakura'da yer alan BM barış gücü karargahı bugün bir kez daha vuruldu.
Lübnan resmi haber ajansı NNA, kısa adı UNIFIL olan barış gücü merkezinin girişinin İsrail tarafından bir top mermisiyle hedef alındığını duyurdu. Bir gözlem kulesine ise Merkava tankıyla ateş açıldı.
BM barış gücü karargahında hasar oluşurken, NNA çok sayıda askerin yaralandığını duyurdu. NNA'nın haberine göre, Nakura ile Sur kenti arasındaki ana yol üstünde bulunan gözlem kulesinin tankla vurulması sonucu yaralanan askerler Sri Lankalı.
Perşembe günü gerçekleşen ve dünyadan yoğun tepki alan saldırıda da iki BM askeri yaralanmıştı.
Dünyada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) ve Birleşmiş Milletler kararlarını en fazla ihlal eden ülke olan İsrail, 10 Ekim Perşembe günü bir ilke daha imza attı. İsrail tankları, Lübnan'ın güneyindeki Nakura'daki Birleşmiş Milletler barış gücü askerlerinin karargahına ateş açtı. Akdeniz kıyısındaki üssü hedef alan saldırıda kısaca UNIFIL olarak bilinen birliklerde görevli iki asker yaralandı. Gözlem kulesinde 'düşerek yaralanan' askerlerin Endonezya ordusundan olduğu belirtiliyor.
BM, son 24 saatte İsrail işgal birliklerinin saldırılarında gözlem noktalarının ‘defalarca isabet aldığını' da açıkladı. Üs bölgesindeki güvenlik kameralarına İsrail askerlerince hedef gözetilerek ateş açıldığı ve etkisiz hale getirildiği ifade edildi.
Dünyayı şoka sürükleyen saldırıların ardından konuşan UNIFIL'in sözcüsü Andrea Tenenti, barış gücünün hedef alınmasının 'uluslararası hukukun çok ciddi şekilde ihlali' olduğunu söyledi. Tenenti, vurulan mevzilerin BM gözlem noktaları olarak İsrail tarafından ‘çok iyi bilindiğini’ de ekledi.
1 Ekim tarihinde Lübnan'ın karadan işgaline başladığını duyuran İsrail ordusu, günlerdir Mavi Hat olarak bilinen sınırdaki BM barış gücü askerlerinin çekilmesini isteyen açıklamalar yapıyordu.
'YENİ BİR PLAN YOK'
İsrail işgal ordusunun UNIFIL'i tankla vurması, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantısının ana gündemiydi. BM barış gücünün yöneticisi Jean-Pierre Lacroix, söz aldığı oturumda Mavi Hat'taki askerlerin güvenliğine yönelik tehlikenin giderek arttığını söyledi. İsrail birliklerinin Merkava tankları ve iş makinalarıyla birçok bölgeye giriş yaptığını belirten Lacroix, 300 barış gücü askerinin geçici olarak daha büyük üslere taşındığını da ekledi.
New York'tan bildiren Al Jazeera muhabiri Gabriel Elizondo, İsrail saldırısının ardından UNIFIL barış gücü askerlerinin Lübnan'ın güneyinden tahliyesi gibi bir planın olmadığını aktardı. Mavi Hat'taki durumun her gün daha kötüye gittiğini belirten Elizondo, savaş nedeniyle 10 bin barış gücü askerinin çapraz ateşte kaldığını bildirdi.
BEYAZ SARAY GEÇİŞTİRDİ
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcülerinden biri, BM barış gücü askerlerinin vurulmasından 'derin endişe' duyduğunu söyledi. Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean-Pierre ise günlük basın toplantısında sorulan soruları geçiştirdi.
BMGK'da konuşan ABD'li diplomat Robert Wood, "Bu krizin çözümü daha zayıf bir Lübnan değil, Lübnan Silahlı Kuvvetleri'nde temsil edilen, meşru bir güvenlik gücü tarafından korunan, güçlü ve gerçek anlamda egemen bir Lübnan'dır" dedi. İran'ın Lübnan'ın egemenliğini baltaladığını savunan BM Daimi Temsilci Yardımcısı Büyükelçi Wood, Tahran yönetiminin bedel ödemesi gerektiğini söyledi.
Rusya temsilcisi Vassily Nebenzia ise, BMGK oturumunda İsrail'in saldırıları sonucu Lübnan'ın güneyinde 1 milyondan fazla insanın yerlerini terk etmek zorunda kaldığını hatırlattı, Tel Aviv'in Gazze'de uyguladığı senaryoyu Lübnan'da devam ettirdiğini deli getirdi.
ABD'nin İsrail saldırılarında suç ortağı olduğunu kaydeden Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Nebenzia, BMGK'nın 1701 sayılı kararının eksiksiz uygulanmasıyla krizin çözüleceğini ifade etti.
