21.10.2023 - 14:06 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Bakan Fidan'ın açıklamalarından satır başları şöyle; Filistin'deki durum bir trajedi, hep öyleydi. Ancak artık daha da kötüleşiyor. Ortada bununla ilgili bir mantık, böyle bir meşrulaştırma olamaz. İnsanlar üzerinde korkunç şeyler gerçekleştiriliyor Gazze'de. Bunu kınamada koşulsuz olmalıyız. Sivillerin hayatını kaybetmesini kınamalıyız.
Uluslararası toplum eylemlerini ve mesajlarını yeniden gözden geçirmeli.
İSRAİL'E YAPILAN YARDIMLAR İŞGALİ DERİNLEŞTİRİYOR
İsrail'in sözde zaferlerinin uzun dönemde güvenlik sağlamaycağı onlara anlatılmalı. Bu sefer de sağlamayacak.
İsrail bazı ülkelerin güvenliğini açık çek olarak kullanıyor. Filistin'in üzerine bir öfe salınıyor ve bu öfke çoğu zaman, bazen de hastaneler üzerine salınıyor. İsrail'e yapılan askeri yardımlar işgali derinleştirmekten başka hiçbir işe yaramıyor.
Bunun gibi eylemler denklemin bir kısmını görmezden geliyor. Filistinlileri görmezden geliyor. Şu anki uluslararası düzen temel problemlere çözüm üretemiyor. Uluslararası değerlerin erozyonu ve gerçekliğin aşınması gerçekleşiyor şu an.
GAZZE'DE 2 MİLYON KİŞİ HAPİSTE
İsrail bu sistemik başarısızlığın sorunlarını kullanıyor ve Kudüs'te Mescid-i Aksa'ya kabul edilemeyecek şeyler yapıyor. İsrail, Filistinlilerin evlerini ele geçiriyor. Doğu Kudüs'te ve Batı Şeria'da ve yerleşimciler yerleştiriyor.
İsrail, Gazze'de 2 milyon kişiyi hapiste tutuyor. Ancak bunu teröre karşı bir korunma olduğunu söylüyor.
TÜRKİYE'DEN İNSANİ YARDIM TALEBİ
Filistinlileri insan değilmiş gibi göstererek Filistinlilerin çektiği acıyı normalleştiriyorlar. Biz buna 'asla' diyoruz. Eğer izin verilirse bu kriz küresel boyutta savaşlar çıkarabilir jeopolitik gerilim yükselimiyle. Ancak adil ve sürecek bir barış bulunmalı. Doğru şeyleri görmeliyiz. Türkiye, saldırıların sonlanması ve Gazze'ye koşulsuz insani yardımın gönderilmesini talep ediyor. Aynı zamanda da iki devletli çözüm barış sürecine de geri dönülmesi gerekiyor. Böyleyece bağımsız ve egemen bir Filistin devleti, 1967 sınırlarında kurulmalı. Doğu Kudüs de başkent olmalı.
Bu sadece barış için değil aynı zamanda uluslararası güvenlik için istikrar için stratejik bir gereklilikle. Bunlar yeterli değil. Anlaşmanın üzerinde bu vizyonu uygulamaya başlamalıyız. Dahası bir garantör mekanizması olmalı. Böylece tarafların sorumluluklarının adil barışı yerine getirmesi için garantörlük gerekli.
Türkiye, onurlu, adil ve güvenli bir gelecek için herkesin geleceği için çalışıyor. Bu zamanında düzenlenmiş zirve için Mısır'a teşekkür ediyorum.