27.04.2023 - 11:15 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanlığı ve 28'nci dönem milletvekili genel seçimleri için yurt dışına kayıtlı Türk vatandaşlarının gümrük kapılarında ve yurt dışı temsilciliklerinde oy verme işlemleri sabah 08.00'de başladı.
Öte yandan yurt dışında en fazla seçmenin bulunduğu Almanya'da federal hükümet gurbetçilerin oy kullanmalarını zora sokacak skandal bir adım attı ve bazı bölgelerde sandık kurulmasına izin vermedi.
FEDERAL HÜKÜMET İZİN VERMEDİ
Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç, Almanya'nın bu kararını CNN Türk canlı yayınında Göksu Öngören Özgür'e değerlendirdi. Kılıç'ın açıklamaları şöyle;
Yurt dışında seçim süreci bugün itibarıyla başlamuş bulunuyor. Ve bizim bu noktada vatandaşlarımızın yurt dışında demokratik haklarını, oy haklarını kullanmak konusundaki girişimlerimizle beraber farklı ülkelerde sandıkların kurulmasıyla ilgili bugüne kadar çalışmalar yapıldı. Birçok yerde bu noktadaki taleplerimizin karşılandığına dair bilgimiz var. Fakat üzülerek belirtmeliyim ki Almanya ile ilgili Dışişleri Bakanlığımızdan aldığımız son bilgilere göre dün itibarıyla sadece misyonlarımızın yani büyükelçiliklerimiz, başkonsolosluklarımızın olduğu mekanlarda ve fiziki bölgede oy kullanımı noktasında bir bilgi geldi.
Bizim bu noktada yurt dışında olan en çok seçmenimizin olduğu Almanya'da ek bir takım sandıkların kurulmasıyla ilgili bir taleplerimiz olmuştu. Orada Türk vatandaşlarının daha az mesafe katederek oy kullanmalarını sağlamak için. Önümüzdeki iki gün içerisinde çalışmalar devam edilecek ama şu anda aldığımız bilgilere göre, ilk bilgilerde ek taleplerimizin karşılanamayacağı ile ilgili bir bildirim yapılmış durumda. Ancak şöyle bir detay var; Biliyorsunuz Almanya'da fedaral bir hükümet sistemi var. Eyaletler ve federal hükümet var. Eyaletlerin bu noktada bir olumsuz yaklaşımı olmadığını, ek talep konusunda taleplerimize bir olumsuz görüş bildirmediklerini, fakat federal hükümet de bu noktada bir izin olmadığı, izin çıkmadığı ile bir bilgimiz var.
"VATANDAŞLARIMIZI ZOR SOKACAK BİR DURUM"
Önümüzdeki iki gün içerisinde Dışişleri Bakanlığımız ve temsilciklerimiz Almanya'da bu noktada çalışmalarına devam edecek. Ama şu anda duyduğumuz, aldığımız haberlere göre Almanya'nın bu tutumu dostluğa yakışmayan ve oradaki vatandaşlarımızı zora sokacak bir tutum. Ümit ediyorum ki, önümüzdeki iki gün içerisinde bu kararı gözden geçirip doğru noktaya gelirler.
BUNDAN SONRAKİ SÜREÇTE NE YAPILACAK?
Hem parlamentoda görev yapan bizlerin milletvekilleriyle temaslarımız olacak. Tüm arkadaşlarımız tanıdıklarıyla ilgili olarak makamlarla görüş yapacaklar. Ama tabi ki özellikle Dışişleri Bakanlığımız nezdinde büyükelçimiz ve bakanlığımız bu konuda girişimlerde bulunarak önümüzdeki iki gün içerisinde, biliyorsunuz bu 29 Nisan itibarıyla ek talep edilen bölgelerde oy verme başlayacaktı. Bugün itibarıyla resmi olan temsilciliklerimizde başladı.
Ümit ediyorum ki iki gün içerisinde vatandaşlarımızın ulaşımını daha kolay sağladığı noktalara izin verirler. Çünkü burada gerçekten yüksek sayıda bir vatandaşımız var. Yani bunun hangi siyasi görüşten olduğuyla alakalı bir ayrım yapmaksızın orada yaşayan tüm Türk vatandaşlarının demokratik oy haklarını kullanmaları konusunda bu imkanın sağlanması gerektiğini düşünüyoruz.
Dolayısıyla ümit ediyorum, bu kararı gözden geçirip değiştirirler. Bu tamamen açık söylemem gerekiyor, siyasi bir karardır. Ve bu noktada yapılan yanlıştan dönülmesi iki ülke arasındaki ilişkiler açısından önemlidir.
Ama en önemli unsur da Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın ki şu anda orada çalışıyorlar, Alman ekonomisine katkıda bulunuyor. Alman toplumuna katkıda bulunuyor. Yıllardır oradalar. Almanya'nın bugünkü geldiği noktaya gelmesinde büyük emekleri var. Onların bu kolaylağı sağlamaları konusunda Alman bakanları sorumluluk altındadır.
OLUMLU SONUÇLANMAZSA TÜRK DIŞİŞLERİ NE YAPABİLİR, FARKLI BİR SİSTEM OLUŞTURULABİLİR Mİ?
Uluslararası hukuka göre sizin başka bir ülkede seçimle ilgili yapacağınız her türlü çalışma o ülkenin iznine tabiidir. Bu egemen bir ülkenin hakkıdır. Türkiye açısından da aynıdır. Almanya açısından da aynıdır. Dolayısıyla burada ev sahibi olan ülkenin bu noktada, bu kararı gözden geçirip izin vermesi gerekiyor. Bu uluslararası bir standarttır. Her yerde b öyledir.
Fakat buradaki ayrışan nokta şu, bu siyasi bir karardır. Benim görüşüm budur. Bunun temel anlamda baktığınızda, bürokratik veya güvenlikle ilgili bir karar değil. Bu tamamıyla siyasi bir karardır. Bunun arkasındaki düşüncenin ne olduğunu tahmin ediyoruz. Ama önümüzdeki iki gün içerisinde inşallah bu yanlıştan dönüldüğü takdirde vatandaşlarımız orada daha rahat olacaklar.
"BU VATANDAŞLIK HAKKINI KULLANMAK YÖNÜNDEDİR"
Şunu da söylemem gerekir... Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşını demokratik hakkını, huzur içerisinde, güvenlik içerisinde kullanmaktan alıkoyabileceklerini zannetmiyorum, düşünmüyorum. Çünkü vatandaşımız en önem verdiği unsurlardan bir tanesi siyasi anlamdaki bu görüşünü, bu vatandaşlık hakkını kullanmak yönündedir.
Biz biliyorsunuz; Türkiye Cumhuriyeti ve millet olarak siyasi katılım konusunda üst seviyede bir hassasiyete sahibizdir. Avrupa Birliği ve Avrupa coğrafyası içerisinde en yüksek seçime katılım oranlarına sahibiz. Milletimiz bu noktada çok hassas. Dolayısıyla her ne yapılırsa yapılsın inanıyorum ki vatandaşlarımız gidip bu demokratik haklarını kullanacaklardır.
Ama kendilerine bu noktada en uygun şekildeki imkanları sağlamayan veya sağlamak istemeyen ülkeler konusunda da bunu not edeceklerdir.