Gazze'deki savaşta son dakika... İsrail'den şok itiraf, Amerikan televizyonunda doğruladı! Artık kanıt var

ABD Başkanı Joe Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 27 gün sonra ilk kez görüştü. İki lider arasında gerçekleşen telefon görüşmesinde, Gazze Şeridi’ndeki durumun ele alındığı aktarıldı.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby tarafından yapılan açıklamada, görüşmede Gazze'de tutulan tüm rehinelerin serbest bırakılması için sürdürülen çabaların da ele alındığını söyledi. Biden’ın Netanyahu’ya bölgedeki masum sivilleri koruma sorumluluğunu vurguladığını aktaran Kirby, ABD Başkanı'nın İsrail hükümetinin Gazze’ye büyük miktarda un sevkiyatına izin vermesini memnuniyetle karşıladığını belirtti.

Kirby, görüşmede tarafların bölgeye deniz yoluyla yardım ulaştırılmasına yönelik seçenekler üzerinde de çalıştıklarını ifade etti.

Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini yaptığı açıklamada, Batı Şeria’nın şiddetli saldırılara tanıklık ettiğini belirtti. Saldırıların şu ana kadar en yüksek seviyelere ulaştığını belirten Lazzarini, bölgedeki durumu “trajik bir acı ve ıstırap döngüsü” olarak tanımladı.

7 Ekim’den bu yana İsrail’in operasyonlarının sayısının, süresinin ve yoğunluğunun özellikle mülteci kamplarında önemli ölçüde arttığını vurgulayan Lazzarini, yerleşimci şiddetinin Filistinlilerin evlerini terk etmelerine neden olduğunu söyledi. Lazzarini, “Geçen yıl öldürülen Filistinlilerin sayısı 2022 yılına kıyasla 3 kat arttı. Son 5 günde öldürülenler arasında 90 çocuk var. Şiddetin ne kadar yaygınlaştığı göz önüne alındığında kaybedilen hayatları takip etmek zor” dedi.

İsrail'de yayımlanan Jerusalem Post gazetesi, Gazze'de savaş devam ederken ülkeyi yöneten acil durum hükümetinin çökebileceğini yazdı.

Habere göre, İsrail işgal güçleri Gazze'deki hedeflerine ulaşamadı ve bu Başbakan Binyamin Netanyahu'nun konumu sallanıyor.

Haberde "Sorun seçimin 2024'te yapılıp yapılmayacağı değil, ne zaman yapılacağıdır" denildi, ancak sandığın kısa süre içinde İsrailli seçmenin önüne getirilmesi beklenmiyor.

 İsrail'in işgal ettiği Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 142 Filistinli hayatını kaybetti, can kaybı 24 bin 762'ye çıktı.

Filistinli yetkililerin verdiği bilgiye göre, bir günde 278 Gazze sakininin yaralanmasıyla 7 Ekim'den bu yana yaralananların sayısı da 62 bini geçti.

Gazze'deki İsrail katliamında can verenlerin üçte ikisinden fazlası kadın ve çocuk.

Filistinli yetkililer, kurtarma ekiplerinin aralıksız bombardıman ve yetersiz ekipman nedeniyle ulaşamadığı enkazlarda binlerce kişinin de kayıp olduğunu söylüyor.

 İran'ın Orta Doğu'daki en önemli müttefiki Hizbullah'ın yetkilisi Muhammed Raad, İsrail'i hedef alan açıklamalar yaptı.

Raad, İsrail'in kendilerine karşı savaşa hazırlıklı olmadığı konusunda uyarıda bulundu ve Gazze'deki silahlı grupların, İsrail'e karşı verdiği savaşın Lübnan için bir onur olduğunu söyledi.

Hizbullah yetikilisi, 'İsrail'in Gazze'de yenilgiye uğradığını' ve her açıdan 'hedeflerine ulaşamadığını' vurgalayarak, 'direnişin elinin üstün kalacağını' ekledi.

