08.08.2024 - 15:34 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal ettiği savaşta 307'inci gün, İran ve bölgesel müttefikleriyle tüm Orta Doğu'ya yayılacak bir savaş korkusu tırmanıyor. Bölgedeki bütün gelişmeleri canlı blog sayfasına taşıyoruz.
İsrail Başbakanı Netanyahu, işgal altındaki Kudüs’teki Başbakanlık Ofisi’nde ABD merkezli TIME dergisine mülakat verdi. Dergiye yaptığı açıklamalarda Netanyahu, 7 Ekim olaylarıyla ilgili İsrail kamuoyundan ilk defa özür diledi. Bu konuya ilişkin bir soruya cevabında Netanyahu, “Özür mü? Elbette, elbette. Böyle bir şey yaşandığı için çok üzgünüm. Her zaman geriye dönüp baktığınızda bir şeyler yapıp bunun olmasını engellemek mümkün olur muydu diye düşünüyorsunuz” dedi.
“SADECE HAMAS İLE MÜCADELE ETMİYORUZ”
Gazze’de savaş devam ederken İran, Lübnan’daki Hizbullah ve Yemen’deki Husiler ile yeni cepheler açılması durumuyla karşı karşıya olan Netanyahu, “Sadece Hamas ile mücadele etmiyoruz. Tam kapsamlı bir İran ekseni ile karşı karşıyayız ve daha geniş kapsamlı bir savunma için organize olmamız gerektiğinin farkındayız” dedi.
TIME dergisinin haberinde, temmuz ayında İsrail’in en çok izlenen TV kanalı tarafından gerçekleştirilen bir ankete göre İsrail kamuoyu dahilinde Netanyahu’nun istifa etmesi gerektiğini düşünenlerin oranının yüzde 72 seviyesine yükseldiği, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant aleyhinde Gazze’de savaş suçu işledikleri suçlamasıyla yakalama kararı çıkardığı, İsrail’in uluslararası alanda yalnızlaştığı, ABD’deki üniversitelerde İsrail karşıtı eylemler gerçekleştirildiği ve bunların Vietnam’daki savaştan bu yana en kalabalık gösteriler olduğu ve Netanyahu’nun 25 Temmuz’da ABD Kongresi’nde oldukça sıcak ağırlanmış olmasına rağmen ABD Başkanı Joe Biden, Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve eski Başkan Donald Trump’ın artık Gazze’deki savaşın sona ermesi gerektiğini ifade ettiğine dikkat çekildi. Netanyahu’nun bunlara cevabının Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’ye Tahran’da suikast düzenlenmesi olduğu ifade edilen haberde, Netanyahu’nun Gazze’deki savaşı kişisel siyasi nedenlerle uzattığı yönündeki eleştirilerin her geçen gün arttığına dikkat çekildi. Aleyhindeki bu suçlamaları asılsız olarak nitelendiren Netanyahu, Gazze’de kesin bir zafer kazanılması ve savaşın ardından Hamas’ın Filistin’de yönetim iddiasında bulunamayacak veya İsrail için tehdit oluşturamayacak duruma gelmesi gerektiğini savundu. Netanyahu, “Gazze’nin belki bölgesel partnerlerin desteğiyle sivil bir yönetim tarafından idare edildiğini görmek isterim. İsrail’in sağladığı bir demilitarizasyon ve Gazze’nin sağladığı sivil bir yönetim” dedi.
İSRAİL’İN YOK EDİLME TEHDİDİYLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞUNU İLERİ SÜRDÜ
Gazze’deki savaşın bölgesel bir savaşa dönüşmesi ve İsrail’in bir şiddet sarmalına sürüklenmesi ihtimaline ilişkin soruya cevap veren Netanyahu, İsrail’in bir varoluş mücadelesi verdiğini ve böyle bir riski göze aldıklarını söyledi. İsrail’in yok edilme tehdidiyle karşı karşıya olduğunu savunan Netanyahu, “İsrail’in imajının zedelenmesini ölüm ilanına tercih ederim” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in “İsrail’in hedefine ulaştığı ve Hamas’ın 7 Ekim’dekine benzer bir saldırı gerçekleştiremeyeceği” yönündeki açıklaması hatırlatılan Netanyahu, “Bizim hedefimiz bu değil. Hedefimiz, Hamas’ın askeri ve yönetim kapasitesinin tamamen yok edilmesi” diye konuştu.
