16.05.2024 - 11:56 | Son Güncellenme:
Fransa’nın deniz aşırı sömürgelerinden ve Güney Pasifik'te konumlanan Yeni Kaledonya, Fransa’da kabul edilen bir seçim yasası reformu yüzünden 13 Mayıs Pazartesi gününden bu yana şiddet olaylarına sahne oluyor.
Fransız hükümetini destekleyen rejim yanlıları ile ayrılıkçı Kanak halkı güçleri (FLNKS) ve yerel gruplar arasındaki çatışmalar, adada tam bir iç savaş görüntüsü veriyor. Adada kamu düzenini yeniden sağlamak isteyen Fransız hükümeti, bu geceden itibaren yürürlüğe girmek üzere olağanüstü hal ilan etti. Ayrıca, adada görev yapan bin 800 polise yardım etmesi için 500 ek özel tim polisi göndermeyi kararlaştırdı. Fransız askerleri Yeni Kaledonya limanlarına ve uluslararası havalimanına konuşlandı.
1980'LERDEN BU YANA EN BÜYÜK İÇ ÇATIŞMA
Fransa Başbakanı Gabriel Attal, kriz toplantısının ardından yaptığı açıklamada, bölgede TikTok'u yasakladıklarını ve olağanüstü hal ilan edildiğini duyurdu. Üç gündür süren çatışmalarda biri polis olmak üzere dört kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Gerginlik Paris'in, bölgede 10 yıl yaşamış olan Fransızlara oy hakkı verilmesini öngören yasa tasarısını parlamentoya sunmasıyla başladı. Çarşamba sabahı Fransa parlamentosu tasarıyı onayladı.
Bağımsızlık yanlısı, büyük oranda yerlilerden oluşan grup, 'yönetimdeki etkilerini azaltacağı' iddiasıyla, reforma karşı çıkıyor. Çatışmaya dönen gerginlikte mağazalar yağmalandı ve ateşe verildi, araçlar, kilise ve okullar yakıldı. Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gece yaşanan ayaklanmaların ikinci gecesinde, dört Kanak yaşamını yitirdi. Güvenlik görevlileri de dahil yüzlerce kişi yaralandı, çok sayıda kişi gözaltına alındı. Bu Yeni Kaledonya'nın 1980'lerden bu yana yaşadığı en büyük iç çatışma.
Yeni Kaledonya Cumhuriyeti Yüksek Komiseri Louis Le Franc, öfke derhal yatışmazsa 'iç savaşa gidecek ağır şiddet ortamından' söz etti. Le Franc, Çarşamba sabahı yalnızca başkent çevresinde 140 kişinin gözaltına alındığını aktardı.
ZAMANLAMA DİKKAT ÇEKTİ: ABD-ÇİN GERGİNLİĞİ SONRASI STRAJİK DEĞERİ YÜKSELDİ
Avustralya ve Fiji arasında yer alan ve başkenti Noumea olan Yeni Kaledonya 19. yüzyıldan bu yana Fransız toprağı. Bölge sömürgecilik sonrası dönemde de Fransa'nın bir parçası olmaya devam etti. Peki 1998 Noumea Sömürgesizleştirme Anlaşması’ndan bu yana şiddet olaylarının görülmediği Yeni Kaledonya’da neden bu kadar büyük çaplı şiddet olayları patlak verdi? ABD-Çin gerginliği sebebiyle Hint Okyanusu’nda Fransa açısından stratejik değeri son derece yükselen Yeni Kaledonya’da bu yasa neden şimdi gündeme geldi?
Yeni Kaledonya'da neler olduğunu anlamak için yerel seçim sistemine bakmak gerekiyor. Fransa ile Yeni Kaledonya arasındaki 1998 tarihli Noumea Anlaşması'nda Paris bölgeye daha fazla siyasi özerklik verme ve seçmen listesini o dönemdeki yerleşik halkla sınırlı tutma sözü vermişti. Yani 1998'den bu yana bölgedeki seçmen listeleri güncellenmedi. Bu da adaya yeni yerleşenlerin oy kullanamaması anlamına geliyor. O tarihten bu yana adaya 40 binden fazla Fransızın yerleştiği tahmin ediliyor.
