21.11.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Hollywood sadece bir film endüstrisi değil. Hollywood’da üretilen filmleri, yapılan tartışmaları izleyerek dünyaya damga vuran, daha da önemlisi damga vurmak üzere olan yeni akımları, trendleri okuyabiliriz. Son zamanlardaki iddialı tartışmalardan biri, toplum cinsel açıdan daha açık hale gelirken, Hollywood’da ana akım sinemada her zamankinden daha az seks sahnesinin bulunması. Son söyleyeceğimi baştan yazmak isterim: Sebep ne olursa olsun cinselliğin bir sömürü aracı olarak kullanılmaması hepimizin desteklemesi ve tüm dünyaya yayılması gereken bir tavır. Kamu spotu gibi duran bu düşüncemin ardından konuya gireyim. 80’lerin sonu ve 90’lara damga vuran, erotizm dozu pornografiye bir tık uzaklıktaki filmlerin ardından Hollywood’un kapılarını cinselliği kapatması konusunda pek çok farklı görüş var. Kimi bu tavrı yeni bir Püriten dönemin habercisi olarak algılıyor, kimi Trump’ı da referans göstererek muhafazakârlaşmaktan dem vuruyor. Kimine göre dijital çağ yeni bir Hedonizm anlayışı doğuruyor, kimine göre ise cinsiyetsizleştirme dayatılıyor.
‘Yanlış anlama var’
Usta sinemacı ki kendisi aynı zamanda bu konuda gönderme yapılan filmlerden “Temel İçgüdü”nün de yönetmeni Paul Verhoeven, bir söyleşisinde “Püritenliğe doğru genel bir kayma oldu. Sanırım Amerika’da cinsellikle ilgili bir yanlış anlaşılma var. Cinsellik doğanın en temel unsurudur. İnsanların filmlerde seks karşısında şoke olmalarına hep şaşırırım” diyor. Verhoeven’in sözleri şu anlamda önemli çünkü kendisi en son kilise tarafından yargılanan lezbiyen rahibe Carlini’nin hikâyesini konu alan “Benedetta”yı yönetti, yani filmlerde seksi tasvir etmekle ilgili pek çok şey bildiği aşikâr.
Aseksüellik ruhu
Yazar Helen Lewis’e göre, Hollywood’daki değişimin nedenlerinden biri, 90’lardaki erotik gerilimin yüksekliğinden bu yana çevrimiçi pornografinin yaygın hale gelmesi ve izleyicilerin filmlerden daha fazlasını internette bulması. Bu konudaki ilginç bir başka görüş de yazar Raquel S. Benedict’e ait. Aseksüellik ruhunun Hollywood ürünleriyle insanlığa aşılandığını öne sürüyor. Özellikle süper kahraman filmlerinde yaratılan evrenin hiper heykel karakterlerinin yeni bir dindarlık, yeni bir fiziksel duruş ve cinsellik göndermesi yaptığını söylüyor. Bu hiper heykellerin mesajı da ‘eğlenmek, zayıf düşmek, takımınızı hayal kırıklığına uğratmak ve düşmana kazanma şansı vermektir’.
‘Kısır kahramanlar’
Süper kahramanlar arasında dolaşırken film endüstrisinin seksi dağınık ve riskli bulduğuna dair tespitlerle de karşılaşıyoruz. Ama tam burada sözü başka bir ustaya vermek gerekiyor. Ünlü yönetmen Pedro Almodóvar, süper kahraman filmlerinin mevcut üstünlüğü hakkında “Belki de yazarların başka tür hikâyeler yazmasına izin vermeyen bir tür otosansür vardır. Süper kahramanlar hakkında pek çok film var. Ve cinsellik süper kahramanlar için mevcut değil. Kısırlaştırıldılar” tespitinde bulunuyor.
#MeToo etkisi
Başta da dediğim gibi bu tartışma çok su götürür. Çünkü bir başka görüşe göre de ana akım sinemanın cinsiyet tasvirlerinden duyduğu bu yeni rahatsızlık, büyük olasılıkla #MeToo hareketinin ortaya çıkmasıyla da bağlantılı. Film endüstrisindeki istismarla hesaplaşma olumlu değişime yol açtı. Film yapımcıları artık kadını nesneleştirmekten ve cinsel sömürü üzerinden prim yapmaktan uzak duruyor. Seks sahnelerini çekerken sınırlar ve rıza konusunda doğru bir yönlendirilmeye gitmeye çabalıyorlar.
Yüzleşme zamanı
Bu noktada tartışma zeminini çok da kaydırmadan Hollywood’da rıza sorununun geçmiş yıllarda çok büyük yıkımlara yol açtığının altını çizmek istiyorum. Dolayısıyla sinema kendiyle yüzleşmeye başladı ve “Bu seks sahnesinin burada ne işi var? Kimin için var?” sorularını sormaya başladı. Ve elbette bu sorgulama, inkâr edilemez bir şekilde, kadın arzusunun ekranda temsili etrafında olumlu değişikliklere yol açtı. Nihayetinde Hollywood bir yol ayrımında. Her ne olursa olsun geçmişteki hatalardan ders alan sanatçıların cinsiyeti ve cinselliği farkındalık ve hassasiyetle tasvir etmeleri umut dolu bir yaklaşım. Umarım filmler aracığılıyla pek çok düşünceyi insanlara kabul ettirme konusunda haklı bir iddiası olan Hollywood’un bu umut dolu tavrı tüm dünyayı etkilemeyi başarır. Hollywood aracılığıyla yeni bir kültür anlayışının dayatılma tartışmalarıysa başka bir yazının konusu olsun.