20.03.2023 - 15:35 | Son Güncellenme:
BBC Türkçe
BBC'ye konuşan Bustani, "20 yıldır bu konudaki duygularım değişmedi" diyor. "Her iki taraftan da büyük can kaybına yol açan anlamsız bir savaş yaşandı ve bu çatışmanın kanıtladığı tek şey de yalnızca zor kullanarak uluslararası toplumu manipüle edebileceğiniz oldu" diye ekliyor.
Eski diplomat Bustani, Irak Savaşı'na giden sürecin en tartışmalı -ama neredeyse unutulan- bir döneminin en önemli figürlerinden biriydi. 2002 yılının Nisan ayında Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün (OPCW) başkanlığı görevinden, Washington'un yürüttüğü yoğun lobi faaliyeti neticesinde alınmıştı.
Bustani o dönemde Irak'ı, Kimyasal Silahların Yasaklanması anlaşmasını imzalaması için ikna etmeye çalışıyordu. Böylece Saddam Hüseyin rejimi, anlaşma çerçevesinde elindeki bütün kimyasal silah potansiyelini denetime açmayı taahhüt etmiş olacaktı.
Saddam Hüseyin'in elinde çok büyük miktarda kimyasal silah bulunduğu iddiası ABD'de dönemin George W. Bush yönetiminin Irak'ı işgal etme planını meşrulaştırmak için ortaya koyduğu en önemli tezdi.
ABD yönetimi önce Bustani'nin "yönetim tarzı" konusunda şikayetler dile getirdi, sonra da "kötü mali yönetim", "taraflılık", "hatalı girişimler" gibi suçlamalar getirmeye başladı.
Halbuki daha bir yıl önce zamanın ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell Bustani'ye bir mektup yazarak, "gayet göz dolduran" çalışmalarından ötürü kendisine teşekkür etmişti.
Bustani OPCW başkanlığını yürüttüğü 5 yıl içerisinde örgütün üye sayısını 87'den 145'e çıkarmayı başarmıştı ve BBC'nin de o günlerde haberleştirdiği gibi dünyadaki kimyasal silah tesislerinin çok önemli bir kısmının yok edilmesini sağlamıştı. Bu görevi bıraktıktan sonra da 2015 yılında emekli olana kadar Brezilya'nın İngiltere ve Fransa büyükelçilikleri görevlerini yürüttü.
Bustani daha sonra "haksız görevden alınma" şikayetiyle Uluslararası Çalışma Örgütü'ne yaptığı başvuruyu kazandı. Aldığı tazminatı ise OPCW'nin bütçesine bağışladı.