Raad sözlerini şöyle sürdürdü:

"Düşman İsrail yorulduğu ve beklemediği bir direnişle karşı karşıya kaldığı, kendisini destekleyen herkesi hayal kırıklığına uğratıp ve utandırdığı için geri çekilmek zorunda kaldı. Lübnan'daki direnişin hazırlığı karşısında düşman İsrail savaşa hazır değil."

Öte yandan; İran, Gazze savaşının ortasında herhangi bir durak veya varış noktası belirtmeden 'uluslararası ve okyanus sularına' yeni askeri gemiler göndereceğini duyurdu.

İran'ın Tasnim haber ajansının haberine göre, İran'ın deniz kuvvetleri komutanı Amiral Shahram Irani, Perşembe günü mürettebatla birlikte gemilerin güneydeki Bender Abbas şehrinden ayrılışını kutladı.

Ajans, ordunun 'savaş eğitimi deniz grubu'nun Hengam sınıfı çıkarma gemisi Tonb ve destek gemisi Bushehr'i içereceğini söylediğini kaydetti. Diğer potansiyel gemiler hakkında ise bilgi verilmedi.

İsrail'in Gazze'ye saldırıları gece boyunca devam etti, 41 kilometrelik Akdeniz kıyı şeridinin ortasında yer alan Gazze şehrindeki Şifa Hastanesi uçaklar tarafından vuruldu.

Filistinli yetkililer, hava saldırısında can kaybının 15'e çıktığını açıkladı.

Kuzeydeki Sabra mahallesine de İsrail işgalcilerinin hava saldırıları gerçekleştirdiği bildiriliyor.

İsrail deniz kuvvetlerine ait savaş gemileri ise, Gazze şehrinin kıyılarını bombardımana tutuyor.

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki saldırılarına son vermesini isteyen kitleler, bugün dünyanın birçok ülkesinde ateşkes çağrısı için bir araya geliyor.

Ateşkes talep edilecek gösteriler Kanada, Almanya, Yemen, Irak, Ürdün, ABD ve Moritanya'da gerçekleşecek.

Arapça yayımlanan El Arabi El Cedid gazetesi, Mısır'ın Kızıldeniz'deki saldırıların son bulup uluslararası suların yeniden sükunete kavuşması için Yemenli Husiler ve İran'la görüşmeler yaptığını yazdı.

Habere göre, Kızıldeniz'deki gemi geçişlerini ciddi şekilde etkileyen saldırılara dair görüşmelerin gerçekleştiğini ismini vermeyen bir Mısırlı yetkili doğruladı.

Kahire yönetimi, İran destekli Yemenli grubun Kızıldeniz'deki gemi trafiğini aksatan saldırıları nedeniyle on milyonlarca dolar kaybetmiş durumda. Asya ile Avrupa arasındaki en kısa güzergah Kızıldeniz-Süveyş Kanalı-Akdeniz rotasının devre dışı kalması, en ciddi zararı Mısır'a verdi.

Husi saldırılarının sona ermesini isteyen Mısır, yanı sıra ABD ve İngiltere'nin Yemen'deki Husi hedeflerine düzenlediği hava saldırılarına da karşı çıkıyor.

El Arabi El Cedid gazetesi, İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın kısa süre içerisinde Mısır'ın başkenti Kahire'yi ziyaret etmesinin beklendiğini de yazdı.

Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda ölen askerin mezartaşını üzerindeki yazılar nedeniyle kaldıran İsrail ordusu, bugün ise yeni bir itirafta bulundu.

İşgal ordusu, askerlerin Gazze'deki mezarları kazdığını kabul etti. Amerikan NBC televizyonuna konuşan İsrail ordu sözcüsü, söz konusu mezarları rehinelerin gömülüp gömülmediğini belirlemek için kazdıklarını savundu.

Böylece, işgal sırasında İsrail askerlerinin birçok mezarı açtığı ve Filistinlilerin cenazelerini ortada bırakıp gittiği belgelendi.

Üç buçuk ayı dolan savaşta İsrail işgal birlikleri yaklaşık 25 bin Gazzeliyi katletti, birçok mahalle ve şehri aralıksız bombalayarak haritadan sildi.