Netanyahu’nun bir Filistin devletinin kurulduğunu görmek istemediği, Yahudi nüfus çoğunluğunu muhafaza edebilmek için Filistinlilere İsrail vatandaşlığı verme gibi bir planı da olmadığı vurgulanan haberde, İsrail’in Gazze için bugün Batı Şeria’dakine benzer bir durum oluşturmayı düşündüğü ifade edildi. Gazze halkının kendi hayatlarını sürmeleri, kendi kurumları dahilinde oy kullanmaları ve kendilerine ait bir öz yönetimleri olması gerektiğini söyleyen Netanyahu, “Fakat bizi tehdit edebilecek güçleri olmamalı” dedi.
“SAVAŞI BİTİRMEK İSTİYORUM”
Neytanyahu, “Savaşı bitirmek istiyorum. Eğer yapabilseydim, savaşı yarın bitirirdim. Ve bu arada Hamas silahlarını bırakırsa, teslim olursa, sürgüne giderse, savaş hemen biterdi. Ve buna neden ihtiyacımız var? İran terör ekseniyle, kuzeyde Hizbullah'la, aynı anda bize ateş eden Husiler ve diğerleriyle birlikte hareket ettiklerinde bu kabul edilemez bir şey” dedi.
BAŞBAKANLIKTAN ÇEKİLMEYİ DÜŞÜNMÜYOR
Derginin başbakanlık vazifesine devam edip etmeyeceği yönündeki sorusuna cevap veren Netanyahu, “İsrail’i kalıcı bir güvenlik ve müreffeh bir geleceğe yönlendirme konusunda yardımcı olabileceğime inandığım sürece vazifede kalmaya devam edeceğim” dedi.
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin İran'ın başkenti Tahran'da öldürülmesinin ardından İsrail ve İran arasındaki gerilim yükselirken, ABD F-22 Raptor savaş uçaklarını ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) sorumluluk alanına göndererek bölgeye konuşlandırdı. CENTCOM tarafından yapılan açıklamada, “ABD Hava Kuvvetleri'ne ait F-22 Raptorları, İran ya da vekillerinin bölgede gerilimi tırmandırma ihtimalini azaltmak amacıyla ABD'nin bölgedeki kuvvet pozisyonunda yaptığı değişikliklerin bir parçası olarak 8 Ağustos'ta ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı sorumluluk alanına ulaştı” denildi.
Birleşik Devletler Küresel Saldırı Görev Gücü'nün (US-GSTF) önemli bileşenlerinden olan F-22'nin ABD tarafından ihracatına izin verilmezken, F-22'nin tek kullanıcısı ABD Hava Kuvvetleri.
Gazze Şeridi'nde 40 bine yakın Filistinliyi öldüren İsrail'in Başbakanı Binyamin Netanyahu, 7 Ekim'den bu yana bölgeye düzenlenen saldırılarda 15 bin Hamas'ın askeri kanadı İzeddin el-Kassam Tugayları üyesi ve 15 bin sivilin öldüğünü iddia etti.
Mısır, İsrailli aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in "2 milyon Gazzelinin açlıktan ölmesinin haklı olabileceğini ima eden" açıklamalarının utanç verici ve kabul edilemez olduğunu belirtti.
Lübnan Hizbullahı'nın İsrail'in kuzeyine attığı bir dizi füzenin çoğunun açık araziye düştüğü bildirilirken sınırdaki bir askeri üs yakınlarına isabet eden füze nedeniyle bölgeden dumanlar yükseldi.
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları 307 gündür devam ederken, İsrail bir kez daha yerinden edilmiş Filistinlilerin sığındığı okulları hedef aldı. İsrail güçlerinin Gazze Şeridi’ndeki al-Zahraa ve Abdel Fattah Hamoud adlı okullara düzenlediği saldırıda aralarında çocukların da bulunduğu 15 kişi hayatını kaybetti, 30 kişi de yaralandı.
