03.02.2023 - 11:03 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe
Rus ordusundan eski bir subay olan Konstantin Yefremov, Ukraynalı savaş mahkumlarının vurulduğu ve tecavüzle tehdit edildiği iddialarını doğruladı. Şimdiye kadar Rus ordusundan konuşan en yüksek rütbeli subay olan Yefremov, BBC'ye, terk ettiği Rusya'nın şu an kendisini vatan haini ve dönek ilan ettiğini söyledi.
Yefremov defalarca ordudan istifa etmeyi denedi. Ancak en sonunda Ukrayna'ya geri dönmeyi reddettiği için işten çıkarıldı ve Rusya'dan kaçtı.
BBC, Yefremov'un temin ettiği askeri belge ve fotoğrafları kullanılarak onun savaşın başlarında Ukrayna'da, Melitopol şehrinin bulunduğu Zaporijya bölgesinde olduğunu doğruladı.
Bilgisayar ekranından konuşmaya başladığım Konstantin Yefremov'un anlatacak bir hikayesi vardı. O, yakın zamana kadar Rus ordusunun bir subayıydı.
Geçtiğimiz yıl Ukrayna'ya gönderilen eski üsteğmen Yefremov bana orada tanık olduğu, Ukraynalı mahkumlara işkence ve kötü muamele dahil işlenen suçları anlatmayı kabul etti. Yoldaşlarının işgal edilen bölgelerde yağma yaptığını anlatacak, Rus albay liderliğindeki -insanların tecavüzle tehdit edildiği ve vurulduğu- şiddet içeren sorgu seanslarını tarif edecekti.
Yefremov 20 Şubat 2022'de, Rusya'nın dokuz yıl önce ilhak ettiği Kırım'a ulaştı. Aslında 42'nci Motorize Piyade Birliği'nin mayın temizleme biriminin başındaydı ve çoğunlukla Çeçenistan'daydı. O ve askerlerine "askeri tatbikata" katılmak için Kırım'a gönderildikleri söylenmişti:
"O dönem kimse savaş olacağına inanmıyordu. Herkes bunun sadece bir tatbikat olduğunu düşünmüştü. Eminim ki üslerimiz bile bilmiyordu."
Yefremov, Rus askerlerinin üniformalarının işaretlediğini, askeri mühimmatın ve araçların "Z" harfi ile boyandığını hatırlıyor. Günler içinde "Z", Kremlin'in "özel askeri operasyon" olarak adlandırdığı şeyin sembolü oldu.
Kendisinin bunu istemediğini iddia eden Yefremov anlatıyor:
"İstifa etmeye karar verdim. Komutanıma gittim ve durumu açıkladım. Beni üst rütbeli bir subaya götürdü. O kişi beni hain ve dönek olarak adlandırdı. Silahımı bıraktım, taksiye bindim ve yola çıktım. Çeçenistan'daki üssüme giderek resmi olarak istifa etmek istedim. Ardından iş arkadaşlarım aradı ve beni uyardılar. Bir albay beni firardan 10 yıla kadar hapse atacağını söylemiş ve polise haber vermişti."
Yefremov bir askeri avukatı aradığını, onun da kendisine geri dönmesini tavsiye ettiğini belirtiyor:
"Şimdi onu dinlemeyip yola devam etmem gerektiğini fark ediyorum. Ancak hapse girmekten korktum."
Askerlerine katılmak için geri dönen Yefremov "savaş karşıtı" olduğu konusunda ısrarcı. Rusya'nın Kırım'ı ilhakına ya da Donbas'ta dokuz yıl önce başlayan Doğu Ukrayna'daki savaşa katılmadığını vurguluyor.
Rusya yalnızca 2014'te bölgedeki ayrılıkçı bir ayaklanmayı örgütlemekle kalmamış, oraya asker de göndermişti. Yefremov Rusya'nın Suriye'deki askeri operasyonlarına da katılmadığını belirtiyor:
"Son üç senedir, iki kez savaş yaşanan Çeçenistan'da mayın temizliğiyle ilgileniyordum. Yaptığım işin insanların yararına olduğunu düşünürdüm."
Yefremov geçici olarak tüfekli birliğin başına geçirildi. Rusya işgali başladıktan üç gün sonra, 27 Şubat'ta askerleriyle birlikte Kırım'dan kuzeye ilerlemelerinin emredildiğini söylüyor. Hedef Melitopol şehriydi.
Sonraki 10 gün Rus askerlerinin ele geçirdiği hava meydanında kaldılar:
"Askerler ve subaylar alabildikleri her şeyi alıyordu. Bir asker çim makinası aldı. Gururla, 'Bunu eve götüreceğim ve çimlerimizi keseceğim' dedi. Kova, çekiç, bisiklet, hepsini kamyonetlerine atıyorlardı."
