Herkes uzaylı sandı! Belgesellere konu olan 'Ata' bebeğin dramı
29.03.2023 - 15:24 | Son Güncellenme:
Tam 20 yıl önce Güney Amerika'da keşfedilen bir iskelet tüm dünyayı ayağa kaldırdı. Adeta bir insanı andıran ancak hiçbir şekilde insana benzemeyen mumya iskeleti görenler büyük bir şaşkınlık yaşadı ve onun 'uzaylı' olduğuna inanmaya başladı. Hakkında bugüne kadar sayısız teoriler ortaya atılan 'Ata' bebeğin ardındaki gerçek ise çok başka çıktı.
Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Şili'deki Atacama Çölü'ndeki bir maden köyünde 20 yıl önce insana benzeyen ancak insan demenin de pek mümkün olmadığı bir mumya iskelet bulundu. Mumyalanmış iskelet her yönüyle o kadar ufak ve tuhaftı ki uzaylıların yaşadığı dahil olmak üzere hakkında birçok teori ortaya atıldı. Ancak mumyanın arkasındaki gerçek aslında çok daha başkaydı.
'ATA' İSMİ VERİLDİ
ABD'li bilim insanları 'Ata' ismini verdikleri mumyalanmış iskeletin kemiklerinden aldıkları DNA'ları kullanıp parçaları bir araya getirdiklerinde oldukça trajik bir hikâyeyle karşı karşıya kaldılar. Ata'nın kalıntıları, 2003'te 'La Noria' adlı eski bir nitrat madeni köyünde bulundu.
Eflatun rengi bir kurdeleyle bağlanmış beyaz bir kumaşın içine sarılmıştı. 6 ila 8 yaşları arasında olduğu düşünülen canlının garip şekilli kafatası, çekik göz yuvaları ve on kaburga kemiği bilim insanları dahil olmak üzere herkesi şaşırtmıştı.
UZAYLI TEORİLERİ ALEVLENMİŞTİ
Birçoğu onun bir fetüs olabileceğini düşündü ancak bu teori artık onun bir uzaylı olduğu inancıyla birlikte çürütüldü. Özellikle uzaylı teorileri, 2013 yılında Ata'nın yer aldığı bir UFO belgeselinden sonra alevlenmişti. Hatta UFO'lara inananlar, Ata'nın keşfedildiği terk edilmiş maden kasabasına inmişti. Ardından 'Sirius' adlı bir belgesel, uzaylı ziyaretçilerden oluşan bir kabileye ait olabileceği konusunda spekülasyon yaptı.
'40 YIL ÖNCE ÖLEN BİR BEBEĞE AİT'
Mumya bebeğin milattan önce çağlardan günümüze kaldığı düşünüldü. Ancak 2012'de yapılan analizler, küçük iskeletin aslında 1970'lerden bugüne geldiğini kanıtladı. ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki Stanford Üniversitesi'nde mikrobiyoloji üzerinde çalışan Garry Nolan, gizemli mumyayı araştırmak istedi.
2013'te mumya bebeğin bir insana ait olduğu sonucuna varan Nolan, vücudundaki deformasyonların nedenini ise çözemedi. Nolan ve ekip arkadaşları, yıllar sonra Ata'nın gizemli genetiğini aydınlatan bir makale yayınladı. Ata'nın ardında yatan gerçek ise çok başkaydı.
San Francisco'daki Stanford Üniversitesi ve Kaliforniya Üniversitesi'nden bilim insanları, iskeletin yaklaşık 40 yıl önce ölen bir bebeğe ait olduğunu buldu. Ata'nın aşırı ufak olması, kaburga ve iskeletinin şekli ve 6 yaşındaki bir çocuğunki kadar gelişmiş kemiklere sahip olması herkesin dikkatini çekmişti.
'BİR İNSANIN TRAJİK HİKÂYESİYDİ'
İskeletindeki şekil bozukluklarının yanında Ata'nın 'konjenital diyafram hernisi' (KDH) olarak bilinen doğumsal anomaliye sahip olabileceği düşünüldü. Bebeğin olağan dışı görünümünün ardındaki sebep, kemiklerin ilginç yapısına katkıda bulunduğuna inandıkları birkaç genetik koşula sahip olmasından kaynaklanıyordu.
Bilim insanları, son yapılan incelemelerde çocuğun doğumdan hemen sonra öldüğüne ve hatta erken doğmuş olabileceğine inanıyor. Konuyla ilgili çalışmalar yürüten Garry Nolan şu ifadeleri kullandı:
"Bu olay bir uzaylı hikâyesi olarak başladı ve dünyaca tanındı ama aslında bu, bir insanın trajik hikâyesiydi. Bir kadının kusurlu doğan bebeği bir şekilde mumyalandı ve tuhaf bir tarihi eser sanılan bebek ya rehin verildi ya da satıldı. Tüm çabaların sonunda büyüleyici bir genetik hikâyesi olan bir insanla karşılaştık. Şimdi ondan öğrendiklerimiz bu gibi hastalığı olanlara yardım etmemiz için bize önemli şeyler öğretebilir. Huzur içinde uyusun."