ÇİN: DERHAL DURDURULMALI
Pekin yönetimi, bu sabah yaptığı açıklamada İsrail'in UNIFIL noktalarına yaptığı saldırıyı güçlü bir şekilde kınadığını duyurdu.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, saldırının ardından büyük bir endişe duyduklarını belirtip "BM barış gücü askerlerini hedef alacak kasıtlı bir saldırı, uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali oluyor. Bu tür eylemler derhal durdurulmalı" dedi.
Pekin ayrıca, saldırının soruşturulması, sorumluların hesap vermesi ve tekrarlamaması için önlemler alınmasını istedi.
İTALYA: İSRAİL'DEN EMİR ALMAYACAĞIZ
UNIFIL'de 1000 kadar askeri bulunan İtalya İsrail'i resmen protesto etti, saldırının kabul edilemez olduğunu açıkladı. İsrail'in Roma Büyükelçisi Savunma Bakanlığı'na çağrılırken, Bakan Guido Crosetto bizzat İsrailli mevkidaşı Yoav Galant'ı aradı.
Nakura saldırısının 'savaş suçu' olabileceğini kaydeden Savunma Bakanı Crosetto, net bir açıklama yapamayan İsrail büyükelçisini sert şekilde uyardı. İtalyan bakan, "İsrail ordusunun, UNIFIL'e bazı üslerin boşaltılması gerektiğini tavsiye etmesinin hiçbir gerekçesi yok. Büyükelçi'ye, BM ve İtalya'nın İsrail hükümetinden emir almayacağını kendi hükümetine iletmesini istedim. Bu saldırı bir hata ya da kaza değil, bu yüzden mümkün olduğunca çabuk şekilde gerçek ve resmi açıklamalara ihtiyacımız var" dedi. Roma yönetimi, İsrail işgal birliklerinin iki İtalyan üs noktasını vurduğunu söylüyor.
TÜRKİYE: İSRAİL'İN CEZASIZ KALMASININ BİR TEZAHÜRÜ
Türkiye, Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinden yaptığı resmi açıklamayla saldırıyı kınadı. Açıklamada, "İsrail’in Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da sivil halka yönelik katliamlarının ardından BM güçlerini hedef alması, attığı her adımın cezasız kaldığı algısının bir tezahürüdür. Uluslararası toplum, İsrail’in hukuka uymasını sağlamakla yükümlüdür. Ülkemiz UNIFIL Deniz Görev Gücü’ne bir korvet/fırkateyn ve UNIFIL karargâhına ise beş personel ile katkı sağlamaktadır. Bölgemizde barışın tesisi için uluslararası hukuk çerçevesindeki tüm girişimlere destek vermeyi sürdüreceğiz" denildi.
AB: HİÇBİR GEREKÇESİ YOK, KINIYORUZ
Saldırıyı kınayan AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, sosyal medya hesabından “Lübnan'da tehlikeli bir şekilde bir çizgi daha aşıldı. Hiçbir gerekçesi olmayan bu kabul edilemez eylemi kınıyoruz” mesajını paylaştı.
İRLANDA: KABUL EDİLEMEZ
UNIFIL'de yüzlerce askeri bulunan İrlanda'nın başbakanı Simon Harris, "Barış gücünü hedef almak asla kabul edilemez ve hoş görülemez. Barış Gücü askerlerinin giydiği mavi başlıklar kutsal olmalıdır" ifadesini kullandı. İrlanda Dışişleri Bakanı Micheal Martin ise, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada İsrail'e ateş püskürdü, kınadığı saldırıların hesabının sorulmasını istedi.
FRANSA AÇIKLAMA İSTEDİ
İsrail'den resmi bir açıklama beklediğini duyuran Fransa, BM'deki daimi temsilcisi aracılığıyla Lübnan'da acil ateşkes çağrısı da yaptı.
BELARRA: BARBARLIK
İspanya'da muhalefetteki sol görüşlü Podemos partisinin lideri Ione Belarra, saldırıyı 'barbarlık', İsrail'i ise 'terör devleti' olarak niteledi. Belarra, "Terör devleti İsrail'in, mavi berelilerin, yani uluslararası toplumun Lübnan'daki karargahını bombaladığını öğrendik. Bir yıl boyunca söyledik, barbarlığa zamanında son vermezseniz barbarlık sizi de beraberinde sürükleyecektir ve şu anda gördüğümüz şey budur" deyip ekledi:
"İsrail'in hiçbir ceza almadan bölgedeki beş kadar ülkeyi bombalamasına izin verildi, bir yıldır kesinlikle masum kadın, çocuk ve erkeklere karşı soykırım yapıldı. İnsanlar Netahyahu'nun ellerinde öldürüldü. Bu soykırımı, bu katili durdurmamız gerekiyor ve bunun için de İsrail'in bu suçu işlemesi için gerekli siyasi ve ekonomik kılıfı sağlayan ABD ve Batılı ülkelerin karmaşıklığının ortadan kaldırılması gerekiyor."