Yefremov, Melitopol hava üssünde çektiği fotoğrafları bize gönderdi. Yanan bina ve nakliye uçağı görünüyor. Yefremov'un kimliğini ve 2022 baharında Ukrayna'da olduğunu doğrulamak için kullandığımız başka fotoğraf ve belgeler de var.
Online haritalama araçları Melitopol'deki hava üssünün fotoğraflarını doğruluyor. Bir buçuk ay boyunca o ve komutası altındaki sekiz asker, Rus topçu birliğini korudular:
"Tüm bu süreçte dışarıda uyuduk. O kadar açtık ki tavşan ve sülün avlamaya başladık. Bir seferinde bir eve denk geldik. İçeride bir Rus savaşçı vardı. '100'üncü Tugay'daydık ve şimdi burada yaşıyoruz' dedi. Çok yemek vardı. Buzdolabı tamamen doluydu. Bir nükleer savaştan kurtulmaya yetecek kadar yemek vardı. Ancak orada yaşayan askerler dışarıdaki gölden avladıkları akvaryum balıklarını yakalayıp yiyordu."
Konstantin Yefremov'un ekibi Nisan'da Melitopol'ün kuzeydoğusundaki Bilmak kasabasına, "lojistik merkez" olarak tarif ettiği yeri korumak için gönderildi. Orada, Ukraynalı esirlerin sorgulanması ve işkenceye uğramasına tanık oldu. "Sorgu, işkence, bir haftaya yakın devam etti. Her gün, her gece, bazen günde iki kez" diyor.
Bir gün üç mahkumun getirildiğini hatırlıyor:
"Bir tanesi sniper olarak biliniyordu. Bunu duyan Rus albay aklını kaçırdı. Ona vurdu, Ukraynalının pantolonunu indirdi ve ona evli olup olmadığını sordu. Mahkum 'Evet' diye cevap verdi. Albay, 'O zaman biri bana temizlik sopasını versin' dedi. 'Seni bir kıza çevireceğiz ve videosunu karına göndereceğiz' dedi."
Yefremov başka bir gün de albayın mahkumdan birliğindeki tüm Ukraynalı milliyetçilerin isimlerini vermesini istediğini anlatıyor:
"Ukraynalı soruyu anlamadı. Askerlerin Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nin deniz piyade birliğinden olduğunu söyledi. Bu cevabından dolayı onun birkaç dişini söktüler."
Kremlin Rusların şuna inanmasını istiyor: Rusya Ukrayna'da faşistlerle, neo-Nazilerle, ultra milliyetçilerle savaşıyor. Bu yanlış anlatı Rus halkının ve askerlerinin gözünde Ukraynalıların insan dışı olarak görünmesini sağlıyor.
Yefremov, bir Ukraynalı mahkumun gözlerinin bağlı olduğunu söylüyor:
"Albay mahkumun kafasına silah dayadı ve 'Üçe kadar sayıp seni başından vuracağım' dedi. Saydı ve başının yanından ateş etti. İki tarafından da. Ardından albay ona bağırmaya başladı. 'Yoldaş albay! Sizi duyamaz, onu sağır ettiniz!' dedim."
Yefremov, albayın Ukraynalılara normal yemek verilmemesini emrettiğini, sadece su ve kraker verilmesini söylediğini anlatıyor. Ancak, "Biz onlara sıcak çay ve sigara vermeye çalışıyorduk" diyor.
Mahkumların yerde uyumadığını, askerlerinin onlara geceleri kimse görmeden saman verdiğini söylüyor.
Başka bir sorguda albayın bir mahkumu kolundan ve sağ dizinin altındaki kemiğinden vurduğunu anlatıyor Yefremov. Askerlerinin mahkumun yaralarını sardığını ve 'deli albaya değil' diğer Rus komutanlara mahkumun hastaneye gitmesi gerektiğini, yoksa kan kaybından öleceğini söylediğini anlatıyor:
"Ona Rus üniforması giydirdik ve hastaneye götürdük. 'Ukraynalı savaş mahkumu olduğunu söyleme. Çünkü ya doktorlar tedavi etmeyi reddeder ya da yaralı Rus askerler seni duyar ve vururlar, onları durduramayız' dedik."
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Ukrayna savaşında mahkumlara kötü muamele vakalarını belgeliyor. Şimdiye kadar hem Rus hem Ukraynalı 400'den fazla savaş mahkumuyla görüşüldü.
