08.03.2023 - 13:56 | Son Güncellenme:
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), İngiltere hükümetinin Manş Denizi’nden ülkeye gelen göçmen botlarını durdurmak için sunduğu yasa tasarısının 'çok endişe verici' olduğunu, kuvvetli gerekçeleri olan insanların bile iltica başvurusunda bulunmasını engelleyeceğini söyledi.
UNHCR’ın Birleşik Krallık Temsilcisi Vicky Tennant, BBC’ye yaptığı değerlendirmede, önlemlerin uluslararası hukukun ihlali olacağını ve Manş Denizi geçişlerini durdurmak için böyle bir düzenlemeye gerek olmadığını söyledi.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak ise yasayı geçirmek ve hukuki itirazların üstesinden gelmek için 'mücadeleye hazır' olduğunu söyleyip Muhalefetteki İşçi Partisi tasarının 'kaosu daha da büyütme' riskini barındırdığını savundu.
İngiltere hükümeti Salı günü Birleşik Krallık'a yasa dışı yollarla ulaşan kişilerin sığınma talebinde bulunmasını fiilen engelleyecek yeni bir yasa tasarısı sundu.
Tasarı, ülkeye yasa dışı yollarla geldiği anlaşılan kişilerin, ileride İngiltere'ye geri dönmesi ya da İngiltere vatandaşlığına başvurmasını da engelliyor.
2018’de yasa dışı yollardan ülkeye girenlerin sayısı 300 kişi iken bu sayı 2022’de 45 binin üzerine çıktı. Hükümet yeni göçmen yasa tasarısını, bu trafiği kontrol altına almak için gerekli olduğu gerekçesiyle savunuluyor.
BBC’nin Newsnight programına konuşan BM yetkilisi Tennant, “Çok endişeliyiz. Bu tasarı, Birleşik Krallık'a düzensiz yollarla gelen insanların iltica hakkına erişimini fiilen yok ediyor” dedi.
Bunun Mülteci Sözleşmesi'nin açık bir ihlali olduğunu vurgulayan Tennant, “Unutmayın, iltica için çok geçerli sebepleri olan insanlar bile bu durumda başvuru imkanı bulamayacak" diye konuştu.
1951 yılında kabul edilen ve149 ülkenin imzaladığı Mülteci Sözleşmesi, kimlerin mülteci olarak nitelendirileceğini ve sözleşmeye taraf olan ülkelerin bu insanları nasıl koruma altına alacağına ilişkin yükümlülükleri belirliyor.
Birleşik Krallık'ın 'uzun bir insani geleneğe' sahip olduğunun altını çizen Tennant, göçe ilişkin problemlerin gerekli kontroller ve daha iyi yönetilen bir sistemle çözülebileceğini söyledi ve şöyle devam etti:
"İltica sistemini işletin. Adil, etkin ve hızlı işleyen bir sistem haline getirin. Sığınmaya hak kazanmayan insanları ülkelerine geri gönderin. Eğer mülteci statüsü almaya hakları varsa o zaman onları entegre edip, işlemleri de hızlıca sürdürmeye çalışın."
BBC'nin Newsnight programına katılan Muhafazakar Parti Milletvekili Richard Graham ise hükümetin bu politikasının, 'kararlılık, merhamet ile ve ölçülü bir şekilde' uygulanıp uygulanmadığına göre değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
İçişleri Bakanı Suella Braverman Muhafazakar Partili milletvekillerine gönderdiği mektupta, tasarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi AİHM'in kararlarıyla çelişme ihtimalinin yüzde 50’den fazla olduğunu ve hukuki zorluklarla karşılaşmayı beklediklerini yazdı.
Basın toplantısında konuşan Başbakan Rishi Sunak, yasayı yürürlüğe koymak için ülkenin AİHM’den ayrılmasının gerekmeyeceğini, hükümetin 'uluslararası yükümlülüklerini yerine getirdiğini' savundu:
"Söz konusu önlemlerin sertliği ile ilgili tartışmalar olacağını biliyorum. Söyleyebileceğim yalnızca bir şey var: O da, her yolu denedik ve işe yaramadı. Bu konudaki politikam oldukça basit: Buraya kimin geleceğine suç çeteleri değil, bu ülke ve sizin seçtiğiniz hükümet karar verecek."
Sunak, söz konusu planın ülkeye yasa dışı yollarla gelmeye çalışacak kişiler üzerinde derhal caydırıcı bir etki yaratacağını da öne sürdü.
Avam Kamarası’nda konuşan İşçi Partisi’nin İçişleri Sözcüsü Yvette Cooper ise hükümeti suç çetelerinin Manş Denizi geçişlerini kontrol etmesine izin vermek ve insan kaçakçıları cezalandırmamakla suçladı.
Cooper, konuyla ilgili olarak ciddiyetini sorguladığı hükümeti sınır kontrolleri, aile birleştirme düzenlemeleri ve yeniden yerleştirme programları gibi konularda Fransa ve Avrupa ile işbirliği içinde çalışmamakla suçladı.
Kaynak: BBC Türkçe