21.05.2022 - 15:05 | Son Güncellenme:
Sabahın erken saatlerinde, 03.00 sularında, 6 yaşındaki kızı Sushmita'nın şiddetle istifra ettiğini duyarak uyandı. Kızı titremeye ve sarsılmaya başladı.
Bu durum bütün gece devam etti. 37 yaşındaki Kharia, birkaç saat sonra oğlu ve kayınpederi de kusmaya başlayınca panikledi: "Herkes aynı anda kusuyordu. Ardından felaket ve durmayan bir ishal başladı."
Bütün mahallede gece boyunca benzer belirtiler yaşayanlar olduğunu fark etti: "Kabus gibiydi. Herkes kusuyordu ancak kimse nedenini bilmiyordu."
Gün aydınlandığında en yakın eczaneye gitti. Eczacı ona tuzlu su ve ilaç verdi.
Diğer hastalar ambulansla hastaneye kaldırıldı. Son birikmiş parasını kayınpederi ve oğlunu onlarla birlikte göndermek için kullandı:
"Kızımı göndermedim çünkü ilaç alınca daha iyi hissetmeye başlamıştı. Yakında iyileşeceğini düşündüm."
24 saatten az bir zaman sonra kızı tekrar kusmaya başladı. Bu kez hastane için para kalmamıştı. Sushmita annesinin kollarında öldü.
Daha sonra anlaşıldı ki herkesi hasta eden şey, Kharia'nın kayınpederinin ormandan toplayıp getirdiği ve bütün mahalleye dağıttığı yabani mantarlarmış.
Resmi rakamlara göre, Sushmita dışında iki kişi daha mantar zehirlenmesinden hayatını kaybetti. 11 kişi hastaneye kaldırıldı.
Bir ay sonra köy hala bu trajediyi atlatamamıştı.
Oğluyla birlikte birkaç günü hastanede geçiren 36 yaşındaki Neha Lama, "O geceyi asla unutmayacağım. Kimsenin kurtulamayacağını düşünüyordum" diye anlatıyor: "Yıllardır mantar topluyor ve yiyoruz. Zehirli olduğunu nereden bilebilirdik?"
Toplanıp yemeklere katılan mantar, yemiş gibi pek çok ürünün yetiştiği Hindistan'ın kuzeydoğusundaki Assam'da, özellikle Mart ve Nisan aylarında mantar zehirlenmesi sık sık görülüyor. Ve mağdurlar genelde burada çalışan fakir işçiler oluyor.
Bu ölümlerin resmi bir kaydı tutulmuyor ancak sağlık yetkilileri BBC'ye Nisan ayında 16 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi. Ölenlerin çoğu çay bahçelerinde çalışanların aileleriydi.
Assam Tarım Üniversitesi'nden bilim insanı Dilip Kumar Sarma, çay bahçesinde çalışanların hangi mantarların zararlı olduğunu bilmediğini ve işverenlerin onları koruması gerektiğini söylüyor.
Çoğu kişi okuma bilmediği için hükümetin gazetelerde yayımladığı uyarılardan haberdar olamıyor.
Assam'daki çay bahçelerinin sahipleri arasında pek çok uluslararası şirket var. Ayrıca turistik bir bölge. Ancak işçilerin yaşam koşulları çok kötü.
Bazı çay işçileri BBC'ye kötü sağlık koşullarında, teneke çatılı bambu barakalarda yaşadıklarını anlatıyor. Aileler çoğu zaman açlar. Artan sebze ve temel ihtiyaç fiyatları durumu daha da kötüleştirdi.
Altı kişilik ailedeki tek çalışan olan Kharia günde 1,67 dolar kazanıyor: "Kızım öldükten sonra resmi yetkililer gelerek bize zehirli mantar yemememizi söylediler. Ancak çok fakiriz ve her şey çok pahalı. Ne bulabilirsek onunla yaşamak zorundayız."
Bölge yetkilileri yüksek fiyatlarla ilgili sorunları çözmeye çalıştıklarını ve burada yaşayanlara yiyecek yardımı yapılacağını söylüyor.
Ancak Kharia bunun asla gerçekleşmediğini söylüyor: "Bazı günler yiyecek hiçbir şeyimiz yok. Ancak kimse gelip bize yardım etmiyor."
Sağlık uzmanları, burada yaşayan insanların hasta olduktan sonra genellikle hastaneye gitmediğini, böbrek ve ciğer problemleri yaşadığını söylüyor.
Tedavi edilmeye başladıklarında ise artık çok geç oluyor. İnsanların geleneksel yiyeceklerini yemeyi bırakamayacakları ancak en azından bu konuda eğitilebilecekleri düşünülüyor.
Kaynak: BBC Türkçe