18.11.2022 - 09:41 | Son Güncellenme:
Adalet Bakanlığı başlatmış olduğu soruşturmalara devam ediyor. ABD’de ara seçimlerin sona ermesinin ardından, 2024 başkanlık seçimi kampanyasının başlamasına aylar var. Bu nedenle Trump seçim kampanyasını başlatsa bile, federal savcıların çalışmalarına devam etmeleri için önlerinde bolca zaman bulunuyor.
Eski Başkan Donald Trump hem 2020 seçim sonuçlarını değiştirme çabaları hem de Florida’daki konutunda devlete ait çok gizli belgelerin bulunmasına ilişkin başlatılan federal soruşturmaların gölgesinde seçim yarışına giriyor.
Eski Adalet Bakanlığı savcısı Michael Weinstein AP’ye yaptığı değerlendirmede, “Bakanlığın Trump adaylığını açıkladı diye tereddüt yaşayacağını sanmıyorum. Bunu tıpkı mahkemelerde başarılı bir şekilde yaptığı gibi, Trump’ın sistemi kullanmaya çalışma çabası olarak göreceklerini düşünüyorum. Kendisinden gelecek hamleye hazırlıklı oldukları kanısındayım” diyor.
Özellikle Mar-a-Lago’da ele geçirilen gizli belgelere ilişkin soruşturma hızlı bir şekilde ilerledi. Bu ay içinde savcılar Trump’a yakın bir kişiye federal jüri önünde ifade vermesini sağlamak için dokunulmazlık verdi.
Adalet Bakanlığı’na bağlı avukatlar soruşturmada yalnızca adaletin engellenmesi değil; ulusal güvenliğe ilişkin bilgilerin kasıtlı olarak alınmasına ilişkin olası suçları da içeren delil topladıklarını belirtiyor.
Soruşturmada resmen bir suçlama olup olmayacağı ya da olası karara ilişkin takvim belirsiz. Ancak eski yetkililer sonucun herhangi bir eleştiriye meydan vermemesini sağlamanın en iyi yolunun, soruşturmanın tamamen yasalara göre yürütülmesi, yani Trump’ın eski başkan olarak konumu sebebiyle herhangi bir imtiyaz ya da olumsuz bir önyargı olmaksızın yürütülmesi olduğunu ifade ediyor.
Eski Adalet Bakanı Eric Holder döneminde bakanlık sözcüsü olan Matthew Miller, “Bu şekilde kamuoyu sizin çalışmanıza güvenir ve en başarılı sonuçları Donald Trump’a herhangi bir Amerikalı gibi muamele yaparsanız alırsınız” diyor.
ADALET BAKANI NE DEMİŞTİ?
ABD Adalet Bakanı Merrick Garland da geçtiğimiz yaz Trump ve 6 Ocak soruşturması konusundaki sorulara, “Kimse hukukun üstünde değildir” demişti.
Garland’a Temmuz ayında verdiği bir röportajda Trump’ın 2024 için adaylığını açıklaması halinde bunun bakanlığın çalışmalarını nasıl etkileyebileceği sorusu sorulmuştu. ABD Adalet Bakanı, “İktidarın bir yönetimden diğerine meşru, yasalara uygun şekilde devredilmesine müdahale girişiminden cezai olarak sorumlu olan herkesin hesap vermesini sağlarız” demişti.
Seçilmiş bir yetkiliye ya da kamu görevine aday isimlere yönelik soruşturma yürütmek neredeyse her zaman siyasi spekülasyonu beraberinde getiriyor.
Adalet Bakanlığı protokolü, savcıları seçimlerden hemen önce açık bir adım atılmaması konusunda uyarıyor; ancak bu değiştirilemez katı bir kuraldan ziyade standart bir uygulamaya işaret ediyor ve 2024 başkanlık seçimlerine daha 2 yıl var.
Trump’ın adaylığını açıklamasının ardından hem kendisinin hem de destekçilerinin soruşturmayı “2024 seçimlerinde önünü kesmek isteyen Demokrat bir yönetimin siyasi yargılaması” olarak göstermeye çalışması bekleniyor.
Adaylık açıklamasında kendisini bir mağdur olarak gösteren Trump, destekçilerini bu argümanı kullanarak yeniden harekete geçirebilir. Ancak diğer taraftan ara seçim sonuçları da Trump’ın siyasi olarak pek çoklarının düşündüğünden daha savunmasız olabileceğine işaret ediyor.
DAHA ÖNCE BİR BAŞKAN ADAYININ SORUŞTURMA GEÇİRDİĞİ OLDU MU?
Koşullar farklı olsa da 2016 yılında Obama döneminin Adalet Bakanlığı, Demokrat Başkan adayı Hillary Clinton’ın dışişleri bakanı olarak özel e-mail server’ını kullanmasına ilişkin soruşturma başlatmıştı.
Yetkililerin o dönem soruşturmanın tartışmaya yol açmamasına yönelik tüm çabalarına rağmen, soruşturma ilk aşamalarda öngörülmeyen pek çok açıdan başkanlık seçimi sürecinde sık sık gündeme gelmişti.
Eski FBI Başkanı James Comey, soruşturma sonucu neden suçlama getirilmemesi tavsiyesinde bulunduklarına ilişkin kamuoyu önünde ayrıntılı açıklama yapıp, daha sonra seçimden günler önce soruşturmayı yeniden açarak Hillary Clinton’ın adaylığına zarar vermekle suçlanmıştı.
ÖZEL YETKİLİ SAVCI ATANMASI OLASILIĞI
Hillary Clinton soruşturmasında James Comey soruşturmayı yönetmek üzere ayrı özel bir savcı önermeyi değerlendirmiş; ancak böyle bir adım atmamıştı.
ABD Adalet Bakanı Garland’a bağlı olarak görev yapacak özel yetkili savcı seçeneği Mar-a-Lago soruşturmasında da olasılıklardan biri. Trump döneminin Adalet Bakanlığı da Trump’ın 2016 seçim kampanyası ve Rusya arasında bir ilişki olup olmadığı konusundaki soruşturmayı yürütmesi için özel savcı atamıştı.
Ancak ABD Adalet Bakanı Merrick Garland’ın bu seçeneği değerlendirip değerlendirmeyeceği belirsiz.
Soruşturmaların bir iddianameyle sonuçlanıp sonuçlanmaması konusundaki karar, siyaset bir kenara bırakılırsa, Adalet Bakanlığı’nın soruşturma dosyasının ne kadar güçlü olduğuna bağlı.
Eski Adalet Bakanlığı yetkilileri soruşturma dosyası güçlüyse, hukukun üstünlüğünün savcının değerlendirmesinde baskın bir ağırlığının olacağı görüşünde.
Kaynak: VOA Türkçe