Gazze'deki savaşta son dakika... Cenaze töreninde intikam yemini: 'Savaşta en tehlikeli aşama şimdi başladı'

Mısır, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 1967'den bu yana işgal altındaki Filistin topraklarındaki İsrail politikaları ve uygulamalarına ilişkin Uluslararası Adalet Divanı'ndan (UAD) talep edilen istişari görüşmeye katılacak. Mısır Basın Enformasyon Kurumu Başkanı Diaa Rashwan yaptığı açıklamada, Mısır’ın İsrail'in Filistin'de işlediği suçlar konusunda UAD’ye dosya sunduğunu ve 21 Şubat'ta mahkemede sunum yapacağını belirtti.

Mısır’ın sunduğu dosyanın, uluslararası insancıl hukuk ilkelerini ihlal ederek 75 yılı aşkın süredir devam eden İsrail işgalinin gayrimeşruluğunu teyit ettiğini ifade eden Rashwan, dosyada İsrail’in Filistin halkının kendi geleceğini belirleme hakkını engellemek, silah zoruyla Filistin topraklarını ele geçirmek ve Filistinlileri yerinden edilmesi için uyguladığı politikaların yer aldığını açıkladı.

Mahkemeden İsrail'in tüm bu hukuksuz eylemlerinden sorumlu olduğunun teyit edilmesi çağrısında bulunan Rashwan, İsrail'in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarından derhal çekilmesini ve Filistin halkının bu hukuksuz politika ve uygulamalar nedeniyle uğradığı zararların uluslararası alanda tazmin edilmesini talep etti.

İsrail'in Filistin'i işgaline ilişkin duruşmalar yarın başlıyor

UAD’de İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin duruşmalar yarın başlayacak. Aralarında Türkiye'nin de yer aldığı 52 devlet ve uluslararası kuruluş, 6 gün sürecek duruşmalarda mahkemede 30’ar dakika sunum yapacak. Türkiye’nin mahkemenin son günü olan 26 Şubat’ta sunumunu yapması bekleniyor.

İsrail güçleri bugün Gazze Şeridi’nin merkezindeki Deir el Balah kentinde sivillerin sığındığı binayı vurdu. Baraka ailesine ait olduğu öğrenilen binaya düzenlenen hava saldırısında 3 çocuk 10 Filistinli hayatını kaybetti. Yaralanan onlarca sivil Aksa Şehitleri Hastanesi'ne nakledildi.

Afrika Birliği zirvesine katılmak üzere Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa'da bulunan Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik devam eden saldırıları hakkında açıklamalarda bulundu. Lula, "Gazze Şeridi'nde yaşananlar bir savaş değil, soykırımdır. Bu askerlerin askerlere karşı savaşı değil. Bu, son derece hazırlıklı bir ordu ile kadınlar ve çocuklar arasındaki bir savaş" dedi.

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının Holokost ile aynı olduğunu belirten Lula, "Gazze Şeridi'nde Filistin halkının başına gelenler tarihin başka hiçbir döneminde yaşanmadı. Aslında oldu, Hitler Yahudileri öldürmeye karar verdiğinde" dedi.

İsrail’den Lula’ya tepki

İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, Lula’nın açıklamasının ardından Brezilya’nın İsrail büyükelçisinin yarın Dışişleri Bakanlığına çağrılması yönünde talimat verdiğini açıkladı. Katz, "Brezilya Devlet Başkanı'nın sözleri utanç verici ve ciddi. Hiç kimse İsrail'in kendini savunma hakkına zarar veremez. Ofisimdeki çalışanlara Brezilya Büyükelçisini yarın bir kınama görüşmesi için çağırmalarını emrettim” dedi.

Belçika Dışişleri Bakanı Bakanı Hadja Lahbib İsrail'e Gazze'deki savaşını sona erdirmek için diplomasiyi 'etkinleştirme' çağrısında bulundu. Lahbib konuyla ilgili "İki devletli çözüm için çok çalışmalıyız. Sorunları barışçıl bir şekilde çözmenin tek yolu bu" dedi.

İsrail-Hamas arasındaki savaşın başlamasından kısa bir süre sonra Lübnan'ın güneyindeki Hizbullah savaşçıları da çatışmalara dahil oldu. Hizbullah'ın savaşa katılmasıyla birlikte İsrail ordusu kuvvetlerini adeta ikiye böldü ve ülkenin kuzeyine bir tampon bölge oluşturdu. Geride kalan süreçte İsrail ordusu onlarca Hizbullah komutanına hem Lübnan hem de Suriye'de suikast düzenledi. Pazar sabahı itibariyle ise İsrail jetleri Lübnan'ın güneyini adeta ateş çemberine aldı. Saldırıda Hizbullah'a ait altyapı tesisleri vuruldu, üç Hizbullah savaşçısı ise öldürüldü.