BM'nin Ukrayna merkezli gözlem ekibinin başındaki Matilda Bogner, "Ne yazık ki savaşın iki tarafından da savaş mahkumlarına işkence ve kötü muamele uygulandığını gördük" diyor:
"Eğer kıyaslarsak; mahkumiyetin neredeyse her aşamasında Ukraynalı savaş mahkumlarına şiddet, işkence ve kötü muamele uygulanıyor. Çoğu açıdan, Rusya'daki ya da işgal altındaki Ukrayna'daki pek çok bölgede mahkumiyet koşulları en kötüsü."
Bogner, Ukraynalı savaş mahkumlarına en kötü işkence ve kötü muamelenin genelde sorgu sırasında yapıldığını söylüyor. Elektrikle idam edilebiliyorlar ve iple asarak dövmeye kadar tüm işkence yolları kullanılıyor.
"Mahkum edilecekleri yere getirildiklerinde 'hoşgeldin dayağı' denilen bir uygulama var. Sık sık açlık ve susuzlukla da karşı karşıya kalıyorlar" sözlerini ekliyor.
Rus savaş mahkumlarına da dayak ve elektrikle idam uygulanıyor.
Bogner, "Her türlü işkence ve kötü muamele uluslararası hukuk gereğince yasak. İki tarafın da bunu yapması kabul edilebilir değil" diyor.
BBC, Yefremov'un anlattığı işkence iddialarını bağımsız olarak doğrulayamadı ancak bunlar başka Ukraynalı mahkumların iddialarıyla örtüşüyor.
Rusya Savunma Bakanlığı ise yorum isteğimize cevap vermedi.
Yefremov en nihayetinde kendi mayın temizleme birimine döndü ancak uzun süreliğine değil. "Yedimiz orduyu bırakma kararı aldık" diyor. Mayıs sonunda, Çeçenistan'da istifa mektubunu yazdı. Fakat bazı üst düzey subaylar mutlu değildi:
"Beni tehdit etmeye başladılar. Ukrayna'da bir gün bile geçirmemiş subaylar beni korkak ve hain olmakla suçladı. İstifa etmeme izin vermediler. Beni kovdular".
Yefermov ordudan aldığı mektubu gösterdi.
İlk dokümanda 'vazifeden kaçmakla' ve Ukrayna'ya geri dönmeyi reddetmekle itham ediliyor. Bu 'ciddi disiplin ihlali' olarak tarif ediliyor.
İkinci mektupta Yefremov'un 'anlaşmasını bozduğu için ordudan erken çıkarılmasından' bahsediliyor:
"10 yıllık hizmetin ardından hain, dönek ilan edildim, sadece insan öldürmek istemediğim için. Ancak artık özgür bir insan olduğum için mutluydum, öldürmek ya da öldürülmek zorunda olmadığım için."
Yefremov ordudan atıldı. Ancak savaşa geri gönderilme tehlikesi geçmedi. Eylül 2022'de Rusya Devlet Başkanı Putin 'kısmi seferberlik' ilan etti. Yüz binlerce Rusya vatandaşı orduya alınarak Ukrayna'ya gitme ihtimaliyle karşı karşıya kaldı.
Daha önce Ukrayna'da savaştığı için Yefremov kendi haline bırakılmayacağını biliyordu. Bir kaçış planı yaptı:
"Askeralma subayları evime gelip arabalarında beni bekliyorlardı. Bir daire kiraladım ve orada saklandım. Komşulardan da saklandım. Çünkü komşuların polise saklanan genç erkekleri ihbar ettiği vakalar duydum. Bunu küçük düşürücü ve kabul edilemez buluyorum."
Yefremov Rus insan hakları grubu Gulagu.net'le iletişime geçti ve onlar ülkeyi terk etmesine yardım etti. Yefremov, Putin'in Ukrayna'yı işgal kararına destek veren Ruslar hakkında düşündüklerini ise söyle anlatıyor:
"Akıllarından ne geçiyor bilmiyorum. Kandırılmalarına nasıl izin veriyorlar? Kendilerini 20 senedir kandıran adamın bir sözü ile gidip ölmeye ya da öldürmeye hazırlar. Bunu anlayamıyorum."
Görüşmemizi bitirirken Yefremov, Ukrayna halkından özür diliyor:
"Tüm Ukrayna milletinden, ellerimizde silahlarla davetsiz misafir olarak evlerine girdiğimiz için özür dilerim. Çok şükür kimseye zarar vermedim. Kimseyi öldürmedim. Çok şükür öldürülmedim. Ukraynalılardan beni affetmelerini isteme hakkım bile yok. Kendimi affedemem, dolayısıyla onlardan da bunu bekleyemem."
Kaynak: BBC Türkçe