11.03.2023 - 11:24 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Türkiye'de 14 Mayıs tarihinde yapılacak seçimler uluslararası medyanın gündemindeki yerini koruyor. France 24, muhalif ittifakın 14 Mayıs'ta yapılacağı kesinleşen seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday olarak gösterdiğini izleyicilerine aktardı. CHP liderinin Erdoğan'ın üçüncü kez seçilmesini engellemeyi umduğunu belirten France 24, gözlemciler tarafından muhalif adayın Erdoğan'ın tam zıt kutuplusu olarak tanımlandığını kaydetti.
Kılıçdaroğlu'nun haftalar süren tartışma ve müzakerelerin ardından aday gösterilebildiğini de ekleyen televizyon, koalisyondaki en büyük ikinci parti İYİ Parti'nin lideri Meral Akşener'in masayı terk etme tehdidinde bulunduğunu ve ittifakın çalkantılı bir hafta sonunu geride bıraktığını yazdı.
France 24, 2019 yerel seçimlerinde birçok büyükşehrin iktidar partisinden alınmasına rağmen koalisyondaki birçok kişinin Kemal Kılıçdaroğlu'nu karizma eksikliğiyle eleştirdiğini hatırlattı. Bu kişiler, aynı zamanda İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının aday gösterilmesini de istedi.
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IRIS) Başkan yardımcısı Didier Billion, "Bazılarının karizma eksikliği olarak düşündüğü, kampaya sırasında en sonunda bir kazanca dönüşebilir" yorumunu yaptı.
'Kürtler seçimin belirleyicisi' gibi bir ifade kullanan televizyon, Kılıçdaroğlu'nun adaylığının HDP'nin oylarını Altılı Masa'da bir araya getirebileceğini savundu. Kılıçdaroğlu'nun doğduğu Tunceli'nin sosyolojisine dair detaylar veren France 24, HDP'nin muhalif ittifak adayına destek teklifinde bulunduğunu dile getirdi.
Bir önceki seçimde yaklaşık yüzde 10 oy alan HDP'nin bu seçimde de belirleyici olacağını savunan araştırmacı Aurelien Denizeau'ya göre, partinin muhalefete destek teklifi Altılı Masa'dan elde edilecek bazı garantilere bağlı. Araştırmacıya göre, Kemal Kılıçdaroğlu'nun HDP'ye ne teklif edeceği merakla bekleniyor.
Şu anki anket sonuçlarının hayli yakın sonuçlara işaret ettiği yorumunu yapan Fransız televizyonu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2003'ten bu yana en belirsiz oylamayı yaşayacağını ileri sürdü. Ancak buna rağmen Erdoğan'ın halen fazlasıyla yekpare bir seçmen tabanına sahip olduğunu aktaran yayın organı, ortak paydası 'Erdoğan karşıtlığı' olan muhalefetin ekonomik ve sosyal konulardaki programlarının belirsizliğine vurgu yaptı. Didier Billion, "Ekonomik ve sosyal konularda seçim sonrasına kadar ayak sürüyüp, bir uzlaşma olacağı sözünü verecekler" diyor.
Amerikan Politico dergisi ise 'İstanbul Türkiye'nin seçim fay hatlarını açığa çıkarıyor' başlıklı bir haber yayımladı. Haberin spotunda "Geçen ayki deprem felaketi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın üstündeki baskıyı artırıyor ancak çekirdek taraftarları arasındaki desteği duruyor" ifadesi yer aldı.
Şubat ayında meydana gelen tarihi depremlerin halihazırda Türkiye'deki siyasete yön verdiği yorumunu yapan Politico, "Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" diyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun muhalefetin seçim kampanyasında kanatlarda bir yardımcı olarak konumlandığını aktardı.
İstanbul'u Türkiye'nin yayılan ve çeşitli bir mikrokozmosu olarak tanımlayan dergi, şehirdeki siyasi atmosferin özellikle depremler sonrası yoğun şekilde daha da ateşli hale geldiğini yazdı. Muhalefet üstündeki baskının giderek arttığını ileri süren Politico, buna karşılık "Erdoğan tabanını sağlamlaştırıyor" yorumunu yaptı. Depremden sonra yapılan anketlerin Erdoğan'ın liderliğindeki Cumhur İttifakı'nı 7 puan önde gösterdiğini bildiren dergi, İstanbul'un Fatih ilçesinden bazı seçmenlerin görüşlerine yer verdi. Fatihli seçmenlerin görüşlerinin hükümetin oy kaybetmeyeceğini gösterdiğini belirten dergiye konuşan iki üniversite öğrencisi, depreme rağmen yine AK Parti'ye oy vereceklerini söyledi.
İstanbul Boğazı'ndaki reklam panolarına da değinen Politico, iktidarın halihazırda şehrin her yerinde milli yas mesajlarıyla dolu büyük bir iletişim kampanyası yürüttüğünü yazdı.
Esenler semtindeki bir çay ocağında oturan erkeklerin görüşlerini de sayfasına taşıyan Politico'ya göre,, buradaki gençlerden bazıları aileleri hükümete oy vermesine rağmen sandığa gitmeyeceklerini söylüyor.