05.08.2023 - 17:30 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Türkiye'nin yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'a uluslararası medyanın ilgisi devam ediyor. Londra merkezli internet sitesi Middle East Eye, 'Hakan Fidan: Türkiye'nin Dışişleri Bakanı yeni dünya düzenini nasıl biçimlendirebilir?' başlığıyla bir analiz yayımladı. Yayın organının genel yayın yönetmeni tecrübeli gazeteci David Hearst imzalı analiz, mevcut tabloyu 'diplomatik mayın tarlası' olarak niteleyip Fidan'ın emsalsiz bir şekilde yön bulma niteliğine vurgu yaptı.
Rusya lideri Vladimir Putin'in Ukrayna'yı işgal emri vererek dünya düzenini değiştirmek istediğini belirten analiz, Doğu Avrupa ülkesinin Rus ordusu için bir bataklığa dönüşmesiyle Putin için olabilecek en kötü senaryonun gerçekleştiğini kaydetti. Rus liderin müttefikleri Çin ve İran'ı da yanında tutmakta başarısız olduğu yorumunu yapan David Hearst, Putin ve Xi Jinping'in ilişkilerini şekerle kaplamak için hangi cümleleri kurarlarsa kursunlar Pekin yönetiminin henüz oynamaya hazır olmadığı bir rolle yüzleştiğini yazdı.
Çin'in ABD'ye askeri karşılık verebilmesi için en az 10 yıla ihtiyaç duyduğunu dile getiren analiz, Moskova'nın bir diğer yakın müttefiki İran'ın da mutlu olmadığının altını çizdi. Rusya'nın İran ürettiği her şeyi satın almasına rağmen bugün Hürmüz Boğazı'ndaki adacık krizinde bile tarafların farklı pozisyon aldığını hatırlatan Hearst, Tahran yönetiminin Moskova'yı 'Körfez'de Amerikan oyunu oynamak'la suçladığını belirtti.
Moskova-Tahran hattında birçok çatlak olduğunu vurgulayan analiz, İran'ın ABD ile yaptığı geçici anlaşmaya Rusya'nın şüpheyle baktığını kaydedip sözü Türkiye'ye getirdi:
"İran, yeni dünya düzeninde gezinmenin eskisinin un ufak oluşunu izlemekten daha zor olduğunu anlıyor. Ancak tüm Ortadoğu güçleri İran'ı bu güzergahta izlemiyor. Etrafını saran kaos türbülansıyla başa çıkan bir ülke var; Türkiye. Geçmişte Rusya ve NATO ile mütemadiyen kavga çıkarsa bile."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hakan Fidan'ı gizli servis MİT'in başkanlığından Dışişleri Bakanlığı'na atamasını 'çok önemli' olarak niteleyen analiz, istihbarat teşkilatlarının genelde 'şahinler' tarafından yönetildiğini, Fidan'ın ise bu kurala uymadığını dile getirdi.
Hakan Fidan'ın yıllar yıllar önce İskoç akademisyen ve tarihçi Norman Stone'un yanında eğitim alan bir siyaset bilimci olduğunu hatırlatan David Hearst, "Orduda görev almasına rağmen bir askeri şahin değil" deyip devam etti:
"O bir entelektüel. Kitap okuyor, ki yakın dönemdeki birkaç ABD başkanı için söylenebilecekten daha fazlası. Entelektüel merakının enginliği kadar İngilizcesi akıcıdır. İskoç bağımsızlığının zayıf olasılıklarını tartışırken, İslam dinbilimi kadar rahat."
Hakan Fidan'ın 2010'da MİT'in başına geçmesiyle teşkilat içinde şüphelerin ortaya çıktığını kaydeden analiz, ayrıca İsrail'den de eleştiriler geldiğini hatırlattı. MİT'in o dönem FETÖ terör örgütü tarafından ele geçirilemeyen 'son kale' olduğu yorumunu yapan David Hearst, terör örgütünün Hakan Fidan'ı devirmek için birçok teşebbüste bulunduğunu yazdı.
Dışişleri Bakanı'nın yüksek lisans tezinin istihbarat ve dış politika ilişkisi olduğunun altını çizen analiz, CIA ve MI6'i merkeze alan tezin söz konusu gizli servislerin nasıl örgütlendiklerine odaklandığını aktardı. Hakan Fidan'ın işe MİT'i değiştirerek başladığını, teşkilatı profesyonel ve güvenilir bir kurum haline getirmeyi başardığını vurgulayan analiz, Türk yardım kuruluşu TİKA'nın da Ankara'nın nüfuzunu genişletmek için kullanıldığını belirtti.
Middle East Eye genel yayın yönetmeni David Hearst, MİT'i 'yeniden kuran' Fidan'ın sırrının ise, kendisini yalnızca devletin memuru değil koruyucusu olarak sayması olduğu yorumunu yaptı. Fidan döneminde MİT'in Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki savaşın kaderini belirlediğini, Libya'da savaş ağası Halife Hafter ve Rus paralı askerler Wagner Grubu'nun geri püskürtülmesini yönettiğini bildiren analiz, ayrıca istihbarat örgütünün Rusya ve Ukrayna arasındaki tahıl anlaşmasının yanı sıra birçok esir takasının müzakeresini yürüttüğünü aktardı.
MİT'in 13 yıllık Hakan Fidan döneminde birçok düşman yarattığını dile getiren analiz, İran'dan gelen yorumları yorumlara yer verdi. Fidan için 'olup bitene yakın olan uzman' tanımını yapan David Hearst, Türk gizli servisinin hem İsrail hem de İran istihbarat teşkilatlarının birçok operasyonunu engellediğini yazdı.
Halihazırda Fidan'ın Türk-İsrail istihbarat teşkilatları arasındaki ilişkiyi yeniden inşa ettiğine inanıldığını kaydeden analiz, Dışişleri Bakanı'nın MİT'i yönetirken Körfez siyaseti için de uzman haline geldiğini aktardı. Fidan'ın yanı sıra Suudi Arabistan-Türkiye ilişkilerinin yeniden kurulmasında da ana aktör olduğunu belirten analiz, Hakan Fidan'ın emekliliğinde vereceği siyaset bilimi derslerinde sunacağı muhtemel bir başlık önerdi:
"Beni öldürmek için elinden geleni yapan iki adamla nasıl arkadaş olunur?"
Günümüzde Hakan Fidan'ı en zor görevin beklediğini kaydeden David Hearst, "NATO bunu bilmiyor gibi görünse de eski dünya düzeni kapanmak üzere. Ancak yeni dünya düzeninin oluşması da çok uzak" deyip mevcut tabloyu 'diplomatik bir mayın tarlası' olarak tanımaldı.
Diplomatik mayın tarlasından çıkış için ayrıntı, zeka, bilgiyi dinleyip değerlendirme becerileri gerektiğini dile getiren analiz, yanı sıra kişisel ilişkiler tesis etmek için zaman harcayan ve dış politikayı hayata geçirmek için araçlara sahip birisinin zorunluluğuna vurgu yaptı:
"Dış politikaya ses ve biçim verecek bir entelektüel yetenek gerekir. Bu yeni Türk dışişleri bakanında bolca var. Diğer dışişleri bakanları, onu ve Türkiye'yi ciddiye alsalar iyi olur."