15.07.2022 - 07:12 | Son Güncellenme:
Derleyen: Can Şişman / Milliyet.com.tr - Bir süredir geçim sıkıntısı yaşıyordu. Çocuğu ilkokula yeni başlamış, bir meslek sahibi olmayan eşi ise evi çekip çeviriyordu. Ailenin tüm yükü onun omzundaydı. Her akşam eve gelirken akşam ne yiyeceklerini düşünüyordu. 90'larda ciddi bir ekonomik kriz içinde olan Rusya'da yaşayan her Rus gibi o da sorumluluklarının altında eziliyordu. Bir gün karşısına eski arkadaşı Vladimir Nikolayeviç Nikolayev çıktı. Ellerinde tuttuğu eti ona verdi. Büyük bir mutluluk içindeydi. Heyecanla eti evde eşine verdi. Eşi bu etle köfte ve etli hamur yaptı. Bu eti akşam yemeğinde hep birlikte yediler. Ancak birkaç lokmadan sonra bir gariplik hissettiler. Onları rahatsız eden tuhaf bir şey vardı. Etin tadı diğer etler gibi değildi. Haklıydılar çünkü yedikleri et bir hayvana ait değildi.
PSİKOPATİK EĞİLİMLER TAŞIYORDU
Rusya'nın Avrupa topraklarında bulunan Çuvaşistan'daki Novoçeboksarsk şehri, 1997 yılında akıllara durgunluk veren bir olaya şahit oldu. Ekonomik krizin etkisini hissettirdiği 90'lar Rusyası'nda zor zamanlardan geçiliyordu. Vladimir Nikolayeviç Nikolayev de birçok Rus gibi zorlu bir dönemdeydi. Doğduğu günden beri Novoçeboksarsk'ta yaşayan Nikolayev, önce yaşadığı şehri sonra da tüm dünyayı ayağa kaldıracak o eylemi yaptığında 38 yaşındaydı. Hayatı boyunca birçok işte çalışmıştı. Ancak girdiği işlerde uzun süre barınamıyordu. Her başladığı yeni iş onun için yeni bir başlangıçtı. Ama o her defasında ciddi problemler yaşayarak iş yerlerinden istifa ediyor ya da kovuluyordu.
O yaşına kadar hiç evlenmemiş hatta uzun süreli bir ilişkisi dahi olmamıştı. Çevredekilere göre o antisosyal biriydi. Kimseyle pek iletişim kurmayan Nikolayev, psikopatik eğilimler de taşıyordu. O güne kadar başı polisle sık sık derde girmişti. İlk kez hırsızlık yaptığında henüz 21 yaşındaydı. Alkol bağımlısı olması yüzünden başı sıklıkla belaya giriyordu. Onun adını tüm dünyaya duyuracak olayda da alkol bağımlısı olmasının payı büyük olacaktı.
ÖNÜNDE İKİ SEÇENEK VARDI
Takvimler 1997'nin Mayıs ayını gösteriyordu. Vladimir Nikolayev bir partiye katılmıştı. Mekanda uzun süre kalan Nikolayev, gecenin geç saatlerinde evine doğru sarhoş adımlarla yürüyordu. Uzun süren bu yürüyüşün sonunda yaşadığı binaya yaklaştığında yanına bir adam yaklaştı. Kendisinden çakmak isteyen bu adamla ayak üstü konuşmaya başlayan Nikolayev, sarhoşluğunun da etkisiyle oldukça sinirli tavırlar sergiliyordu. Karşısındaki adam Nikolayev'in davranışlarından rahatsız olduğunu söyleyince ikili arasında tartışma başladı.
Bu laf dalaşı kısa zaman içinde fiziksel bir kavgaya dönüştü. Nikolayev, o anları, "O bana vurdu, ben de ona vurdum. Sonra yere yığıldı. Dikkatli baktığımda öldüğünü fark ettim" diye anlatacaktı. Kavga, karşısındaki kişinin ölümüyle sonuçlanmıştı. Vladimir Nikolayev bir adamın ölümüne sebep olmuştu. Önünde iki seçenek vardı. Ya doğru olanı yapıp durumu polise ve sağlık görevlilerine bildirecekti ya da korkunç bir yanlışa imza atıp bu adamın cesedinden kurtulacaktı. Nikolayev hiç tereddüt etmeden yanlış olan kararı seçti.
Hikâyesini belgesel yapımcılarına anlatan Vladimir Nikolayev, görevlilerin baskısına rağmen dünyanın en mutlu insanıymış gibi gülümsüyor kameralara. Hayatında verdiği en yanlış kararı anlatırken ne duraksıyor ne de yüzündeki tebessümü eksiltiyor. O anları şöyle anlatıyor Nikolayev: "Onu evime çıkarttım ve banyoya sürükledim. Teker teker kıyafetlerini soydum. Cesedini ortadan kaldırmalıydım. Bu yüzden onu parçalara ayırmaya karar verdim."
