Gazze'deki savaşta son dakika... ABD'den flaş Gazze kararı! Biden bizzat açıkladı

İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron yaptığı açıklamada, "Gazze'de dün bir yardım konvoyunu bekleyen insanların ölümü korkunçtu. Acilen soruşturulmalı ve hesap sorulmalıdır” dedi.

Böyle bir olayın tekrarlanmaması gerektiğini belirten Cameron, “İsrail, Gazze halkına çok daha fazla insani yardımın ulaşmasını sağlamakla yükümlüdür. Ele alınması gereken çok sayıda çıkmaz tespit ettik. Buna göre, İsrail acilen Gazze'ye daha fazla geçiş kapısı açmalı, bürokratik engelleri ortadan kaldırmalı, Gazze'de yardım operasyonlarını mümkün kılmalı ve sivilleri, STK'ları, sağlık görevlilerini ve yardım sağlayan diğer kişileri korumak için sağlam bir çatışma önleme mekanizmasının yürürlükte olmasını sağlamalıdır” ifadelerini kullandı.

Cameron, bölgede derhal insani ara verilmesinin gerektiğini vurgulayarak, bunun insan yardımların ulaştırılmasının ve esirlerin serbest bırakılmasının tek yolu olduğunu söyledi.

ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’da İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile bir araya geldi. Biden Oval Ofis’teki görüşmede basına yaptığı açıklamada, dün yardım bekleyen Filistinlilere düzenlenen saldırıya değinerek, saldırıyı “trajik ve endişe verici bir olay” olarak nitelendirdi. Biden, “Yaşanan can kayıpları yürek parçalayıcı. İnsanlar o kadar çaresiz ki, masum insanlar ailelerini besleyemeyecek kadar korkunç bir savaşın içinde kaldılar” dedi.

ABD’nin Gazze Şeridi'nde daha fazlasını yapması gerektiğini vurgulayan Biden, “Önümüzdeki günlerde Ürdün'deki ve diğer ülkelerdeki dostlarımızla birlikte havadan yardım yapacağız” ifadelerini kullandı.

Bölgeye karayolu sevkiyatını artırma ve İsrail’in yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırması konusunda ısrarcı olacaklarını belirten Biden, “Mazeret yok çünkü gerçek şu ki Gazze’ye akan yardım yeterli değil. Masum hayatlar tehlikede, çocukların hayatları tehlikede. Biz de onlar oraya daha fazla yardım götürene kadar buna seyirci kalmayacağız. Sadece birkaç kamyon değil, yüzlerce kamyon göndermeliyiz” şeklinde konuştu.

Nikaragua, İsrail'in Gazze'deki soykırımına siyasi, mali ve askeri destek vermekle suçladığı Almanya aleyhinde Uluslararası Adalet Divanında dava açtı.

İsrail’in Gazze Şeridi’nde dün insani yardım bekleyen Filistinlilere ateş açtığı saldırıya tepkiler sürüyor. Dünyanın ayağa kalktığı saldırıya ilişkin yeni açıklama İsrail aleyhinde Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) soykırım davası açan Güney Afrika’dan geldi. Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Güney Afrika, hayat kurtaracak bir yardım arayan 112 Filistinlinin katledilmesini ve yüzlerce sivilin yaralanmasını kınamaktadır. Bu son vahşet uluslararası hukukun bir başka ihlali ve UAD bağlayıcı geçici kararlarının ihlalidir” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada, acil ve şartsız ateşkesin artık ahlaki ve hayat kurtarıcı bir zorunluluk olduğu da vurgulandı.

İsrail ordusunun dün Gazze şehrinin güneybatısında gıda yardımı bekleyen Filistinlilere ateş açması ve 112 sivilin ölümüne neden olmasının ardından kamuoyu bir kez daha İsrail’e tepki gösterdi. İsrail’in saldırının ardından yaptığı “siviller izdiham nedeniyle öldü” açıklamasına ise İsviçre merkezli Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları İzleme Örgütü (Euro-Med) bugün cevap verdi. Örgüt yaptığı açıklamada, “Yapılan ilk incelemeler, İsrail tanklarının Gazze’de insani yardım almaya çalışan Filistinlilere yoğun ateş açtığını ve yüzlerce sivilin öldüğünü ya da yaralandığını doğrulamaktadır” ifadeleri kullanılırken, İsrail ordusunun belirli yerlerden kesilmiş bir şekilde video yayınlayarak kendisini vahşetin dışında tutmaya çalıştığı belirtildi.
İsrail ordusunun sivilleri vurduğunu doğrulayan 4 kanıtın altı çizilen açıklamada, ilk kanıtın ölen ve yaralananların vücutlarındaki yara izlerinin olduğu aktarıldı. Açıklamada, “Şifa Hastanesi’ne getirilen siviller, örgüt araştırmacısı tarafından belgelenmiştir” denildi.

