DünyaDüzeni de sarstı!

Düzeni de sarstı!

07.03.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Rusya-Ukrayna savaşı, insani kriz ve Kremlin'e yönelik yaptırımlarla kendini gösterirken, dünya çapında "yeni jeopolitik düzen" noktasında da önemli değişimleri tetikledi...

Düzeni de sarstı

FATMA GÜLÇİN KABASAKALLI - Rusya’nın Ukrayna’yı işgale yönelik saldırıları 11. güne girerken, savaşın etkilerinin, sadece söz konusu iki ülkeyle sınırlı kalmadığı, dünya çapında tahmin edilemeyecek boyutlarda siyasi ve ekonomik değişimler gerçekleştiği görülüyor. Nitekim bu savaşın, gıda ve enerji fiyatlarından, büyük göç dalgasına kadar önümüzdeki döneme iz bırakacak ciddi jeopolitik kaymalara neden olacağı belirtiliyor...

Haberin Devamı

Küresel düzende kayma:  ABD’deki 11 Eylül saldırıları sonrasında küresel terörizmi ana tehdit unsuru olarak algılayan dünya, Ukrayna kriziyle Rusya’yı da "öncelikli tehdit" arasına aldı. Batılı ülkeler 2008’de Gürcistan, ardından 2014’de Kırım’ın işgali nedeniyle Moskova'ya sınırlı yaptırımlar uygulasa da, Putin, başta Suriye olmak üzere Ortadoğu’daki çatışmalarda uluslararası partner olarak görülmeye devam etmişti. Ukrayna’nın işgali, Moskova'ya yönelik bu algıyı değiştirdi ve yeniden şekillenen uluslararası jeopolitikte tehdit unsuru kabul edildi. Kremlin'in Doğu Avrupalı müttefikleri de, Batı'nın yanında yer aldı.

Yeniden 'Birlik' sağlandı: Rusya’nın "Avrupa’nın doğu kalesi" olarak görülen Ukrayna’yı işgali, Avrupa Birliği’nin (AB) güvenlik algısı ve stratejilerini değiştirdi. AB'de bazı ülkelerle yaşanan çatlaklar gündemden düşerken, 27 üyenin Ukrayna’ya verdiği "tek sesli" destek ve Rusya’ya karşı aldığı hızlı yaptırım kararları, Birlik'in kendi içindeki "birliği" tekrar sağladı. AB’nin “ortak savunma, güvenlik ve dış politika” kurma çabası da, Ukrayna işgaliyle yol almış görünüyor. Başta Almanya olmak üzere AB'nin ilk kez savaşan bir ülkeye askeri destek sağlaması, yeni döneme dair önemli sinyaller veriyor.

Haberin Devamı

Düzeni de sarstı

Göçmen tartışmaları alevlendi: Ukrayna’dan komşu ülkelere şu ana kadar 1.5 milyondan fazla kişinin göç etmesinin, Avrupa’da siyasi ve sosyolojik değişimlere neden olması bekleniyor. Suriyeli göçmenlerin kabulünde sert tutum sergileyen AB’nin, Ukraynalı göçmenlere pozitif ayrımcılık uygulaması eleştirilirken, “sarışın, mavi gözlü göçmenler ve bizden biri” gibi tanımlamalar savaştan kaçanlara ayrımcılık yapıldığı algısı yarattı.

Enerjide alternatif arayışları: Rusya, savaşın başından beri Avrupa’ya doğalgaz akışında kesintiye gitmeyeceğini açıklasa da, enerjide büyük oranda bu ülkeye bağımlı olan AB, acil duruma geçti. Savaş başlamadan önce arz sıkıntısı ve yüksek fiyatlarla uğraşan enerji piyasaları, savaşla birlikte daha hassas hale geldi. AB ise, temiz enerji alternatiflerine yönelirken, ABD de, Katar gibi ülkelerden sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) alımını artırma yoluna gitti.

Haberin Devamı

NATO’nun dirilişi: "NATO gerekli mi?" tartışmaları, Rusya-Ukrayna krizi sonrası dindi. Özellikle askeri çatışma risklerinde NATO’nun önemli olduğu bir kez daha kendini gösterdi. Yani Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un söyleminin aksine NATO’nun “beyin ölümünün gerçekleşmediği” anlaşıldı. NATO’nun genişlemesi tartışmaları tekrar gündeme otururken, Avrupa ile ABD arasındaki transatlantik ilişkiler, Rus-Ukrayna krizinde “NATO şemsiyesi” altında hızla yakınlaştı.