30.03.2023 - 11:15 | Son Güncellenme:
Milliyet.com.tr
ABD televizyonu CNBC, 'Katil drone'lar ve milyar dolarlık anlaşmalar: Türkiye'nin hızla büyüyen savunma endüstrisi küresel nüfuzunu artırıyor' başlığıyla bir haber yayımladı. Türkiye'nin arka arkaya kırdığı ihracat rekorlarını odak noktasına alan televziyon, yanı sıra gelişen uluslararası ilişkiler ve Ukrayna-Rusya savaşının rolünü de öne çıkardı.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başlamasıyla birlikte dünyada ses getiren Bayraktar TB2, İHA ve SİHA'ların cephe hattında ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Ruslar 2. Dünya Savaşı döneminden kalma taktiklerle Ukrayna'ya girdi. Sayısız tank ile ilerleyebileceklerini sanan Rus ordusu Bayraktar TB2 resmen dağıttı.
İşgalin ilk günlerinde birçok Rus tankının binlerce metre yükseklikten atılan füzelerle etkisiz hale geldiği görüldü. Bayraktar TB2'nin bu başarısı Ukraynalılara şarkı yazdırırken, dünyada ise üst üste manşetler atılmaya başlandı. Son olarak CNBC tarafından yapılan haberde Bayraktar ve Baykar şirketinin başarılı çalışmaları yer aldı.
Haberde Bayraktar'ın artık dünyada ünlü bir İHA olduğuna vurgu yapıldı. Türkiye'nin son yıllarda savunma sanayisinde yaptığı ataklara da değinilen yazıda Türkiye'nin ürettiği araç, yazılım ve parçaları uluslararası anlaşmalarla ihraç ettiğine dikkat çekildi. Savunma sanayiye yapılan Ar-Ge yatırımlarını değerlendiren CNBC bu yatırımları Türkiye'nin dış ilişkileri için 'Kaldıraç' görevi gördüğünü aktardı.
Haberin devamında CNBC 2022 yılında Türkiye, bazı Avrupa ülkelerinin yıllık savunma bütçelerinden daha yüksek bir rakam olan 4,4 milyar dolarlık rekor bir silah ihracatına ulaştığını belirtti ve Türkiye'nin bu rakamı 2023 yılında 6 milyar dolara yükseltmeyi istediğini okuyucularına sundu.
Atlantik Konseyi'nin Aralık ayında paylaştığı verileri de derleyen CNBC, denizaşırı savunma ihracatından elde edilen gelir 2020 ile 2021 arasında yüzde 42 arttığını ve Türk şirketleri için yabancı sözleşmelerin gelirin yüzde 90'ını oluşturduğunu vurguladı.
Türkiye'nin sanayi ve savunmada yerli üretime geçmesi aslında 20 yıl öncesine dayanıyor. 2000'lerin başında o dönem Başbakan olan Erdoğan, yerel firmalara güçlü devlet yatırımları sunmaya başladı ve bunlar meyvelerini yıllar sonra verdi. Türkiye'nin henüz yerli üretim konusunda Rusya, Çin ve ABD seviyesinde olmadığı ancak 'Gelişen' bir yapısı olduğu vurgulandı.
Atlantik Konseyi, başta insansız hava araçları olmak üzere silah ve teknolojilerin satışının Türkiye'nin uluslararası arenadaki saygınlığını artırdığını belirtti. Bu satışlar sayesinde Türkiye'nin Asya'dan, Arap Yarımadasına, Orta Doğu'dan Kuzey Afrika'ya kadar yeni ve daha güçlü ilişkiler kurduğunu aktardı.
Türkiye'nin bu satışları Körfez ülkeleri ve Avrupa'daki nüfuzunu da artırıyor. Şubat ayında Abu Dabi'de düzenlenen Orta Doğu'nun en büyük silah fuarı IDEX'te Türkiye'nin varlığı gözden kaçmadı. Yerli ve Milli üretim zırhlı araçlar, lazerli füzeler, piyade tüfekleri ve zırhlar fuarın en çok dikkat çeken ürünlerinden oldu.
Burada CNBC'ye açıklamalarda bulunan Pavo Group'un başkanı Alper Öziblen üretimlerin son sürat devam ettiğini ve taleplerin arttığını belirterek şöyle dedi:
'Orta Doğu'dan, Asya'dan, Avrupa'dan ciddi bir uluslararası talep var. Bu da bize Türk ürünlerinin savaş meydanlarında kullanılabilecek olgunluğa ulaştığını gösteriyor. Müşterilerimiz, ortaklarımız çok mutlu'
Öziblen ve CNBC'nin görüştüğü diğer Türk yöneticiler, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve diğer petrol zengini Körfez ülkeleriyle devam eden veya planladıkları ortaklıkları ve anlaşmaları olduğunu doğruladılar.
Bu ülkelerin birçoğu kendi savunma sektörlerini büyütmek için büyük yatırımlar yapıyor ve BAE, Suudi Arabistan ve Katar gibi bazıları Türkiye'ye önemli mali destek sağladı veya milyarlarca dolarlık ticaret ve yatırım taahhüdünde bulundu.
1 yıldan fazla bir süredir devam eden Rus işgali kapsamında NATO ülkeleri Ukraynalıların ülkelerini savunmaları için silah, cephane tank hatta son günlerde savaş uçağı bile göndermeye başladı. Bu destekler Avrupa ülkelerinin silah stoklarını ciddi bir şekilde azalttı. Türk savunma imalatçıları, önümüzdeki birkaç yıl için NATO stoklarını yenilemeye yardımcı olacak siparişlerle dolu olduklarını söylüyorlar.
Öte yandan Türkiye'nin tüm savunma firmaları Ukrayna'ya silah tedarik etmiyor. Türkiye, işgal boyunca Rusya ve Ukrayna arasında bir köprü görevi gördü ve arabuluculuk yapmak için bir denge politikasını izledi. Türkiye Ukrayna'ya her ne kadar askeri anlamda destek verse de savaştan kaçan birçok Rus içinde yeni bir yuva olarak görülüyor.