Örgüt açıklamasında, 2. kanıtın İsrail tarafından yayınlanan görüntüler olduğu kaydedilirken, “Bu görüntülerde kıyıya yakın bir yerde konuşlanmış İsrail tanklarından ateş açıldığına dair sesli kanıtlar yer almaktadır. Ancak ordu videoda siyah renk kullanarak bunu kasıtlı olarak gizlemiştir. Görgü tanıkları tankların olay yerine yakın bir yerde bulunduğunu doğrulamıştır” ifadeleri yer aldı.

Açıklamada 3. kanıtın ise mermilerin ses imzasıyla ilgili olduğu, bu ses imzasının vurulma anında yayınlanan görüntülerde duyulabildiği belirtilirken, İsrail ordusu tarafından kullanılan 5.56 mermili otomatik bir silahtan geldiğinin belirlendiği bildirildi.

Son olarak da, İsrail ordusunun yayınladığı videonun kasıtlı olarak kesildiği ve çarptırıldığı aktarılırken, görüntülerde etrafında çok sayıda cesedin olduğu 2 İsrail tankının görüldüğü ifade edildi.

Euro-Med açıklamada, İsrail güçlerinin kendileri için herhangi bir tehdit oluşturmayan sivilleri açıkça hedef aldığını vurguladı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi tarafından yapılan açıklamada, İsrail savaş uçaklarının sabah saatlerinde Suriye'nin batısındaki Baniyas kentinde bulunan bir binayı vurduğu belirtildi. Açıklamada, saldırıda aralarında İran Devrim Muhafızları Ordusu’na mensup askeri danışmanın da bulunduğu 3 kişinin hayatını kaybettiği aktarıldı. İran basınında yer alan haberde ise, saldırıda hayatını kaybeden danışmanın ismi Reza Zarei olarak açıklandı.

Ürdün’ün Gazze Şeridi’ne havadan bıraktığı insani yardımlar, batılı ülkelere örnek oldu. Belçika Başbakanı Alexander De Croo Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, Belçika'nın Gazze Şeridi’ne havadan insani yardım malzemesi bırakma kararı aldığını bildirdi.

Belçika Savunma Bakanı Ludivine Dedonder'in de hazır bulunduğu toplantı sonrasında verilen bilgilere göre, Belçika Hava Kuvvetleri’ne ait bir A400M tipi uçağın pazartesi günü kalkacağı aktarıldı. Belçika’nın Melsbroeck Askeri Havaalanı’ndan kalkacak uçakta insani yardım kapsamında yiyecek ve hijyen ürünleri olacağı bildirildi.

ÜRDÜN İLE İŞ BİRLİĞİ İÇİNDE YAPILACAK

Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib nezdinde yapılan başvuru ile Ürdün’ün operasyona öncülük edeceği bildirilirken, Belçika’dan uzman bir ekibin yardım operasyonunun detaylarını görüşmek üzere Ürdün'e ulaştığı ve hazırlıkların başladığı açıklandı. Öncelikle Ürdün'e gidecek olan yardım uçağının operasyonun devamında Gazze Şeridi’ne giderek yiyecek ve hijyen ürünlerini havadan bırakacağı kaydedildi. Belçika uçağının yardım malzemelerini teslim edemediği bir durumun oluşması durumunda ise Ürdün uçaklarının devreye gireceği ve yardımların en kısa sürede bölgeye ulaştırılacağı belirtildi.

Ürdün ordusu, Gazze'nin kuzeyindeki çeşitli bölgelere üç havadan gıda yardımı gerçekleştirdiğini açıkladı. Ürdün ve Mısır son günlerde hava yoluyla yardım gönderirken, ABD ve Kanada da benzer bir rol oynamayı düşündüklerini açıkladı.

Hamas'ın Gazze'de tuttuğu esirlerin aileleri, Tel Aviv'deki ABD büyükelçiliği önünde protesto gösterisi yaparak Başkan Biden'dan bir anlaşmaya varılması için yardım istedi. Kalabalık, Biden'ın İsrail hükümetine Hamas'la, tutukluların serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmaya varması için baskı yapmasını talep etti.

Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü (INSS) İsrail'in son 10 yılda dünya ülkelerinden askeri anlamda geride kaldığını duyurdu. Geçen yıl 18. sırada yer alan İsrail, bu sene 17. sıraya yükselse de İsrail medyası bu duruma tepki gösterdi.