İSRAİL ORDUSU OKULLARI VURDUĞUNU DOĞRULADI
İsrail ordusu, okullara düzenlediği saldırıyı doğrulayarak, okulların Hamas tarafından kullanıldığını iddia etti. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, "Saldırı öncesinde sivillere zarar verilmesini azaltmak için hassas mühimmat kullanımı, gözetleme ve ek istihbarat dahil olmak üzere çok sayıda adım atılmıştır. Okul yerleşkeleri Hamas tarafından komuta-kontrol merkezleri olarak kullanılıyordu ve buradan İsrail birliklerine ve İsrail devletine karşı saldırılar planlayıp gerçekleştiriyorlardı" denildi.
Lübnan Dışişleri Bakanı Abdallah Buhabib, İsrail'in mevcut gerilimi tırmandırarak ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze Şeridi'nde ateşkese yönelik girişimini boşa çıkarmayı hedeflediğini söyledi.
Lübnan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Buhabib ve Norveçli mevkidaşı Espen Barth Eide telefonda görüştü.
Görüşmede iki bakan, "İsrail'in Lübnan ve İran'da gerilimi tehlikeli bir şekilde tırmandırması ve Lübnan ile Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını sürdürmesi sonucu bölgenin kapsamlı bir savaşa girmemesi için son dönemde gösterilen çaba ve çalışmaları" değerlendirdi.
Lübnan Dışişleri Bakanı Buhabib, "İsrail, gerilimi tırmandırarak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde de 2735 sayılı karar ile kabul edilen ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanmasına yönelik girişimini boşa çıkarmayı hedefliyor." dedi.
İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarında sivilleri kasıtlı şekilde hedef aldığını söyleyen Buhabib, bu durumun uluslararası hukukun ilkelerini apaçık şekilde ihlal ettiğini belirtti.
Norveç Dışişleri Bakanı Eide de ülkesinin ilgili tüm taraflarla birlikte gerilimi azaltmaya ve durumun kontrolden çıkmasını engellemeye çalıştığını söyledi.
Eide, "Filistinlilerin çıkarlarını gözetmek ve Gazze'de ateşkese ulaşmak, bölgede bir savaşın patlak vermesinden kaçınmayı gerektiriyor." diye konuştu.
Ülkesinin Lübnan'a önem verdiğinin altını çizen Eide, "Norveç, Lübnan'ın bölgede yeni bir gerilim ve savaş dalgasının kurbanı olmasını istemiyor." ifadesini kullandı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 307 gündür aralıksız devam eden saldırılarına ilişkin bilgi verildi.Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ne 307 gündür aralıksız devam eden saldırılarına ilişkin bilgi verildi.
Açıklamada, İsrail ordusunun son 24 saatte Gazze'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği saldırılarda 'dört katliam' gerçekleştirdiği, bu saldırılarda 22 Filistinlinin daha hayatını kaybettiği, 77 Filistinlinin yaralandığı belirtildi.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 39 bin 699'a, yaralı sayısının da 91 bin 722'ye yükseldiği kaydedildi.
Açıklamada ayrıca hâlâ enkaz altında ve yol kenarlarında ölülerin bulunduğu ancak İsrail güçlerinin engellemesi nedeniyle sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlilerinin cenazelere ulaşamadığı yinelendi.
İran, Amerikan güç gösterisinden sonra İsrail'e büyük bir saldırı düzenlemeyi yeniden değerlendiriyor olabilir. Haber, ABD'nin İsrail'e yönelik İran liderliğindeki bir saldırı hazırlığı için bölgeye daha fazla savaş gemisi göndermesinin ardından geldi.
'JOKER! HİZBULLAH
Amerikan Washington Post gazetesi köşe yazarı David Ignatius, Beyaz Saray yetkililerine atıfta bulunarak, İran'ın geçen hafta Tahran'da Hamas siyasi büro lideri İsmail Haniye'nin öldürülmesi sebebiyle İsrail'e yönelik sert bir misilleme yapma yeminini yeniden değerlendiriyor olabileceğini yazdı.
Fakat Ignatius, rejimin Lübnan'daki vekil milis gücü Hizbullah'ın hala bir 'joker' olduğunu ekledi.