Uluslararası hukuka göre mezarlıklara yönelik kasıtlı saldırılar, istisnai durumlar haricinde savaş suçu sayılıyor.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki saldırılarını tamamladığını duyuran İsrail ordusuna Filistinli gruplar sürpriz yaptı.

İsrail ordusu, yerle bir ettiği Gazze'nin kuzeyinde Hamas güçlerini temizlediğini birkaç hafta önce duyurdu. Ancak Filistinli gruplar bölgenin kuzeyindeki işgal güçlerine birçok saldırıda bulundu.

Washington merkezli Savaş Araştırmaları Enstitütüsü (ISW), Gazze'nin kuzeyindeki İsrail birliklerinin bölgeye hava saldırıları yapılmasını istediğini belirtiyor.

ISW'ye göre, gelişmeler Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları ve diğer Filistinli grupların Gazze'nin kuzeyine yeniden sızdığını gösteriyor.

Filistinli gruplar 41 kilometre uzunluğundaki Akdeniz kıyı şeridinin kuzeyinin yanı sıra güneyde de İsrail işgalcilerine karşı savaşıyor. Özellikle Gazze'nin güneyindeki en büyük şehir Han Yunus'ta şiddetli çatışmalar var.

İsrail ordusu, Gazze'nin güneyindeki çatışmalarda bir askerinin daha öldürüldüğünü açıkladı. Ayrıca çok sayıda işgal askeri de ağır yaralandı.

İsrail medyası, Gazze'deki asker kayıplarının 194'e çıktığını yazdı.

Gazze'deki savaşın adım adım Orta Doğu'daki diğer noktalara yayılmasını, İran ve Pakistan arasında nadiren gerçekleşen füze misillemeleri izledi.

Pakistan İran'ın topraklarını füzelerle vurmasına aynı şekilde yanıt verdi, dünyanın gözü bir anda Umman Körfezi kıyısındaki Sistan-Belucistan bölgesine çevrildi.

Tahran ve İslamabad yönetimleri füze saldırılarında çok sayıda sivilin hayatını kaybettiğini açıkladı. İran, Seravan'a bağlı bir köyde yaşamını yitiren dokuz sivilin tamamının Pakistan vatandaşı olduğunu duyurdu.

Taraflar saldırıları duyurdukları açıklamalarında ise 'terör' hedeflerini vurduklarının özellikle altını çizdi.

Yükselen tansiyonda taraflar büyükelçi ve diplomatlarını da geri çağırdı.

İran ve nükleer silaha sahip Pakistan, sık sık birbirlerini topraklarını militanlara açmakla suçluyor.

Birleşmiş Milletler'den ABD'ye, Türkiye'den Çin'e taraflara itidal ve sağduyu çağrıları yapıldı. Her iki ülkenin de iyi silahlanmış olduğunu kaydeden ABD, yeni bir gerilim görmek istemediğini duyurdu.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü John Kirby, Pakistan'ın İran'a füze ateşlemeden önce ABD'yi bilgilendirdiğinden haberi olmadığını söyledi. Kirby, Washington'ın Pakistan'a destek sunup sunmayacağını sorulması üzerine ise yorum yapmaktan kaçındı.

Hem İran hem de Pakistan'la müttefik olan Çin ise, gerilimi düşürmelerini istediği taraflara arabulucuk yapmaya hazır olduğunu iletti.

ABD Savunma Bakanlığı, Ekim ayı ortasından bu yana Irak ve Suriye'deki üslerine 140 saldırı gerçekleştiğini açıkladı.

Pentagon'un verdiği bilgiye göre, saldırılardan 57'si Irak'taki, 83'ü Suriye'deki üsleri hedef aldı.

İran'ın geçen hafta Irak'ın kuzeyindeki Erbil'deki ABD üssü ve konsolosluğuna füzeler ateşlemesiyle gerilim zirveye çıkarken, bu gece yarısı Diyala'dan yeni bir haber geldi.

İran destekli milislerin ABD'ye ait dev insansız aracı MQ-9 Reaper'ı vurarak düşürdüğü bildiriliyor.