TÜRKİYE FARK ATTI İSRAİL 6 SIRA BİRDEN GERİLEDİ

Jerusalem Post gazetesi söz konusu sıralamayla ilgili İsrail Ortadoğu'nun dördüncü en güçlü devleti olurken, Türkiye dünya çapında sekizinci, İran on dördüncü ve Mısır on beşinci sırada yer aldı ifadesini kullandı. Jerusalem Post ayrıca İsrail'in 10 yıl önce 11. sıradayken, İran kendisine uygulanan yaptırımlara rağmen kendilerini geride bıraktıklarını ve Tel Aviv'in askeri alanda sınıfta kaldığını ifade etti.

SIRALAMA NEYE GÖRE BELİRLENDİ?

İsrail'in açıkladığı bu veriler ülkelerin asker sayısı veya halkın askere bağlılığı gibi faktörlerden ziyade teknolojiye dayandırılıyor. Bu bağlamda İsrail Orta Doğu'daki en büyük düşmanı İran'a askeri harcama alanında 2.5 kat fark atmasına rağmen Tahran'ın gerisinde yer alıyor.

INSS, İsrail'in son on yılda gerilemesine rağmen hâlâ diğer Orta Doğu ülkelerinin çoğundan çok daha iyi bir yerde kaldığını öne sürdü ve karşılaştırmayı Güney Sudan, Suudi Arabistan ve Lübnan gibi ülkeler arasında yaptı.

Filistinli yetkililer Gazze'de hayatını kaybedenlerin sayısının 30 bin 228'e yükseldiğini duyurdu.

Gıda stoklarının tükendiği Gazze'de yabani bitkiler, yiyecek olarak satılmaya başlandı. Savaştan önce eczacılık okuyan ve Han Yunus şehrindeki yoğun saldırılar nedeniyle Deir El Balah’a gitmek zorunda kalan Ahmed Fayyad da geçimini sağlamak için yabani ot satmaya başladı. Fayyad, “Yabani ot satan insanlar sadece gelir elde etmek istiyor. Hiçbir gelir kaynağımız yok. İnsanlar da çocuklarını beslemek istiyor” şeklinde konuştu.

Gazze şehrinin Şucaiye Mahallesi'ndeki evini terk etmek zorunda kalan ve Deir El Balah’a gelen Abu Ali ise, yabani otun şu anda piyasadaki en ucuz şey olduğunu ve doğada kendi kendine yetişebildiği için yaygın olarak bulunabildiğini söyledi.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'ne (FAO) göre Gazze Şeridi'ndeki nüfusun 4'te biri kıtlığın eşiğinde bulunuyor.

İsrail-Hamas savaşının başından beri birçok kez skandal açıklamalarda bulunan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir geçtiğimiz haftalarda Gazze'den çıkmayan Filistinlileri idam etme teklifinde bulundu. Bu skandalın etkisi hala İsrail medyasında sürerken Ben-Gvir şimdi de İsrail hapishanelerinde yer açmak için serbest bırakılan Filistinlilere öfke kustu.

Ben-Gvir konuyla ilgili "Shin Bet ( İsrail yurt içi güvenlik servisi) Filistinlilerden para alıyor, bu onlara bir Ramazan hediyesi olur. Shin bet, şimdi de Hamas'a jest yapıyor. Onları hücrelerinden çıkarmamalıyız" dedi.

Shin Bet ise hapishanelerdeki yoğun kapasite nedeniyle düşük suçlardaki insanları serbest bıraktıklarını ve yerlerine daha büyük bir oranda suç işlemiş kişilerin geleceğini aktardı.

Jerusalem Post gazetesinde yer alan bir başka haberde ise Ulusal Güvenlik Bakanı olmasına rağmen Ben Gvir'in Shin Bet'teki bir toplantıya alınmadığı hatta telefonlarına bile kimsenin çıkmadığı yazıldı. İsrail medyasına göre Shit Bet, planların Gvir tarafından dünyaya sızdırılacağına inandığı için toplantıya güvenlik bakanını almadı.

Uluslararası arenada Türkiye'nin karşısına sık sık çıkan ABD'li Senatör Rand Paul'un F-16'lar hakkında verdiği yasa tasarısı ezici bir çoğunlukla reddedildi. Ret sonrası soluğu sosyal medyada alan Paul skandal açıklamalara imza attı, Paul'un bu açıklamalarına Ermeni lobisinden destek geldi.

ABD Başkanı Joe Biden, İsrail ile Hamas arasında ateşkes anlaşmasının yakın olduğu yönündeki iddialarından vazgeçti ve "Muhtemelen Pazartesi gününe kadar olmayacak ama umutluyum” dedi.