Köşe yazarı, Biden yönetiminin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya rehine anlaşması-ateşkes müzakerelerinin önünde durmaması yönünde güçlü mesajlar gönderdiğini ve bölgesel ortaklar aracılığıyla Tahran'a tepkisinde itidal çağrısında bulunduğunu belirtti.
Ignatius yazısında, Netanyahu ve Biden'ın geçen hafta rehine anlaşması müzakereleri hakkında yaptıkları telefon görüşmesinden bu yana, Netanyahu'nun ABD'nin aracılık ettiği rehine anlaşmasına 'doğru ilerlediğini' değerlendirdi.
SAVAŞ GEMİLERİ BÖLGEDE
ABD bir güç gösterisi olarak, İran liderliğindeki İsrail'e yönelik bir saldırıya hazırlık olarak bölgeye daha fazla savaş gemisi gönderdi. Savaş gemileri füze savunma donanımlarıyla kuşatıldı.
Gelişme, ABD Generali Michael Kurilla'nın bu hafta İran saldırısını caydırma veya ona karşı savunma çabalarının koordinasyonuna yardımcı olmak için İsrail'e gitmesinin ardından geldi.
Gazete, yayınladığı bir başka haberde, Biden yönetiminin bölgede daha fazla tırmanışı önlemek için hızlı hareket etmeye devam ettiğini de ekledi. Hem Başkan Joe Biden hem de Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in bu hafta Beyaz Saray'da üst düzey danışmanlarıyla bir araya gelerek konuyu görüştükleri bildirildi.
Gazete yanı sıra, F-22 savaş uçaklarından oluşan bir filonun İsrail'e gönderilen ABD silahları arasında olduğunu ekledi. Biden ve Harris'in ayrıca danışmanlarıyla, bölgedeki Amerikan güçlerini yaralayan İran destekli vekil güçlerin saldırısını görüştükleri de bildirildi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta bölgesindeki El-Bureyc Mülteci Kampı'nda bir evi hedef alması sonucu dokuz Filistinli yaşamını yitirdi. İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin orta bölgesindeki El-Bureyc Mülteci Kampı'nda bir evi hedef alması sonucu dokuz Filistinli yaşamını yitirdi.
El-Avde Hastanesi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, saldırıda öldürülen Filistinlilerin hastaneye getirildiği aktarıldı. Saldırıda dokuz Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtilirken çok sayıda kişinin de yaralandığı ifade edildi. Ölen Filistinlilerin arasında kadın ve çocukların da yer aldığı kaydedildi.
Görgü tanıklarının AA muhabirine verdiği bilgilere göre, İsrail saldırısı sonucu hedef alınan evde büyük bir tahribat oluştu ve çevre evlerde de hasar meydana geldi.
Sivil Savunma Teşkilatı ekipleri enkazda arama kurtarma çalışmalarını sürdürüyor.
Amerikan New York Times gazetesinin haberine göre, ABD Başkan yardımcısı ve Demokrat Parti'nin başkan adayı Kamala Harris, İsrail'e silah ambargosu uygulanmasına kapıyı araladı. ABD-İsrail arasındaki adeta sarsılmaz ilişki göz önüne alındığında ise, bu çıkış dikkat çekici kabul ediliyor.
Amerikan New York Times gazetesinin haberine göre, ABD Başkan yardımcısı ve Demokrat Parti'nin başkan adayı Kamala Harris, İsrail'e silah ambargosu uygulanmasına kapıyı araladı. ABD-İsrail arasındaki adeta sarsılmaz ilişki göz önüne alındığında ise, bu çıkış dikkat çekici kabul ediliyor.
HARRIS YEŞİL IŞIĞI YAKTI
Kamala Harris, Michigan'daki bir seçim kampanyası durağında, Bağımsız Ulusal Hareket adlı örgütü yöneten iki Amerikalıyla bir araya geldi ve vatandaşlar Harris'ten İsrail'e silah ambargosu uygulanmasını talep etti.
Bağımsız Ulusal Hareket daha önce, on binlerce Michigan seçmenini, Gazze'deki savaşta İsrail'e verdiği destek sebebiyle Başkan Joe Biden'a oy vermemeleri için örgütlemişti.
Habere göre Harris, 'kendisini desteklemek isteyen ancak bir silah ambargosu uygulanmasını talep eden' Abbas Alawieh ve Leyla Elabed ile görüştü ve bu talebe 'açık olduğunu' belirtti.