ENDONEZYA ATEŞ PÜSKÜRDÜ
Saldırıya en sert tepkiyi veren ülkelerden biri, Endonezya'ydı. Endonezya'nın BM diplomatı Hari Prabowo, UNIFIL askerlerinin hedef alınmasını İsrail'in açık şekilde kendisini uluslararası hukuk ve cezasızlığın üstünde konumlandırmasının bir örneği olarak gösterdi.
Endonezya 1200 askerle UNIFIL'e en fazla asker veren ülke.
FİNLANDİYA
Finlandiya, Başbakan Petteri Orpo ve Savunma Bakanı Antti Hakkanen aracılığıyla UNIFIL saldırısını kınadı.
KANADA
Saldırıyı kınayan ülkeler arasına katılan Kanada, resmi açıklamasında UNIFIL askerlerine ateş açılmasını 'endişe verici ve kabul edilemez' olarak tanımladı. BM barış gücü UNIFIL'e tam desteğini tekrarlayan Kanada, saldırıyı şiddetle kınadı.
İsrail’in işgal ettiği Lübnan topraklarından çekildiği 1978’den beri UNIFIL bölgede görev yapıyor.
Gazze Şeridi'nin hemen kuzeyinde yer alan Aşkelon'da bu sabah sirenler çaldı.
İsrail medyası, Aşkelon ve çevresindeki birçok bölgede bir kamikaze silahlı insansız hava aracı nedeniyle alarm verildiğini yazdı.
Akdeniz kıyısındaki Aşkelon'da yaşayanlar gökyüzünde şiddetli patlamalar duyarken, ordu drone'un düşürüldüğünü açıkladı.
Kamikaze drone'un nereden geldiğine dair bir bilgi yok.
İsrail savaş uçakları, Perşembe akşam saatlerinde Lübnan'ın başkenti Beyrut'un merkezini yeniden hedef aldı. Beyrut haftalarca süren yoğun bombardımanın üzerine görece sakin iki gün geçiriyordu ancak son saldırılar kentteki sessizliği bozdu.
23 Eylül'de başlayan hava saldırıları çoğunlukla Beyrut'un güney semti Dahiye'de gerçekleşirken, Perşembe akşamı Başura mahallesindeki patlamalar başkentin her yerinden duyuldu.
Beyrut'tan bildiren Al Jazeera muhabiri Laura Khan, bulunduğu noktadan 1,5 kilometre uzakta gerçekleşen büyük ve gürültülü patlamaları duyduğunu, iki ayrı binanın hedef alındığını aktardı.
Nuveyri bölgesindeki bir binanın üç katının özellikle vurulduğunu dile getiren Khan, Neba'a bölgesinde ise dört katlı bir binanın çöktüğü bilgisini verdi.
Saldırı sırasında çığlıklar duyulurken, Al Jazeera muhabiri Beyrut sakinlerinin koştuğunu kaydedip 'kaos sahneleri' yaşandığını belirtti.
Saldırıların ardından kurtarma ekipleri olay yerine koştu, uluslararası haber ajanslarının servis ettiği fotoğraflarda Beyrutluların da çalışmalara yardım ettiği görüldü.
Lübnan Sağlık Bakanlığı akşam saatlerinde yaptığı açıklamada saldırılarda en az sekiz kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu, sabah saatlerinde bu sayı 22'ye çıktı. Beyrut'un Şii mahallelerinden Başura'daki saldırılarda 117 kişi de yaralandı.
İsrail jetlerinin hedefinde 27 Eylül'de öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın kayınbiraderi Vefik Sefa ile grubun diğer üst düzey yöneticileri vardı.
İsrail ordusu, Beyrut'un merkezine şimdiye kadar düzenlediği en büyük saldırıdan önce herhangi bir uyarı yayımlanmadı.
Vefik Sefa ve diğer Hizbullah üst düzey yöneticilerinin suikast saldırısından kurtulduğu bildiriliyor. Nasrallah'ın kayınbiraderi Sefa, Hizbullah ile Lübnan hükümeti arasındaki koordinasyon birimini yönetiyor.
Al Jazeera muhabiri Laura Khan, daha önce Hizbullah'ın askeri kanadına suikastlar gerçekleştiren İsrail'in ilk kez siyasi kanattan bir ismi hedef aldığını belirtiyor. Bir çizginin daha aşıldığını kaydeden Laura Khan, askeri figürlerin ötesine ilk kez taşınan saldırıların Beyrut'u insanlar için çok tehlikeli bir yere dönüştürdüğü yorumunu yaptı.
Lübnan'ın en büyük askeri gücü olan Hizbullah, aynı zamanda bir siyasi parti.
Lübnan ve Suriye arasındaki sınır kapılarını hedef alan İsrail, bu kez bir sahra hastanesini bombaladı.
İran Kızılay'ına ait sahra hastanesi alev alev yanarken, Tahran yönetimi 56 yataklı hastanenin küle döndüğünü açıkladı.
İran, ilaç deposunun da bulunduğu hastanenin 6 Ekim tarihinde kurulduğunu söylüyor.
Tahran yönetimi, hastanenin vurulmasını 'savaş suçu' olarak niteleyip kınadı.