İsrail'in yardım bekleyen sivilleri öldürmesiyle ilgili yaptığı açıklamada Fransa lideri Macron saldırıyı kınadı ve Sivillerin İsrail askerleri tarafından hedef alınması karşısında derin bir öfke duyuyorum. Siviller korunmalı ve derhal bir ateşkes hayata geçirilmeli" dedi.

İsrail ordusu Bureij mülteci kampına saldırırı düzenledi. Filistin resmi medyasına göre bölgede dört kişi yaşamını yitirdi.

İsrail 7 Ekim tarihinden bu yana her yerde aradığı Hamas lideri Yahya Sinvar'ı bugüne kadar bulamadı. İsrail ordusu, başına para ödülü konulan Hamas lideri Sinvar'a ait olan yeni bir görüntüyü geçtiğimiz haftalarda yayınladı. Video kaydında, Yahya Sinvar'ın eşi ve çocuklarıyla Gazze Şeridi'ndeki bir tünelde yürüdüğü görülüyor. Video kaydının doğrulanması halinde, sırra kadem basan Sinvar 7 Ekim'den bu yana ilk kez görünmüş olacak.

Bir dakika uzunluğundaki görüntünün çekildiği tarih, 10 Ekim Salı. İsrail ordusu, Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'ta kaydedilen videoda Yahya Sinvar'ın kardeşi İbrahim'in de olduğunu savunuyor. Tünel, Han Yunus'a bağlı Beni Süheyla kasabasındaki bir mezarlığın altına doğru ilerliyor.

Sağlıklı görünen Yahya Sinvar'ın elinde bir poşet ve ayağında da parmak arası terlikler var. Sinvar'ın kızlarından birinin elinde ise, oyuncak bebek dikkat çekiyor. Times of Israel, görüntünün işgal birlikleri tarafından ele geçirilen tünellerdeki güvenlik kameralarından elde edildiğini yazdı.

"BASE-6'DA SAVAŞA HAZIRLANIYOR"

Jerusalem Post gazetesi ise askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde Sinvar'ın uzun süre kalmak için donatılmış bir yer olan "Base-6" bölgesine gittiğini ve burada savaşmaya hazırlandığını yazdı.

İsrail ordusunun istihbaratına göre Hamas lideri, askeri personel ve iletişim hatları ile uzun süreli konaklamalar için donatılmış Base-6'da kalıyordu ancak bir süredir sık sık yer değiştirmeye başladı. Söz konusu askeri kaynak İsrail medyasına "Sinvar her duruma göre plan yapıp hareket ediyor ve etrafındakilere güvenmiyor" dedi.

Aynı yetkili Base-6 adı verilen bölgenin diğer Hamas tünelleriyle karşılaştırıldığında çok derine kazılmış bir yeraltı merkezi olduğunu kaydetti.

Merkezde oturma odaları, güvenlik görevlileri, iletişim hatları ve IDF ile istihbarat güçlerini kandırmayı amaçlayan çeşitli açıklıklar dahi bulunduğu belirtiliyor.

İsrail güçlerinin yardım bekleyen Filistinlilerin üzerine ateş açarak en az 112 kişinin ölümüne, 760 kişinin yaralanmasına sebep olduğu saldırının yankıları sürerken, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) acil bir toplantı gerçekleştirdi. Cezayir’in talebiyle gerçekleşen basına kapalı oturum sonrasında gazetecilere açıklamada bulunan Filistin'in BM Büyükelçisi Riyad Mansur, toplantıda İsrail saldırısını kınayan ve İsrail'i olaydan sorumlu tutan bir bildirinin ele alındığını söyledi. Cezayir tarafından sunulan bildirinin toplantıda kabul edilmediğini kaydeden Mansur, konseyin 15 üyesinden 14'ünün bildiriyi desteklediğini, ABD’nin ise bildiriye destek vermediğini ifade etti.

"TÜM GERÇEKLERE SAHİP DEĞİLİZ"

ABD’nin BM Büyükelçi Yardımcısı Robert Wood ise, oturum sonrasında ülkesinin bildiriyi neden desteklemediğini soran gazetecilere, “Sahadaki tüm gerçeklere sahip değiliz. Sorun da bu” yanıtını verdi. Kamuoyunda çelişkili bilgiler olduğunu ve ABD'nin insanların hangi koşullarda öldüğü de dahil kilit konularda gerçeğe ulaşmaya çalıştığını kaydeden Wood, ülke temsilcilerinin herkesin üzerinde anlaşabileceği bir dil bulunup bulunamayacağını görmek için çalıştığını da sözlerine ekledi.