'SOYKIRIM İÇİN OY VERMEYECEĞİZ'
Yanı sıra miting sırasında, izleyicilerden birçoğu Harris'e seslenerek 'Kamala, Kamala, saklanamazsın. Soykırım için oy vermeyeceğiz' şeklinde bağırarak tezahürat etti.
Michigan, 2024 Başkanlık Seçimleri'nde kritik bir kararsız eyalet olarak kaydediliyor.
Times of Israel'e göre, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in bu hafta başında yaparak, İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını sağlamak için Gazze'deki tüm nüfusun aç bırakılmasının haklı olabileceğini savunan açıklama, ABD yönetimini 'şoke etti'
ABD'li bir Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, gazeteye verdiği demeçte, "Bu yorumlar karşısında şoke olduk ve bu söylemin zararlı ve rahatsız edici olduğunu tekrarlıyoruz" dedi.
Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre, İsrail, Filistin yönetimi adına topladığı vergi gelirlerinin Filistin yönetiminin Norveç'teki hesabına yatırılmasına ilişkin anlaşmayı iptal etti.
Bu kararı İsrail daraltılmış güvenlik kabinesinin aldığı ancak gizli kaldığı ifade edilen haberde, söz konusu kararın Norveç'in geçen mayıs ayında Filistin devletini tanıması gibi attığı adımlara karşı bir önlem olarak gerçekleştiği kaydedildi.
'AVRUPA'DA İSRAİL'E EN ÇOK DÜŞMAN OLAN ÜLKE'
Habere göre, Filistin yönetimi adına topladığı vergi gelirlerinin transferini üstlenmesi için Norveç yerine başka bir ülkeyle anlaşma yapmayı planlayan İsrail, bu konuda İsviçre'yi ikna etmeye çalışıyor.
'Norveç'in, Avrupa'da İsrail'e en çok düşman olan ülke' olarak nitelendirildiği haberde, İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın, Norveç'e karşı ek cezai tedbirler oluşturmak için çalıştığı ifade edilirken, sözü geçen tedbirlere ilişkin ayrıntılı bilgi verilmedi.
İsrail polisinin, aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu'nun oğlunun bulunduğu, gerekli koşulları karşılamayan isimlere diplomatik pasaport verildiği gerekçesiyle yürütülen soruşturmada, bakanlık ofisindeki bazı evraka el koyduğu bildirildi.
Kanal13'ün haberine göre, gizli soruşturma kapsamında polisin ilgili birimi, sabah saatlerinde Batı Kudüs'teki Dışişleri Bakanlığı binasındaki ofislere baskın düzenledi. Polis kaynakları, önceki Dışişleri Bakanı Dışişleri Bakanı Eli Cohen döneminde Yair Netanyahu ve Likud Partisi'nden yerel yöneticilere usulsüz diplomatik pasaport verildiği gerekçesiyle bazı dokümanlara el koyulduğunu paylaştı.
Polis sözcülüğü, konuyla ilgili gizli soruşturmanın birkaç hafta önce açıldığını duyurdu ancak soruşturmanın hangi isimleri kapsadığını açıklamadı.
Haaretz gazetesinin haberine göre, Başbakan'ın çocukları ancak 18 yaşına kadar diplomatik pasaport alabiliyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı, mayıs ayında 'ulusal güvenlik' gerekçesiyle diplomatik pasaport alanların sadece yüzde 3'lük listesini yayınlamış, bunlar arasında Yair Netanyahu da yer alıyor.
SEFERBERLİĞE KATILMAYIP MIAMI'DE KALMIŞTI
Enerji Bakanlığı görevini sürdüren eski Dışişleri Bakanı Eli Cohen, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, soruşturmaya tepki göstererek, 'savaşın zirveye çıktığı dönemde, kişisel çıkarını düşünen tarafların pasaport konusunu kullanmaya çalıştığını ve bu konuda birçok yalan haber yapıldığını' ileri sürdü. Yerel yöneticilerin diplomatik pasaportları alma hakkı bulunduğunu savunan Cohen, muhalefetteki Tel Aviv Belediye Başkanı'nın da Ocak ayında diplomatik pasaport aldığını ifade etti.