"EN TEHLİKELİ AŞAMA ŞİMDİ BAŞLADI"

Lübnan basınında çıkan haberlerde ise üç kişinin cenaze töreninde Hizbullah savaşçılarının intikam için söz verdikleri kayıtlara geçti. Yerel basına konuşan Hizbullah'ın yetkilileri, "Savaşta en tehlikeli aşama başladı. Kendimizi feda edeceğiz ve direnişi sürdüreceğiz" dedi.

Emel Hareketi olarak da bilinen savaşçılara bağlı olan ölümlerle ilgili konuşan bir başka yetkili ise "İsrail, sadece sivilleri öldürmek için saldırılarda bulunuyor, Lübnan halkı olarak bunun bilincindeyiz" ifadesini kullandı.

Öte yandan Lübnan basını ayrıca ölen Hizbullah savaşçılarının sınır köyleri İsrail ordusundan korumak için kısa bir süre önce görevlendirildiğini kayıtlara geçirdi.

Münih Güvenlik Konferansı'ndaki bir panel oturumunda konuşan Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman "Filistinlilerin öldürülmesi söz konusu olduğunda, doğru ve yanlış temel prensibinden vazgeçildiğini görüyoruz" diyerek İsrail'i eleştirdi.

Filistinli yetkililer 7 Ekimden bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 28 bin 985’e, yaralıların sayısının ise 68 bin 883’e yükseldiği duyurdu.

Açıklamada bölgede son 24 saatte gerçekleştirilen saldırılarda yaşanan can kaybına ait rakamlara da yer verilirken, 127 Filistinlinin hayatını kaybettiği, 205 Filistinlinin ise yaralandığı aktarıldı.

İsrail ordusu güney Lübnan'daki Hizbullah mevzilerini bombaladığını açıkladı. Savaş uçakları, Hizbullah'a ait altyapı tesislerini hedef aldı.

Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Rusya'nın Filistinli grupları 26 Şubat'ta Moskova'da buluşmaya davet ettiğini belirtti. Abbas konuyla ilgili "Biz ateşkesle ilgili devreye girmeye hazırız. Hamas hazır değilse o kısmını bilemeyiz" dedi.

Yunan medyası, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali için Kiev'e mühimmat sağlamak için Türkiye'nin kapısının çalınacağını ancak üç ülkenin birleşip bu konuyu veto ettiklerini yazdı. Kathimerini gazetesi, başta Fransa olmak üzere söz konusu vetonun nedenini de yazdı.

İsrail medyasına göre, Tel Aviv yönetimi orduya Ramazan ayından önce Refah'a geniş çaplı bir askeri saldırı başlatması için emir gönderecek. Dünya ülkeleri ve insan hakları örgütleri ise böylesine bir saldırının kitlesel bir soykırıma neden olacağını belirtiyor. Bu bağlamda yaklaşık iki milyon insanın savaşla birlikte göç edeceği tek nokta şimdilik Mısır olarak gösteriliyor.

Middle East Eye'da yer alan habere göre Mısır, bu mülteci akını için 10 kilometrelik bir tampon bölge oluşturmaya çalışıyor. Projede görev alan müteahhitler ise bağımsız kaynaklara hükümetin kendilerine 10 gün süre verdiğini ifade etti.

100 BİN MÜLTECİ VE 8 METRELİK DUVAR

Maxar Technologies tarafından yayınlanan uydu görüntülerinde ise 100 bin kadar Filistinliyi barındırabilecek 8 metrelik devasa duvarların inşa edildiği kayıtlara geçirildi. İsminin açıklanamaması şartıyla konuşan Mısırlı bir askeri kaynak ise söz konusu inşaatın Filistinliler için değil Hamas savaşçılarının Mısır'a geçişini engellemek için yapıldığını ifade etti.

Mısır benzer bir durumla 2008 yılında da karşı karşıya kaldı. İsrail'in saldırıları nedeniyle oluşan insani kriz sonrası dönemin Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, askerlere Filistinlilere saldırmamaları emrini verdi ve sınır kapılarını açtı.

SAVAŞIN YENİ ADRESİ: MISIR

Bu konuya da değinen Mısırlı askeri kaynak, "Biz 2008 yılında yaşadığımızı tekrar yaşamak istemiyoruz. Yüz binlerce belgesiz ve kayıt dışı insan iç güvenliğimizi tehlikeye atabilir" dedi ve ekledi:

"Bizim en büyük endişemiz Hamas. Olası bir göçle birlikte yüzlerce savaşçı ülkemize gelebilir, bu durum Tel Aviv ve Kahire arasında yeni bir savaşın çıkmasına neden olacaktır. İsrail ordusu ile bu savaşçılar arasında Mısır sınırları içinde bir çatışma yaşanabilir"

Gazzeli yetkililer, bölgedeki en büyük ikinci hastane olan Nasır Hastanesi'nin İsrail saldırıları nedeniyle tamamen devre dışı kaldığını bildirdi.

