27.09.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seçimlere katılım, yüzde 63.9’la ülke tarihindeki en düşük seviye olarak kaydedilirken, resmi olmayan sonuçlara göre, Meloni liderliğindeki aşırı sağcı FdI, yüzde 26,2’ik oyla birinci parti oldu. FdI, Lig Partisi ve Silvio Berlusconi’nin liderliğindeki Forza Italia ile bazı küçük partilerin oluşturduğu sağ ittifakın oy oranıysa yüzde 44.3 oldu. Yüzde 19 civarında aldığı oyla ikinci sırada çıkan merkez solun çatı partisi Demokratik Parti (PD) liderliğindeki sol ittifakın toplam oy oranı ise, yüzde 26.1’de kaldı.
Sağ ittifak, hem Senatoda hem de Temsilciler Meclisinde hükümet kuracak salt çoğunluğa ulaşacak sandalyeyi elde etmiş oldu.
AB endişeli
Avrupa Birliği’nin (AB) en büyük üçüncü ekonomisi olan İtalya’da aşırı sağın iktidarı garantilemesinin, Avrupa’nın büyük bölümünü endişeye sevk ettiği belirtiliyor. Meloni’nin AB içindeki, Macaristan ile Polonya gibi şüpheci ve popülist diğer devletlere liderlik yaparak ayrı bir grup oluşturabileceği de dile getiriliyor.
Öte yandan, İtalyan ekonomisinin AB’ye borçları nedeniyle bağımlı olmasından dolayı Meloni’nin savaşlarını incelikle seçeceği ve tek tek harekete geçeceği düşünülüyor. Nitekim Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, seçimlerden hemen önce, Brüksel’in “işler zor bir yöne giderse, İtalya ile başa çıkmak için gerekli araçlara sahip olduğu” konusunda uyarıda bulunması, bu endişenin de bir işareti olarak görüldü.
Faşizm sembolleri kullanıyordu
Giorgia Meloni, 2006’da siyasete giriş yaptıktan sonra 2012 yılında İtalya’nın Kardeşleri partisinin kurucuları arasında yer aldı. Partisi, 2018 seçimlerinde sadece yüzde 4.5 oy alırken, bugün yüzde 30’lara yaklaştı. Bu durum, İtalyan halkının uzun süredir ana akım siyaseti reddettiğinin göstergesi olarak görülüyor.
“Önce İtalya ve İtalyan halkı!” sloganını kullanan FdI’nın lideri Meloni, göçmen, LGBT ve kürtaj karşıtı, AB ideallerinin en büyük eleştirenleri arasında. Ülkesinde ve AB içinde, İtalya’nın faşist tarihini benimsemekle eleştiriliyor. Partisi, 1946’dan beri İtalya’daki neo-faşist partilere ev sahipliği yapan, eski faşist lider Benito Mussolini destekçilerinin tarihi binasında kuruldu. Meloni, Mussolini’yi “çok yönlü bir kişilik” olarak tanımlarken, düzenlediği basın toplantılarında arkasında mutlaka faşizmi simgeleyen semboller bulunduruyordu.
Franko-İtalyan birlikteliğinin sonu
İtalyan-Fransa iş birliğinin Giorgia Meloni’nin seçilmesiyle sona erdiği, hatta yeni gerilimlere gebe olduğu yorumları yapılıyor. Meloni, son 5 yıldır, endüstriyel çatışmalardan, göçmen akışına ve Mont Blanc sınırındaki egemenlik haklarına kadar pek çok konuda Fransa hükümeti ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a sert sözler sarf ediyordu. Ayrıca, Fransa’nın Libya’ya müdahalesini “yeni sömürgecilik” olarak adlandırmıştı.