09.06.2023 - 10:37 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Alman Die Welt gazetesi, 'Erdoğan'ın sırlarının gardiyanı olan adam' başlığıyla Türkiye'nin yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı okurlarına tanıttı. "Yıllardır Türk dış politikasının en önemli aktörlerinden biri oldu ve artık resmiyet kazandı. Gizli servisin başındaki Hakan Fidan, Türkiye'nin yeni bir numaralı diplomatı oldu" diyen gazete, Fidan'ın . Cumhurbaşkanı'nın yakın bir sırdaşı olarak kabul edildiği yorumunu yaptı.
Hakan Fidan'ın Erdoğan'ın ana hedeflerini destekleyen bir profil olduğunu belirten gazete, Erdoğan'ın bir zamanlar 'sır küpüm' dediği ismin ilgi odağı haline geldiğini yazdı.
MİT'in dünya siyasetinde aktif bir oyuncu olduğu bir dönemde istihbaratın başındaki Fidan'ı 'Uzun yıllardan beri sözü Türk siyasetinde geçerli bir isim' olarak tanımlayan Alman gazetesi, buna karşılık Türkiye'deki çoğu kişinin Hakan Fidan'ın sesini ilk kez Dışişleri Bakanlığı'ndaki basın toplantısıyla duyduğunu kaydetti.
"Fidan'ın emirlerinin Türkiye ve bölge için geniş kapsamlı sonuçları oldu" diyen Die Welt, Erdoğan'ın en yakın sırdaşları arasındaki gizli servis şefinin birçok uluslararası toplantıya katıldığını hatırlattı.
Die Welt'in listesine göre, ABD Başkanları Barack Obama, Donald Trump ve (o zamanki Başkan Yardımcısı) Joe Biden, Kremlin lideri Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve halefi Olaf Scholz gibi isimlerle gerçekleşen toplantılarda Hakan Fidan vardı.
Hakan Fidan'ın kariyerindeki basamakları sıralayan Alman gazetesi, 2010'dan bu yana Türk dış politikasının merkez oyuncusu haline gelen istihbaratçının özellikle Orta Doğu'daki etkisinden söz etti:
"Erdoğan hükümeti şimdi Şam ve Esad'la yakınlaşmaya çalışıyor ve bir kez daha olayların tam merkezinde Hakan Fidan var... Fidan sadece Suriye'de değil, Türkiye'nin nüfuz sahibi olduğu Libya ve Kafkasya'daki çatışmalarda da beyin olarak görülüyor. Bazı Körfez ülkeleri, Mısır ve İsrail gibi ilişkilerin durma noktasına geldiği ülkelerle Türkiye arasında temasların kurulmasında da görev aldı."
Amerikan Foreign Policy dergisinde yayımlanan analiz ise, 'Erdoğan'ın üçüncü döneminden ne bekleniyor?' başlığını taşıyor. Analize göre, Türk liderin iki önceliği var: Türkiye için küresel olarak daha iddialı bir mevcudiyet haritası çizmek ve bu haritanın ortaya çıkması için Ankara'nın Batı kurumları içindeki pozisyonunu güçlendirmek.
Foreign Policy, yeni dönemde Türk dış politikasının ABD'nin sağladığı siyasi imtiyazlara bağımlı olmamayı hedeflediğini kaydetti, Ankara'nın NATO ve Avrupa Birliği gibi Batılı kuruluşlardaki konumunu sağlamlaştırmayı deneyeceğini yazdı.
Türkiye'nin iki hedefini başarmak adına ilk olarak Vladimir Putin'in yönettiği Rusya ile hiç olmadığı kadar derinleşen ilişkilerin altını çizmeye devam edeceğini belirten dergi, Erdoğan'ın özellikle Ankara'nın Ukrayna'ya sattığı silahlarla Rusya'yı kontrol altında tuttuğunu vurgulayacağını kaydetti.
Türkiye'nin Ukrayna'ya Bayraktar TB2 silahlı insansız hava araçları sattığını hatırlatan dergi, tahıl koridoru anlaşmasında oynadığı rolün ise dünyayı muhtemel bir gıda krizinden kurtardığını aktardı.
Balkanlardaki mevcut gerilime de değinen analiz, sözü Türkiye-Avrupa ilişkilerine getirdi. Analize göre, göçmenlerin Avrupa'ya geçişini engelleyen Türkiye bunun karşılığında AB ile ticari ilişkileri artırmak ve vizesiz seyahat gibi fırsatların peşinde koşuyor:
"Eğer Erdoğan'ın hedefine ulaştığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Avrupa, Erdoğan'ın devamlılığı için hazır ve ziyadesiyle minnettar."
Washington'daki fotoğrafın da hemen hemen aynı olduğunu belirten Foreign Policy, Biden yönetiminin Ankara ile sıcak bir ilişki sürdürmeye hevesli olduğunu, Türkiye'nin tamamen Putin'in etkisi altına girmesini istemeyen Washington'ın yanı sıra İsveç'in NATO üyeliği için bekleyen onay nedeniyle de uyum sağladığını yazdı.
Ankara, Washington ve Brüksel arasındaki denklemde Avrupalı ve Amerikalıların münferit hedeflerine ulaşmak için çaba gösterdiğini belirten analiz, "Ancak Erdoğan net kazanan. Batı ile ilişkilerin ve gündemin gidişatını belirliyor. O ilişkileri topyekun sıfırlamak veya yeniden tasavvur edilmesini istemiyor. Batıyı hüsrana uğratsa da Erdoğan bölgesel nüfuzunu savunmaya devam edecek" dedi.
Dergiye göre, Erdoğan'ın bölgesel nüfuzunu kullanabilmesi için ise Suriye ile ilişkiler kilit önemde. Halihazırda Ankara'nın Mısır, İsrail, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile yeni bir sayfa açtığını hatırlatan analize göre, Türkiye'nin bölge ülkeleriyle ilişkileini geliştirmesi gerekecek.