Tarihler 27 Haziran 1990'ı gösteriyordu, Carl Wayne Buntion (46) adında bir sürücü ABD'nin Teksas eyaletinde trafikte yaptığı kural ihlali nedeniyle durduruldu. Başlarda basit bir ceza alacakken yaptığı küçük bir hamleyle kendi ölüm fermanını da imzalamış oldu. Olayın heyecanından ve daha önceki suçlarından dolayı endişeye kapılan adam, bir anda hiç yapmaması gereken bir şey yaptı.
Buntion, 37 yaşındaki Houston Polis Departmanı memuru James Irby tarafından durdurulan bir araçta yolcuydu. Irby sürücü ile konuşmaya başladı ve Buntion araçtan inerek polis memurunu bir kez kafasından vurdu. Polis yere düşünce de sırtından iki kez daha vurdu. Olay yerinden kaçan ve çevredekilere de ateş açan Buntion yakındaki bir binada yakalandı.
SALDIRIYI REDDETMEDİ
Yaşanan bu olaydan sonra birkaç haftada tahliye olan Buntion, ertesi sene davanın yeniden gündeme gelmesiyle bu kez idama mahkûm edildi. Buntion, saldırıyı hiçbir zaman reddetmedi, ancak nefsi müdafaa olduğunu söyledi. Buntion, 1991 yılında ölüm cezasına çarptırıldı ama Teksas Temyiz Mahkemesi ölüm cezasını 2009'da iptal etti. Yıllar içinde bir türlü sonuca kavuşturulamayan davada Buntion, 2012 yılında jüri tarafından yeniden ölüm cezasına çarptırıldı ve hücreye atıldı.
Tam 32 yıl boyunca Buntion'un avukatları temyizde bulundu ancak ABD Yüksek Mahkemesi avukatların başvurusunu reddetti. Tüm başvurular sonuçsuz kaldı ve Buntion tam yıllarca hücresinde ölümü bekledi. Buntion'ın avukatları, cezanın 'acımasız ve olağandışı' olduğunu savunurken tüm taleplere rağmen Carl Wayne Buntion, geçen 21 Nisan gecesi Teksas'taki hapishanede idam edildi. Dünyanın en yaşlı idam mahkûmu, onlarca yıl önce bir polis memurunu öldürdükten sonra Teksas'ta bir hapishanede zehirli iğneyle öldürüldü.
SON SÖZLERİ TÜYLER ÜRPERTTİ
Yerel muhabirler tarafından paylaşılan son açıklamasında Carl Wayne Buntion, cinayetten pişmanlık duyduğunu ve gitmeye hazır olduğunu söyledi. Buntion, daha sözlerine şöyle devam etti:
"Irby ailesine bir mesajım var. Çatışma 27 Haziran 1990'da meydana geldi. Bir hafta sonra Michael Garrett adında bir polis memuru hücreme geldi. Sivil kıyafet giyiyordu. Papaz olduğunu sanmıştım. 'Bana hiç kiliseye gittin mi? İsa Mesih'i duydun mu?' diye sordu. Ben de 'Evet' dedim, sonra bana Gideon İncili adını verdiğim küçük bir İncil verdi. Bana Tanrı ile aramı düzeltmem gerektiğini söyledi. Irby ailesinin bir şeyi bilmesini istedim. Yaptığım şey için pişmanlık duyuyorum. Bayan Irby'den kocasını, kızlarından da babalarını aldığım için üzgünüm."
'İNANILMAZ BİR DUYGUYDU'
Polis memuru Irby'nin eşi Maura ise infazla ilgili, “Söyleyebileceğim tek şey inanılmaz bir duyguydu ve son 32 yılda alabildiğim en derin nefesi aldığımı hissediyorum” yorumunda bulundu. Kızları Cody ve Cally de babalarının katilinin 32 yıl hücrede olmasının ailenin acısını nasıl katlanılmaz bir hale getirdiğinden bahsetti.
Babası öldürüldüğünde 3 yaşında olan Cody Irby, "Babamın ölümü için öfkeli değilim, bu idamın bu kadar uzun süredir gerçekleşmemesine kızgınım. Bu adaletle ilgili değil, intikamla ilgili değil. Bu tamamen verilen ve asla uygulanmayan bir cezayla ilgili" ifadelerini kullandı. Babası öldürüldüğünde 1 yaşında olan Cally Irby ise, “Bütün bunlar yüzünden neredeyse babamı ilk kez kaybediyor gibiyim. Hayatım boyunca bu günün gelip gelmeyeceğini merak ettim ve bu infazın bana nasıl hissettirdiğini açıklayacak bir kelime yok” açıklamasında bulundu.
KOCASI İÇİN VAKIF KURDU
Kocasının ölümü ardından Maura Irby, merhum kocasının adına bir vakıf kurdu. Bu vakıf ağır suçluların cezalarının yalnızca bir kısmını çektikten sonra hapishaneden serbest bırakılmasının sona ermesine, şartlı tahliyelerin daha sıkı denetimine ilişkin çalışmalar yapılması için kuruldu. 32 yılın ardından adaletin yerini bulduğunu söyleyen polis memuru Irby'nin ailesi bir nebze olsun rahatlamış olduğunu iletti. Carl Wayne Buntion ise 32 yıl içerisinde gerçekleşen her duruşmada verdiği ifadesinde söylediği gibi son nefesinde de pişman olduğunu paylaşarak bu dünyadan göçüp gitti.