İran yanlısı sosyal medya hesapları, 30 milyon dolarlık Amerikan drone'nun vurulmasını kutluyor.

Irak'ın güneyindeki Kuveyt'ten havalanan MQ-9 Reaper drone'u yaklaşık 600 kilometre yol kat ettikten sonra Diyala'ya bağlı El Mukdadiye'de hedef alındı.

Yerel kaynaklar ise, ABD ordusunun MQ-9 Reaper'ın düşürüldüğünü doğruladığını aktardı.

ABD ve İngiltere'nin hava saldırılarına rağmen Yemenli Husiler Kızıldeniz'de füze ateşlemeye devam ediyor. ABD'nin Orta Doğu'daki operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Yemen'in batısını kontrol eden İran destekli grubun üç gün üst üste bir gemiye saldırdığını duyurdu.

Saldırının gerçekleştiği yeri bildirmeyen CENTCOM, ABD'li bir şirkete ait ve Yunanistan'ın işlettiği Chem Ranger gemisinin Husiler tarafından iki gemisavar balistik füzeyle hedef alındığını açıkladı. Füzeler Chem Ranger'ın yakınına düştü ve araç herhangi bir hasar almadı.

İngiliz donanmasına bağlı Birleşik Krallık Deniz Ticareti Operasyonları Kurumu (UKMTO) ise, bir başka kargo gemisine daha saldırı olduğunu bildirdi.

CENTCOM, bir önceki açıklamasında Husilerin fırlatmaya hazırlandığı iki gemisavar füzesini vurduğunu kaydetti. Füzeler, uçak gemisi USS Eisenhower'dan havalanan F-18 jetleri tarafından vuruldu.

ABD lideri Joe Biden, Yemenli grubu hedef alan operasyonun Husi saldırılarını durdurmasa bile devam edeceğini söyledi. Biden, "Husiler’i durduruyorlar mı? Hayır. Devam edecekler mi? Evet," diye konuştu.

Bu cümleler sosyal medyada büyük bir tartışmayı körükledi, birçok kişi ABD Başkanı'nın sözlerinin ülkenin dış politikasındaki başarısızlığın itirafı olduğunu yazdı.

Husiler, Kasım ayı ortalarından itibaren Kızıldeniz ile Umman Denizi'ni birbirine bağlayan Babülmendep Boğazı'ndan geçen İsrail gemilerine el koyuyor ya da saldırıyor. Yemenli grup, 2023 bitmeden İsrail limanlarına uğrayacak gemilere de saldıracağını ilan etti.

ABD'nin başını çektiği uluslararası bir görev gücü kurulurken, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde çok sayıda savaş gemisi devriye gezmeye başladı.

Dünyadaki ticaretin yüzde 13'üne ev sahipliği yapan Kızıldeniz'deki saldırılar kesilmezken, birçok nakliye ve petrol devi gemilerini Süveyş Kanalı rotasından çekti. Ticari gemilerin Asya ile Avrupa arasındaki en kısa deniz rotası Kızıldeniz-Süveyş Kanalı-Akdeniz rotasından çekilip Afrika kıtasını dolaşmaları, birçok ürünün fiyatında şimdiden artışa yol açtı bile.

Husiler şimdiye kadar 30'u aşkın gemiye saldırı düzenledi, ABD ve müttefiklerine ait savaş gemileri ise onlarca Husi füzesini düşürdü.

İran destekli Husiler, son yaptıkları açıklamada Çin ve Rusya'ya ait gemilerin Kızıldeniz'den güvenli bir şekilde geçebileceklerini duyurdu. Rus gazetesi İzvestiya'ya konuşan bir Husi yetkilisi, Çin ve Rus gemilerine Kızıldeniz'den herhangi bir sorun yaşamadan geçiş sözü verdi.

Çin ise, Kızıldeniz'deki gerilimi yakından takip ediyor. Çin Ticaret Bakanlığı sözcülerinden biri, global tedarik zincirinin korunmasına dair endişeli olduklarını belirtip tüm taraflardan Kızıldeniz sularındaki güvenliği yeniden sağlamalarını umduklarını söyledi.