Haaretz gazetesi, Başbakan'ın oğlu Yair Netanyahu'ya usullere aykırı biçimde diplomatik pasaport çıkartıldığı iddiasını yakın zamanda ortaya atmıştı. Yair Netanyahu, 7 Ekim'de İsrail ordusunun seferberlik çağrısına katılmayıp Miami'de kalmaya devam etmesi, İsrail istihbaratının burada kendisine koruma sağlaması ve sosyal medyada tartışmalı paylaşımlarıyla İsrail basınında sıkça gündeme geliyor.
CNN International, İran'ın vekil güçlerinden Hizbullah'ın İran'da 'bağımsız' bir saldırı başlatmaya giderek daha fazla hazır göründüğünü yazdı. İsrail medyasının bildirdiği üzere, İsrailli yetkililer, önümüzdeki günlerde gerçekleşmesi beklenen büyük saldırıyı ilk başlatacak olanın İran değil, Hizbullah olacağına giderek daha fazla inanıyor.
'HİZBULLAH BAĞIMSIZ HAREKET ETMEYE HAZIR'
CNN International ise, konuyla ilgili istihbarata aşina iki kaynağa atıfta bulunarak, Hizbullah'ın, en üst düzey askeri komutanı Fuad Şükür'ün Beyrut'ta ve Hamas lideri İsmail Haniye'nin Tahran'da öldürülmesinin ardından İsrail'e karşı beklenen İran misillemesinden 'bağımsız' şekilde hareket etmeye hazır göründüğünü yazdı.
Kaynaklardan biri, Hizbullah'ın önümüzdeki günlerde başlatmayı planladığı saldırıyı hazırlamada İran'dan daha hızlı hareket ettiğini kaydetti. CNN International'a göre, birden fazla yetkili İran'ın hala misilleme planlarını tartışıyor gibi göründüğünü söyledi. ABD'li bir askeri yetkili ise, Tahran'ın İsrail'e karşı büyük çaplı bir saldırı için beklenen hazırlıkların bir kısmını çoktan yaptığını belirtti.
'SALDIRI İŞARET OLMADAN GELEBİLİR'
İkinci kaynak, İran'ın aksine Hizbullah'ın Lübnan'ın İsrail sınırında olması sebebiyle çok az veya hiçbir işaret olmadan bir saldırı başlatabileceğini aktardı. Kaynak, İran ve Lübnanlı vekilinin olası bir saldırıda işbirliği yapıp yapmayacaklarının belirsiz olduğunu ve bazı yetkililerin nasıl ilerleyecekleri konusunda aynı fikirde olmadıklarına inandıklarını da ekledi.
İSRAİL TELEVİZYONU: KIRMIZI ÇİZGİ OLACAK
Öte yandan, İsrail televizyonu Channel 12 kaynak gösterilmeden yaptığı bir haberde, İsrail'in hem Hizbullah'a hem de İran'a, üst düzey liderlerinin öldürülmesine yönelik vaat edilen misilleme sırasında İsrail'deki sivillere verilecek herhangi bir zararın 'kırmızı çizgi' olacağını ve bunun 'orantısız bir tepkiye' yol açacağını ilettiğini duyurdu.
GALLANT UYARDI
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, 'Hizbullah'ın İsrail'i İran'dan daha sert vurabileceği' konusunda uyardı. Ayrıca, gerilimin 'tam bir savaşa dönüşebileceğini' belirterek, "Bu teorik değil, çok gerçek" dedi.
'İRAN'IN ÇÖKÜŞÜNE YOL AÇABİLİR'
İsrail medyasına göre İran tarafında ise, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ülkenin dini lideri Ali Hamaney'den İsrail'e doğrudan bir saldırıdan kaçınmasını istedi, bir tırmanışın İsrail'in altyapı ve enerji hedeflerini harap etmesine ve ekonomiyi çökertmesine yol açabileceği konusunda uyardı.
İsimsiz kaynaklara dayandırılan haberde, Pezeşkian'ın Hamaney'e, bir savaşın vatandaşların rejime karşı hoşnutsuzluğunu derinleştirebileceğini ve hatta İran'ın çöküşüne yol açabileceğini söylediği belirtildi.