Karşılarındaki caninin itirafları karşısında belgeselin yapımcıları şaşkın. Ancak yaşanılanlar sadece bunlarla sınırlı değil. Nikolayev, çeyrek asır önce işlediği korkunç cinayeti anlatmaya şöyle devam ediyor: "Birden aklıma bir şey geldi. Yapabileceğimi düşündüm. Bacağından bir parça et kestim ve bu eti haşlamaya karar verdim. Haşlanmış eti ağzıma attığımda tadını beğenmedim. Bu yüzden bu eti doğradım ve tavada kızarttım." Belgeselin yapımcıları karşısındaki kişinin böyle bir vahşeti olabildiğince sakin anlatması karşısında hem şaşkın hem de dehşete düşmüş durumda. Nikolayev'in yaptıkları ise bunlarla sınırlı değil.
ŞÜPHELENEN KADINA 'KANGURU ETİ' DEDİ AMA...
Para sıkıntısı çeken Vladimir Nikolayev bu olaydan sonra açık bir pazarda et satışı yaptı. Tezgahta 5 kilogram et vardı ve bu et hayvan eti değil, birkaç akşam önce kavga esnasında öldürdüğü adamın etiydi. Pazara gelenler Nikolayev'in etinden satın aldı. Nikolayev ise alkol bağımlısı olduğu için elde ettiği parayla daha çok içki satın aldı. Elindeki etler tükenmeye başlamışken bir arkadaşı çıktı karşısına. O da kendisi gibi geçim problemleriyle boğuşuyordu. Akşam eve ne götüreceğinin hesabını yapan arkadaşına 'yardımcı' olmak istedi Nikolayev. Elindeki son birkaç yüz gram eti arkadaşına verdi.
Yaptığı hareketi şöyle anlattı Nikolayev: "Çok sevindi. Eve götürdü ve eti karısına verdi. Yemek hazırlayıp yediler. Tabii onlar ne eti yediklerini bilmiyordu. Eşi durumdan şüphelenmiş. Bana bu etin ne eti olduğunu sordu. Ona kanguru eti olduğunu söyledim. Bana, 'Bizim buralarda kanguru yok, nasıl olur?' dedi. Dediğime o da inanmamıştı."
Nikolayev'in arkadaşının eşi ise yedikleri etin gerçekte ne eti olduğunu çözmeye kararlıydı. Vakit kaybetmeden hastanenin yolunu tutan kadın, yapılan incelemelerin sonucunda dehşete düştü. Yedikleri bir kanguru değil insan etiydi.
SADECE EKMEK YİYİP ÇORBA İÇMESİNE İZİN VAR
Hastane yetkililerinin durumu polise bildirmesinden kısa bir süre sonra Vladimir Nikolayev evinde yakalandı. Tutuklanarak cezaevine gönderilen Nikolayev, Novoçeboksarsk şehrini ayağa kaldırmıştı. İnsanlar onu kısa zaman içinde 'Yamyam Vladimir' olarak anmaya başladı. Şehirde derin bir korku vardı. Kimse et yiyemiyor, yetkililer ise Nikolayev'in en ağır şekilde cezalandırılacağına dair insanları sakinleştirmeye çalışıyordu. Sonunda beklenen oldu ve Nikolayev ölüm cezasına çarptırıldı. Ancak çok geçmeden bu kararda mecburi bir değişiklik yapıldı. Çünkü 1999 yılında Rusya'da ölüm cezası uygulaması rafa kaldırılmıştı. Dolayısıyla Nikolayev'in cezası da ömür boyu hapis cezasına çevrildi.
1999'daki ömür boyu hapis cezasından iki yıl sonra yani 2001 yılında ise Nikolayev ülkenin en kötü şöhretli cezaevlerinden biri olan Kazakistan sınırındaki Kara Yunus Hapishanesi'ne nakledildi. Şu anda 63 yaşındaki 'Yamyam Vladimir', 2001 yılından beri bu hapishanede yer alıyor. Kurallar gereği tam 21 yıldır hapishane görevlilerinin her lafına 'Evet efendim' karşılığı veren Nikolayev'in sadece ekmek yiyip çorba içmesine izin var. Nikolayev tek kişilik izole hücrelerden birinde 21 yılını geçirdi. Uyanık olduğu anlarda ranzalarında oturmasına izin verilmiyor. Kendisi hakkında bir belgesel çeken yapımcılara ise şu sözlerle veda ediyor: "O adamı öldürdüğümde onun etini yeme fikri ilk başta aklımda yoktu. Vücudunu parçalarken ve eti elimde tutarken geldi. Bir anlık bir fikirdi ve o anda bana yanlış gelmemişti."