Adaya özgü seçim anlaşması, sömürgeci yerleşimin kendilerini kendi topraklarında azınlık haline getirmeye çalıştığından korkan Kanak bağımsızlık aktivistlerinin endişelerine cevap verdi. Sömürgecilikten kurtulma mantığıyla hazırlanan Noumea Anlaşması, onlara daha fazla seçmen ağırlığı sağladı. Yaklaşık 300 bin nüfuslu Yeni Kaledonya'da yerel Kanak kabilesi nüfusun yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyor.
'PATLAMAYA HAZIR BARUT FIÇISI'
Yıllar geçtikçe bu kısıtlayıcı koşullar, ulusal seçimlerde (cumhurbaşkanlığı, belediye vb.) oy kullanma hakkına sahip olan seçmenlerin, il seçimlerinde oy kullanma hakkından mahrum kalma oranını arttırdı. İçişleri Bakanı Gérald Darmanin'e göre, 2023'te bu durum neredeyse beş seçmenden birini etkiledi.
Bu duruma çözüm bulmak isteyen hükümet, seçim organını hâlâ kısıtlı ama 'hareketli' bir sistemle genişletmek ve 'oy kullanma hakkını, en az on yıl boyunca Kaledonya topraklarında ikamet eden tüm sakinlere' açmak isteyen bir anayasa reformu hazırladı. Böylece, yaklaşık 25 bin nüfusa sahip ada halkının daha seçmen listesine katılmasını sağlamayı hedefledi.
Fransa’nın 1850’lerden bu yana sömürgesi olan ve zengin nikel kaynaklarıyla bilinen Yeni Kaledonya’da, nikel krizinin yarattığı ekonomik kriz sebebiyle uzun süredir sosyal rahatsızlık tırmanıyor. Adada, 'sömürge olmaktan çıkmak için' yapılan üç referandumdan ikisinde, seçmen yüzde 56 ve yüzde 53 oranında Fransa’ya bağlı kalınması yönünde irade belirledi.
Ancak üçüncü referandumu yerel Kanak güçleri protesto edince sandığa giden hükümet yanlısı güçler, yüzde 96 ile Fransa’da kalmaya 'evet' dedi. Kanaklar bu referandumun geçersiz sayılmasını istedi. Gençlerdeki işsizlik oranına, politik ve etnik kavgalar da eklenince, Fransız hükümetinin getirdiği reform, 'patlamaya hazır olan barut fıçısında' kıvılcım çakması için yeterli oldu.
YEREL HALK 'BİLİNÇLİ YER DEĞİŞTİRME POLİTİKASI' DEDİ
Yeni Kaledonya seçim reformuna adadaki Hükümet yanlısı güçler destek verdi. Ancak yerel halk Kanaklar ise, bu düzenlemeyle, 'kendilerinin seçimlerdeki etkisinin azaltılmasının hedeflendiğini, adada bilinçli bir yer değiştirme politikasının' uygulandığını dile getirerek reformun geri çekilmesini istedi.
Başkent Noumea şiddet olayları ve alevler altında yanarken, Paris’te Ulusal Meclis Genel Kurulu’nda yasanın görüşmeleri devam etti. Sert kavgaların yaşandığı görüşmelerde, sol partilere mensup milletvekilleri Bastien Lachaud (LFI), Arthur Delaporte (Sosyalist Parti), Tematai Le Gayic (Demokratik ve Cumhuriyetçi Sol) ve Sabrina Sebaihi (Yeşiller), 'ayrılıkçıları kışkırtan bu yasanın geri çekilmesini ve bir diyalog misyonu oluşturulmasını' talep etti.
Sağ partiler RN ve Cumhuriyetçiler, bazı MoDem milletvekilleri hariç, iktidar kanadının ezici çoğunluğunun büyük ölçüde lehte oy kullanması sonucu yasa onaylandı. Meclis, Yeni Kaledonya'da seçmen sayısını genişleten anayasa değişikliği tasarısını 15 Mayıs Çarşamba gecesi 153'e karşı 351 oyla kabul etti. Anayasa değişikliğinin kesinleşmesi için yasanın Versailles'daki Kongre'de toplanacak senatör ve milletvekillerinin toplam oyunun beşte üç çoğunluğu alması gerekiyor.
