DünyaDoğayı korumak için 'tarihi' anlaşma

Doğayı korumak için 'tarihi' anlaşma

20.12.2022 - 11:00 | Son Güncellenme:

Birleşmiş Milletler (BM) Biyoçeşitlilik Konferansı'na (COP 15) katılan ülkeler, 2030 yılına kadar gezegenin üçte birini koruma altına alma konusunda anlaştı. Bu anlaşma biyolojik çeşitliliği koruma hedefinde dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Doğayı korumak için tarihi anlaşma

Yağmur ormanları ve sulak alanlar gibi hayati önem taşıyan eko-sistemlerin ve yerli toplulukların haklarının korunması için de hedefler belirlenecek.

Haberin Devamı

Kanada'nın Montreal kentinde düzenlenen COP15 BM Biyoçeşitlilik Zirvesi'nde varılan anlaşma Pazartesi sabahı açıklandı. Çin'de yapılması planlanan zirve Covid nedeniyle ertelenmiş ve Kanada'ya taşınmıştı.

Toplantıdan sorumlu olan Çin, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin son dakika itirazına rağmen anlaşmanın sağlandığını duyurdu.

BM Kalkınma Programı, "tarihi anlaşmanın" dünyanın dört bir yanındaki insanların biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak için gerçek bir ilerleme bekleyebileceği anlamına geldiğini söyledi.

HANGİ KONULARDA ANLAŞMA SAĞLANDI?

Anlaşma sağlanan ana konular; türlerin yok oluşunun durdurulması ve genetik çeşitliliğin sürdürülmesi de dahil olmak üzere ekosistemlerin korunması, iyileştirilmesi ve canlandırılması, biyoçeşitliliğin "sürdürülebilir kullanımı" - esasen türlerin ve habitatların gıda ve temiz su gibi insanlığa sundukları hizmetleri sağlayabilmelerinin sağlanması, doğadan elde edilen kaynakların - bitkisel ilaçlar gibi - faydalarının adil ve eşit bir şekilde paylaşılmasını ve yerli halkların haklarının korunmasını sağlamak, biyoçeşitlilik için ödeme yapmak ve kaynak ayırmak: Paranın ve koruma çabalarının ihtiyaç duyulan yere ulaşmasını sağlamak şeklinde.

Haberin Devamı

ANLAŞMA SÜRECİ NASIL GELİŞTİ?

Kanada Çevre ve İklim Değişikliği Bakanı Steven Guilbeault gazetecilere yaptığı açıklamada, "Paris'in iklim konusunda yaptığı gibi bu da tarihe geçecek bir an" dedi.

2015 Paris İklim Anlaşması, gezegendeki sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutma konusunda ülkelerin mutabık kalmalarını sağlamıştı.

Montreal'deki zirve, doğayı iyileşme yoluna sokmak için "son şans" olarak görülüyordu.

Görüşmeler boyunca hedefler ve planların nasıl finanse edileceği konusunda fikir ayrılıkları yaşandı.

En büyük anlaşmazlık noktalarından biri, dünyanın en fazla biyolojik çeşitliliğine sahip bölgelerdeki koruma çabalarının nasıl finanse edileceğiyle ilgiliydi.

Biyoçeşitlilik, dünyadaki tüm canlıları ve bunların gezegeni ayakta tutan karmaşık yaşam ağı içinde birbirlerine bağlanma biçimlerini ifade ediyor.

Haberin Devamı

Çin yeni anlaşma metnini Pazar günü yayımlandı. Delegeler, saatler süren gecikmelerin ardından Pazartesi sabah erken saatlerde oturumu topladı ve metni kabul etti.

COP 15 Başkanı Huang Runqui, anlaşmayı destekleyemeyeceğini söyleyen Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin itirazlarına rağmen anlaşmanın onaylandığını ilan etti.

ANLAŞMA NASIL DEĞERLENDİRİLİYOR?

Kraliyet Kuşları Koruma Derneği'nin kıdemli uluslararası politika danışmanı Georgina Chandler, Montreal'de varılan anlaşma sayesinde hem insanların hem de doğanın daha iyi durumda olacağını söyledi.

"Artık anlaşma tamamlandığına göre, hükümetlerin, şirketlerin ve toplumların bu taahhütlerin hayata geçirilmesine nasıl yardımcı olacaklarını belirlemeleri gerekiyor."

Yaban Hayatı Koruma Derneği'nden Sue Lieberman anlaşmanın bir uzlaşma olduğunu ve birçok iyi unsur içermesine rağmen "doğayla olan ilişkimizi gerçekten dönüştürmek ve ekosistemler, habitatlar ve türler üzerindeki tahribatımızı durdurmak için" daha ileri gidilebileceğini söyledi.

Haberin Devamı

'DOĞA BİZİM GEMİMİZ, SU ÜSTÜNDE KALMALI'

Anlaşma için günlerce süren yoğun müzakereler oldu. Bakanlar Cumartesi günü, 2030'a kadar doğayı iyileşme yoluna sokmak için net hedefler üzerinde anlaşmaya varılması gerektiği konusunda hararetli konuşmalar yaptı.

Avrupa Birliği'nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu'nun Çevre, Okyanuslar ve Balıkçılıktan Sorumlu Üyesi Virginijus Sinkevicius "Doğa bizim gemimiz. Onun su üstünde kalmasını sağlamalıyız" dedi.

Bilim insanları, ormanların ve otlakların daha önce görülmemiş oranlarda yok olması ve okyanusların kirlilikle yüz yüze olması nedeniyle insanların Dünya'yı güvenli sınırların ötesine ittiği konusunda uyarıda bulunuyor.

SARs CoV-2, Ebola ve HIV gibi hastalıkların vahşi hayvanlardan insan popülasyonlarına yayılma riskinin artması sorununa da dikkat çekiliyor. Başlıca anlaşmazlık noktalarından biri finansmanla ilgili.

Mısır'da düzenlenen iklim zirvesi COP 27'de olduğu gibi, bazı ülkeler biyolojik çeşitliliğin korunmasına yardımcı olmak üzere yeni bir fon kurulması çağrısında bulundu ancak bu talep diğerleri tarafından reddedildi.

Haberin Devamı

Kaynak: BBC News Türkçe