16.11.2024 - 13:27 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
CANLI AKTARIYORUZ
Savaşın 407'inci gününe girilirken son 24 saatteki İsrail saldırıları 35 can aldı, Filistinli yetkililer katliamda yaşamını yitirenlerin sayısının 43 bin 799'da çıktığını bildirdi.
Lübnan'ın başkenti Beyrut'u Cuma günü dört kez savaş uçaklarıyla vuran İsrail işgal ordusu, Cumartesi günü de bombardımana devam etti.
İsrail'in hedefinde, Beyrut'un güneyindeki Dâhiye semti vardı. Hizbullah'ın kalesi olarak bilinen semtteki Haret Hureyk mahallesinde yer alan iki bina için acil tahliye emri yayınlandı, dakikalar sonra Beyrut şiddetli patlamalarla sarsıldı.
Gökyüzünü dumanlar kapladı, yerel medya çok sayıda binanın yerle bir olduğunu aktardı.
Yerel medya ayrıca, son saldırının uyarı yapılmayan bir binaya düzenlendiğini kaydetti.
İsrail öğle saatlerinde bu kez Haret Hureyk'in yanı sıra El Gubeyri ve Burc el Baracne mahallelerindeki üç bina için uyarı yayınladı.
Binalardan en az 500 metre uzak durulmasını isteyen işgal ordusu, saldırının kısa sürede gerçekleşeceğini belirtti.
Beyrut'un aralıksız bombardımana tutulduğu saldırı dalgası, bugün beşinci gününe girdi.
İsrail'in kuzeyinde yer alan Akdeniz kıyı şeridi şehirlerinde sabah günün ağarmasıyla aralıksız sirenler çaldı.
Lübnan sınırına yakın konumdaki Nehariye ve çevresinde duyulan sirenler, ilerleyen saatlerde daha güneydeki Hayfa'ya kadar yayıldı.
Hizbullah kamikaze silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve füzelerle İsrail'in Batı Celile diye adlandırdığı kıyı şeridine saldırdı.
Hizbullah'ın kamikaze drone'larından biri, Nehariye'deki bir binanın balkonuna isabet etti. İsrail medyası, kamikaze SİHA'nın vurduğu binanın yeni inşa edildiği için boş olduğunu bildirdi.
İsrail ordusu birden fazla kamikaze drone'un düşürüldüğünü, Nehariye'deki binanın balkonuna ise bazı parçaların çarptığını kaydetti.
Ordu ayrıca, Hizbullah'ın sabah saatlerinden itibaren 20 kadar füze ateşlediğini, bazılarının hava savunma sistemleri tarafından durdurulduğunu belirtti.
Hizbullah'a yakınlığıyla bilinen El Meyadin televizyonu, Demir Kubbe hava savunma sisteminin başarısız olduğunu ve Nehariye'deki binanın vurulduğunu aktardı.
Hizbullah ise Hayfa ve Akka'daki İsrail askeri üslerine füzeler ve kamikaze drone'larla gerçekleştirdiği saldırılara dair görüntüler yayınladı. Video kaydında kamyonla yeraltında taşınan büyük bir füzenin ateşlendiği göze çarpıyor.
Söz konusu füze, ilk kez Ekim ayında Tel Aviv'i vurmak için kullanılan Kader. İran yapımı Kader, orta menzilli karadan karaya balistik bir füze ve birden fazla tipi var.
Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'ne göre 800 kilograma kadar patlayıcı yük taşıyabiliyor. İranlı yetkililer sıvı yakıtlı füzenin 2 bin kilometre menzile sahip olduğunu söylüyor ancak Hizbullah'ın elindeki füzelerin daha kısa menzilli olduğu tahmin ediliyor.
İsrail'in yoğun hava saldırılarıyla neredeyse lider kadrosunun tümünü kaybeden Hizbullah ağır darbe alsa da saldırılarına ara verecek gibi görünmüyor.
ABD'nin Lübnan'a sunduğu yazılı ateşkes teklifinin detayları netleşiyor. Hizbullah'ın müzakere yetkisi verdiği Meclis Başkanı Nebih Berri yazılı öneriyi aldığını söyledi.
8 Ekim 2023'te başlayan sınır çatışmaları 23 Eylül'de İsrail'in yoğun hava saldırılarını Lübnan geneline yaymasıyla savaşa dönüştü. Dahası, İsrail 1 Ekim tarihinde Lübnan'ın karadan işgaline başladığını duyurdu.
Hava bombardımanı yarın sekizinci haftasını dolduracak, ABD'nin arabuluculuğunda gerçekleşen müzakereler ise 19 maddelik bir belge etrafında yürütülüyor.
Suudi Arabistan sermayeli Şark'ul Avsat gazetesi, en tartışmalı maddenin her iki tarafa da 'meşru müdafaa hakkı' veren başlık olduğunu yazdı. Söz konusu madde İsrail ordusunun Lübnan topraklarında operasyona girişmesinin önünü açıyor ve Beyrut yönetimi bu maddeyi reddediyor.
Ayrıca 2006'daki savaşı sona erdiren ve Litani Nehri'nin güneyinde militanlardan arındırılmış bir bölge oluşturulmasını öngören 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanması için bir izleme komitesi kurulmasını öngören bir madde de yer alıyor.
Şark'ul Avsat'a konuşan kaynaklar, Lübnan'ın Washington'un başkanlığını yapmak istediği bu komitenin yapısına itiraz ettiğini, Nebih Berri'nin İngiltere ve Almanya'yı reddetmesinin ardından Lübnanlı müzakerecilerin daha önce mevcut komitenin ABD ve Fransa'yı da kapsayacak şekilde genişletilmesini önerdiklerini belirtti.
Lübnan'ın ABD belgesine 'çok yakında' yazılı bir belgeyle yanıt vermesi bekleniyor. Meclis Başkanı Berri, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada teklifin İsrail ordusuna Lübnan'da herhangi bir hareket serbestisi içermediğini savundu, "Amerikalılar ve diğerleri bunun kabul edilemez olduğunu, prensipte tartışılamayacağını ve egemenliğimize yönelik herhangi bir ihlali kabul edemeyeceğimizi biliyorlar" dedi. Şii Emel Hareketi'nin lideri Berri, ayrıca teklifin Lübnan'da NATO ya da başka güçlerin konuşlandırılmasını içerdiğini de reddetti.
İsrail kamu yayıncısı KAN ise Cuma günü İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşma taslağının her iki tarafın da 1701 sayılı BM kararının önemini kabul etmesini içerdiğini duyurdu. Habere göre, taslak her iki tarafa da gerektiğinde meşru müdafaa hakkı tanıdığını belirtti.
Taslak anlaşmaya göre Lübnan ordusu, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile birlikte güneydeki tek silahlı güç. Lübnan'a yapılacak her türlü silah satışı veya üretiminin hükümet tarafından denetleneceği belirtilirken, taslak anlaşmaya göre İsrail'in yedi gün içinde güçlerini Güney Lübnan'dan çekmesi gerekiyor.
On binlerce üyesi ve cephaneliğinde 150 bin kadar füzesi olduğu tahmin edilen Hizbullah'ın sınır hattından güçlerini çekmeyi kabul edip etmeyeceği bilinmiyor.
BMGK’nin 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hattı'nın gerisine çekilmesini ve burada sadece Lübnan ordusu ve UNIFIL askerlerinin bulundurulmasını öngörüyor. Ancak Hizbullah neredeyse çeyrek asırdır Litani Nehri ile sınır arasını kontrol ediyor.