05.03.2023 - 08:24 | Son Güncellenme:
Derleyen: Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr - Takvimler 3 Mart 1991’i gösterirken ABD merkezli hava yolu şirketi United Airlines’a ait 585 uçuş numaralı Boeing 737-200 tipi uçak, ABD’nin Colorado eyaletinin başkenti Denver’den havalanmaya hazırlanıyordu. Kalkış için son kontrollerin yapılmasının ardından 20 yolcu ve 5 mürettebatla havalanan uçak, yine aynı eyalet sınırları içinde kalan Colorado Springs’e inecekti. En azından hayatın doğal akışı çerçevesinde olayların bu şekilde gelişmesi gerekiyordu. Ancak ilerleyen saatlerde doğal akışı bozacak bazı gelişmeler yaşanacağını henüz kimse bilmiyordu.
51 yaşındaki Harold Leon Green, 42 yaşındaki Patricia Karen Eidson ve üç uçuş görevlisi tarafından idare edilen uçuş, Colorado Springs havalimanına iniş yapılmaya hazırlanıldığı ana kadar sorunsuz şekilde gerçekleşti. Olumsuzluklarsa tam da bu noktada başladı. Uçuşun sorunsuz şekilde biteceği pisti gören pilotlar iniş için hazırlanmaya başladıkları sırada iniş açısını anormal şekilde daraltmaya başlayan ve havada yalpalamaya başlayan uçak, çok şiddetli şekilde sağ tarafa yatarak havalimanı yakınlarında bulunan boş bir araziye çakıldı. Kaza sonucunda uçakta bulunan 25 kişinin tamamı hayatını kaybederken, çarpışmanın şiddetini arazide metrelerce derinliğe sahip olan krater gözler önüne seriyordu. Kaza sonrasında yapılan kapsamlı soruşturmada, olaya ilişkin ilginç ve ürkütücü detaylar ortaya çıktı.
'AMAN TANRIM'
Kazanın ardından, olayın arka planında yatan nedenlerin soruşturulması için ABD Ulusal Taşımacılık Güvenlik Kurulu (NTSB) tarafından atanan müfettişler, incelemelerde bulunmak için kaza alanına gitti. Enkazdaki birçok parça herhangi bir test uygulanamayacak kadar ağır zarar görmüş olsa da bazı kritik sistemler daha az zarar görmüştü. Bu parçalardan birisi de 'PCU' olarak bilinen güç kontrol ünitesiydi.
Teknik incelemeler devam ederken bulunan kara kutular, kaza anında kokpitte neler yaşandığını da anbean kayıt altına almıştı. Kayıtlarda deneyimli pilotların büyük bir şaşkınlık ve endişe yaşadığı, son anlarda 'Hayır! Aman Tanrım' şeklinde bağırdığı tespit edildi. Çığlıkların hemen ardından uçağın yere çakılmasıyla birlikte bant sona eriyordu.
Kazanın iniş anında yaşanması sebebiyle, araştırma ekibi dikkatini inişler sırasında sıkça kullanılan PCU ünitesi üzerinde yoğunlaştırmıştı. PCU ünitesini açan teknisyenlerden biri sistemde herhangi bir sorunla karşılaşmadı ve kaza sonuçsuz bırakıldı. Ancak 2 yıl sonra yaşanacak başka bir kaza, gözleri tekrar PCU ünitesine çevirecek ve Colorado Springs kazasının da arka planında yatan nedenleri ortaya çıkaracaktı.
GİZEMİ BENZER BİR KAZA ÇÖZDÜ
Takvimler 8 Eylül 1994’ü gösterdiğinde ABD’nin Pensilvanya eyaletinin Pittsburgh şehri yakınlarında gerçekleşen Boeing 737 kazasında uçakta bulunan 132 kişinin tamamı hayatını kaybetti. Uzmanlar, kaza yerine ilk gittiğinde karşılaştıkları manzara 1991 yılında Colorado Springs yakınlarında gerçekleşen kazayla büyük oranda benzerlik gösteriyordu. Soruşturma ekibi, kısa bir inceleme sürecinin ardından iki kaza arasında büyük bir benzerlik olduğunu fark etti.
İki kaza arasındaki benzerliğin ortaya çıkmasıyla birlikte soruşturmada görevli olan müfettişler, Pittsburgh kazasından geri kalan parçaları, Colorado Springs kazasında yapıldığı gibi incelemeye karar verdi. İlk etapta PCU ünitesinde herhangi bir soruna rastlanmamış olsa da daha sonra yapılan detaylı incelemeler sırasında, sistemin belirli durumlarda durdurma komutu almadan kendi başına hareket ettiği ortaya çıktı. Ekip, uygun koşullar yaratıldığında dünyanın bu en popüler yolcu jetini kontrol eden bu sistemin bozulabileceğini tespit etti. Üstelik bu arızanın beraberinde farklı arızaları da doğurduğunu fark eden müfettişler, her iki uçağın da kaza anında sağa ve sola yaptığı şiddetli dönüşlerin de PCU ünitesinde yaşanan arıza sonucunda farklı sistemlerde yaşanan arızalardan kaynaklandığını fark etti.
Yüzlerce kişinin ölümüne sebep olan her iki uçak kazasının nedenini araştırmak için başlatılan soruşturmalar yaklaşık 2 yıl sürdü. Arızanın tespit edilmesinin ardından Boeing firması, hatalı olan sistemleri tekrar tasarlamak için milyonlarca dolar harcadı ve benzer kazaların tekrar yaşanmaması için aynı görevi görecek daha dayanıklı, yeni sistemler tasarlandı.