Cezayir'in başlattığı ve 15 ülkenin eşlik ettiği Birleşmiş Milletler'de Gazze'deki ateşkes çağrısına yetkililere göre ABD 'hayır' diyecek. Cezayir söz konusu tasarıyı iki hafta önce sundu ancak ABD'nin BM Büyükelçisi Linda Thomas-Greenfield, tasarının savaşta ateşkesi sağlamaya çalışan görüşmeleri tehlikeye atacağını belirtti belirtip ekledi:

"Biz bunu tasarıyı desteklemiyoruz. Oylamaya sunulursa kabul edilmeyecektir"

Almanya’nın Münih kentinde düzenlenen 60. Münih Güvenlik Konferansı devam ediyor. Katar Başbakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani konferansta yaptığı konuşmada, Gazze Şeridi’nde devam eden saldırılar nedeniyle ateşkes için yürütülen müzakerelerin seyrinin iyi gitmediğini belirterek, “Son birkaç gündür gidişat pek umut verici değil ancak her zaman tekrarladığım gibi, her zaman iyimser kalacağız ve zorlamaya devam edeceğiz” dedi.

Müzakerelerin ayrıntılarına giremeyeceğini ancak geçmiş anlaşmalarda olduğu gibi 2 unsurun söz konusu olduğunu kaydeden Al-Thani, bu unsurların Gazze’deki insani şartlar ile bölgede esir tutulanlara karşılık serbest bırakılacak Filistinlilerin sayısı olduğunu açıkladı. Al-Thani, “Bu anlaşma sürecinde daha büyük bir ölçekte konuştuğumuza inanıyorum ama bu müzakerelerin insani kısmında hala bazı zorluklar görüyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu 2 milyon Gazzelinin sığındığı Refah bölgesine geniş çaplı bir operasyon için hazırlık yapıyor. Dünyanın 'felaket olacak' diye yorumladığı askeri operasyonda Tel Aviv, asıl amaçlarının Hamas'ın bölgedeki son savaşçılarını da yok etmek olduğunu öne sürüyor. İsrail basınına açıklamalarda bulunan Başbakan Netanyahu, Refah'a yönelik bir operasyonun yapılmaması dahilinde savaşı kaybedeceklerini bildirdi ve ekledi:

"Refah'ta faaliyet göstermemizi engellemek isteyenler aslında bize şunu söylüyor: 'Savaşı kaybedin.' Bunun olmasına izin vermeyeceğim. Baskılara boyun eğmeyeceğim"

"YOK EDECEĞİZ BAŞKA YOLU YOK"

Netanyahu ayrıca, bölgeye sığınmış Gazzelilerin geniş çaplı savaş öncesi bölgeden gönderileceğini bildirdi, ancak konum vermedi. Tam bir zafer için Refah'ın mutlaka yok edilmesi gerektiğini öne süren Netanyahu, "Orayı yok edeceğiz, başka yolu yok ve zafere ulaşacağız" dedi.

Orta Doğu'da ABD ve Arap ülkeleri tarafından kurulması planlanan yeni Filistin devletine de değinen Netanyahu, bu durumu kesinlikle kabul etmeyeceklerini belirtti ve "Bu devlet Hamas ve Filistinliler için bir ödül olur" ifadesini kullandı. Netanyahu'nun partisinin üyeleri de söz konusu devletin olası varlığını eleştirdi.

YENİ DEVLET PLANI NE?

Washington Post gazetesi, ABD ve birçok Arap ülkesi, kurulacak Filistin devleti için 'kesin bir zaman çizelgesi' içeren kapsamlı bir barış anlaşması için plan çizdiğini yazdı. Önümüzdeki birkaç haftada duyurulması beklenen plan için, devam eden savaşta varılacak ateşkes anlaşması beklenecek. Altı haftalık duraklamada ilan edilecek planın ilk adımları atılacak, resmen kurulacak Filistin devletinin başkenti Doğu Kudüs olacak. Doğu Kudüs halihazırda İsrail işgali altında. Dahası, Batı Şeria'daki İsrailliler bölgeden gönderilecek ve daha sonra Gazze'nin yeniden inşaası başlayacak. Neredeyse tüm Orta Doğu ülkelerinin desteğine sahip planın Amerikan medyası tarafından manşetten verilmesi, İsrail tarihinin en sağcı hükümetindeki faşist bakanları çılgına çevirdi.

Aşırı sağcı Yahudi Gücü Partisi'nin lideri olan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir plana karşı öfkesini gizlemedi, kendisi hükümetteyken bir Filistin devletinin kurulamayacağını söyledi. Ben-Gvir, X hesabından paylaştığı mesajda ise "1400 kişi öldürüldü ve dünya onlara bir devlet vermek istiyor. Bu olmayacak" diye yazdı.

Mısır lideri Sisi, İsrail'in Refah saldırısı sonrası ülkeye sığınması beklenen Gazzelileri sınırdan içeri almayacaklarını açıkladı.