26.12.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) sunduğu bir tasarının ABD’nin desteğiyle kabul edilmesi ülkedeki sağcıları ayağa kaldırdı. 24 Mart 2011’de BM İnsan Hakları Konseyi’nde, 20 Aralık’ta da Genel Kurul’da onaylanan 16/18 numaralı tasarı ‘İnançlarına ya da dinlerine bağlı olarak kişilerin olumsuz tektipleştirilmesiyle, damgalanmasıyla, şiddete uğramasıyla, hoşgörüsüzlükle, ayrımcılığa uğramasıyla mücadele edilmesini’ öngörüyor. Sağcılar ilk bakışta din özgürlüğünü koruyan bu tasarının İİT’nin 57 üyesinin İslam karşıtı düşünceleri sansürlemesini kolaylaştıracağını, ABD’nin buna yardım etmesinin kabul edilemez olduğunu savunuyor.
Sanata sansür kolaylaşacak
ABD’nin sağ görüşlü ifade özgürlüğü savunucuları tasarıdaki “Ülkeler anında şiddet doğurabilecek din ya da inançlara yönelik tahriki suç sayabilir” ifadesinin altını çiziyor. Amerikan sağına göre bu muğlak ifade ‘İİT’nin İslam karşıtı düşünceleri sansürleme planına’ hizmet edecek. İstihbarat uzmanı Clare M. Lopez’e göre İİT’nin öfke yaratabilecek tahrik tanımlamasının içine Danimarka’da yayınlanan Hz. Muhammed karikatürleri ve Salman Rüşdi hakkında ölüm fetvası verilmesine yol açan Şeytan Ayetleri kitabı gibi sanatsal ifade biçimleri de giriyor. Muhafazakar insan hakları savunucusu Elizabeth Kendal “İİT’nin esas amacı İslam eleştirisinin suç sayılması. Bu tasarı bu emele hizmet ediyor. ABD Dışişleri Bakanlığı da buna alet oldu” yorumunu yaptı.
‘ABD İslamcılara alet oldu’
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un 12-14 Aralık’ta İİT’nin Türk Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu’nun da katıldığı bir çalışma toplantısına ev sahipliği yapması tartışmaları doruk noktasına taşıdı. LA Times gazetesinde yayınlanan Jonathan Turley imzalı bir yorum yazısında İİT’nin 1990 tarihli Kahire Deklarasyonu’na evrensel insan haklarının şeriat kurallarıyla uyumlu olması gerektiğini savunduğu hatırlatıldı. Clinton’un İİT’yle işbirliği yapması bu sav üzerinden eleştirildi.
Sağcı bir bogda yazan Patrick Goodenough da “İhsanoğlu çalışma toplantıları sırasında fikir özgürlüğüne hiç vurgu yapmadı” diyerek İİT’nin amacının sansür olduğunu savundu. Muhafazakar yorumcular tasarının Endonezya ve Pakistan gibi İslam karşıtı ifadelere sert yasal baskı uygulayan ülkelerin artık daha rahat hareket etmesini sağlayacağını savunuyor. Eleştirmenler Amerikan anayasasının ifade özgürlüğünü savunan birinci maddesinin ABD’nin temel yapı taşlarından olduğunu hatırlatarak “Washington’un İİT’ye desteği kabul edilemez” dedi.
İİT taktik değiştirdi
Tamamı Müslüman ağırlıklı nüfusa sahip üyelerden oluşan İİT, 1999 yılından bu yana BM bünyesinde dinsel hoşgörüsüzlüğü kınayan bir tasarı çıkartmaya çalışıyordu. İİT’nin bu kez ABD’nin desteğini alarak tasarıyı geçirmesinde metnin dilinde yapılan ince ayarlar büyük rol oynadı. Önceki tasarılarda İİT ‘dine hakaretin’ suç olarak kabul edilmesini istiyordu. Son tasarı için strateji değiştirildi, dine hakareti kınamak yerine örgüt doğrudan şiddet doğrucu tahriği hedef seçti. Metnin dilindeki değişikliği Müslüman ülkelerin tavrında ciddi bir değişiklik olarak yorumlayan Obama yönetimi oylama sürecinde kritik önemdeki desteğini verdi. Birçok insan hakları örgütü ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı anlayışın azaldığını söyleyerek metne destek verdi.
İŞTE?O?TASARI
İnsan Hakları Konseyi,
- Dinsel hoşgörüsüzlük, ayrımcılık ve buna bağlı şiddet olaylarının dünyada artmasından duyduğu derin endişesini ifade eder. Devletleri etkili önlemler almaya çağırır.
-Dinsel kini arttırıcı her türlü düşüncenin savunulmasını kınar.
-Kültürler ve dinler arasındaki diyaloğu ve topluma açık tartışmaları destekler.
-İslami İşbirliği Örgütü’nün Genel Sekreteri’nin yaptığı çağrı uyarınca dine ve inanca bağlı ansızın meydana gelebilecek şiddetin tahrik edilmesini ceza konusu yapabilecek önlemlerin alınmasını destekler.
İİT NEDİR?
İslam Konferansı Örgütü adıyla 1969 yılında Fas’ın başkenti Rabat’ta kurulan uluslararası örgüt haziran ayında isim değiştirerek İslam İşbirliği Teşkilatı adını aldı. 57 Müslüman ülkenin üye olduğu örgütte Türkiye kurucu üye. 2005’ten beri Türk tarihçi Ekmeleddin İhsanoğlu Genel Sekreterlik görevini yürütüyor. Örgüt BM nezdinde daimi olarak temsil ediliyor.