Kaledonya Birliği Başkanı bağımsız Daniel Goa, yerel medyaya, “Kırk yıl boyunca barış içinde yaşadıysak, bunun sebebi seçmenlerin istikrara kavuşmuş olmasıdır” diyerek oylamayı eleştirdi. Kanak ve Sosyalist Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLNKS) da oylamayı kınadı ve 'geri çekilmesini' istedi. Bölgeyi oluşturan üç eyaletten birinin başkanı bağımsızlık yanlısı Jacques Lalie de, "Kanakların sesinin duyulmamasından hayal kırıklığına uğradığını” söyledi.
Reformun Versailles'da Haziran ayında toplanacak Kongre'de, parlamenterlerin oylarının beşte üçünü alması gerekiyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, şiddet olaylarının ardından taraflara biraraya gelerek uzlaşmaları çağrısı yaptı. Çarşamba günü Kaledonya temsilcilerine gönderdiği mektupta, 'değersiz şiddeti' kınayan ve 'sükunet çağrısı' yapan Macron, ayrılıkçılar ve hükümet yanlıları arasında geniş bir anlaşma sağlanmazsa, Kongre'nin 'Haziran sonundan önce' toplanacağını belirtti.
100 BİN KİŞİDE SİLAH OLDUĞU TAHMİN EDİLİYOR
Yaklaşık 30 yıldır barış içinde yaşayan 270 bin nüfuslu adada, son yıllarda artan silahlanmanın ardından 100 bin kişide silah olduğu belirtiliyor. Fransa’nın iktidar partisi Rönesans’a mensup Yeni Kaledonya milletvekili ve anayasa reformunun raportörü Nicolas Metzdorf, adadaki her dört kişiden birisinin silahlı olduğunu, mülklerini ve varlıklarını korumak için kendilerinin de silahlı barikatlar kurduğunu açıkladı.
Metzdof, Fransız medyasına yaptığı açıklamalarda, “Noumea Anlaşmaları’na 30 yıldır saygı göstermeyen ayrılıkçıların radikal bir kolunun tartışmaları alevlendirmesine çok kızgınım. Yeni Kaledonya'da diğerlerinden daha meşru insanların olduğunu düşünmeye devam eden radikalleşmiş, beyaz ırk karşıtı, adaya gelen Kanak olmayan herkese karşı olan, aşırı ırkçı bir grup var” diyerek olanlardan ayrılıkçıları sorumlu tuttu. Nicolas Metzdorf, 1998’den sonra gelen kimsenin yerel seçimlerde oy kullanamamasının adada yaşayan halk için demokratik olmadığını, reformla bunu düzeltmeye çalıştıklarını belirtti.
'HÜKÜMET YANLILARI KANAK AVLIYOR'
Ancak gerek yerel sol milletvekilleri, gerekse Fransa’daki sol partiler, '1998’den bu yana yeni seçmen kaydı yapılmamasının, adanın sömürgeden çıkması sürecinin en önemli unsuru olduğunu' savunuyor.
BFM TV’ye konuk olan PS Calvados milletvekili Arthur Delaport, “Kanakların ırkçı olduğu doğru değil. Gerçekler bu anlatılanlardan daha karmaşık. Hükümet yanlıları Kanak avlıyorlar. İnsanlar kendilerini koruyor. Ölenlerin hepsi Kanak. Noumea’da bu reforma hiç ihtiyaç yoktu. Bu yasayla sivil barışı ayakta tutan duvardan temel bir tuğla çekildi” diye konuştu. Bir an evvel hükümetin arabulucu atayarak tarafları biraraya getirmesini öneren Delaport, “Cumhurbaşkanının taraflara biraraya gelmesi çağrısı yapması yetmez. Böyle giderse çözüm bulunamaz. Bir diyalog misyonu oluşturulmalı” dedi.
Fransız Le Monde gazetesi ise, hükümetin getirdiği reformun değil 'reformun getiriliş biçiminin' yanlış olduğunu savunan bir makale yayınladı.