Türkiye karşıtlığıyla bilinen ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Mendez yine hedefine Türkiye'yi aldı. Yunan televizyonu Mega'ya konuşan Menendez, F-16 satışına da değindi.
Menendez, Türkiye'nin beklentilere karşılık vermediğini ve F-16 uçaklarının satışına onaylamadığını belirterek, 'Satışa karşıyım. Eğer Biden yönetimi tutumunu değiştirmesi için Türkiye'ye karşı bir baskı aracı olarak benim tavrımı kullanıyorsa bu bile olumlu bir şeydir' açıklamasını yaptı.
Menendez'in hedefinde ABD Dışişleri Bakanlığı da vardı. Bakanlığın Ankara-Atina hattında tansiyonu düşürme çabasını eleştiren ve saldırgan tarafın Türkiye olduğunu iddia eden ABD'li senatör, Yunanistan'ın Türkiye'nin egemenliğini tehdit etmediğini öne sürdü: Yunanistan, Türk karasularının hava sahasını ihlal etmiyor. Dolayısıyla telkinlerin iki tarafa yapılması yanlıştır. Bu tutumun değişmesi gerek.
ABD'li senatör Dedeağaç'taki Yunanistan-ABD tatbikatlarını da değerlendirdi. Menendez, "Tüm bunlar Yunanistan'ın komşularını ve dolayısıyla Türkiye'ye, Yunanistan'a karşı muhtemel bir askeri faaliyet durumunda Amerikan çıkarlarının da zarar görebileceği tehlikesi bulunduğu mesajı veriyor." dedi.
ABD'li senatör neden sürekli Türkiye'yi hedef alan açıklamalarda bulunuyor? Neyi amaçlıyor? İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Uğur Yasin Asal, milliyet.com.tr'den Sercan Dinç açıklamalarda bulundu.
ABD'li senatör Menendez'in F-16 satışını onaylamaması ve Türkiye'nin beklentilere karşılık vermediğini belirtmesiyle ilgili Doç. Dr. Uğur Yasin Asal, "ABD ve Türkiye arasında müzakereleri devam eden F-16 satış süreci, Türkiye’nin herhangi bir şartı yerine getirmesiyle değil, F-35 sürecinin bir alternatifi olarak gündeme geldi. Senatör Menendez, Türkiye’nin Ege denizindeki ulusal hak ve özgürlüklerini korumak için attığı adımları kast etmektedir, bu ise F-16 süreci ile ilişkili olmaktan öte Menendez’in bu sürecin başından bu yana Yunan tezlerinin bir parçası olduğunu göstermektedir." dedi.
Asal, Yunanistan'ın Türk karasularının hava sahasını ihlal etmediğini ve telkinlerin iki tarafa yapılmasının yanlış olduğunu iddia ederek ABD Dışişleri Bakanlığı'nı eleştiren Menendez'in bu sürece gözü kapalı ve tek taraflı baktığını söyledi. Konuyla ilgili Asal, "Ege’deki sorunlar karşısında kendi ülkesinin dış politikasını bile eleştirir konuma gelmiştir. Diğer taraftan bu süreç, ABD senatosunda tarafsız yaklaşım sergilemenin son yıllarda gittikçe gündemden düşmeye başladığını da ortaya koymaktadır. Yabancı lobilerin, ABD karar alma ve uygulama süreçlerinde tarafsızlığı ne denli bozduğunun da göstergesi konumundadır." ifadelerini kullandı.
Atina'nın Türkiye'yi tehdit etmediğini ve Ankara'nın bu konuda uyarılması gerektiğini söyleyen Menendez, Dedeağaç'taki ABD-Yunanistan tatbikatlarıyla ilgili de konuştu. Yunanistan'a muhtemel bir askeri operasyonun ABD çıkarlarına zarar vereceğini iddia eden Menendez'in sözlerini değerlendiren Asal şu ifadeleri kullandı;
"Bu oldukça önemli bir ikilemdir. ABD, en başından beri Yunanistan’a yapılan askeri yığınakların Rusya’nın Ege ve Akdeniz’e inişini engelleme amacıyla olduğunu söylemektedir. Ancak, Menendez’in açıklaması bununla doğrudan çelişmektedir. ABD, Yunanistan’a yaptığı askeri yatırım ve alt yapı desteğinin gerçekten ne amaca yönelik olduğunu tüm dünyaya anlatmalıdır. Anlatmadıkları sürece, bunun Türkiye karşıtlığında ve Ege’deki askeri dengeyi tek taraflı Yunanistan lehine değiştirme amaçlı yapılmaya çalışıldığı açıkça görülmektedir." şeklinde açıklama yaptı.
Asal sözlerini şu ifadelerle noktaladı; Türkiye karşıtlığında siyaset geliştirmeye çalışmak son yıllarda sadece ABD’de değil, birçok Avrupa ülkesinde de öncelik haline geldi. Bunun da temel gerekçesi yükselen sağ popülizm, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığıdır.
Türkiye’nin son yıllarda dış politikada aldığı inisiyatif ve jeopolitik konumlandırma, onun karşısında duran ülke veya politikacılara prim kazandırma amacı taşımaktadır. Bu ülkemiz dış politikasının ne denli etkin ve caydırıcı olmaya başladığının göstergesidir. Menendez’in buradaki bir diğer amacı da özellikle son yıllarda Türk Savunma Sanayiinin kazanmış olduğu ivmeyi azaltmak ve küresel alanda köşeye sıkıştırmaktır. Ancak Türkiye, tüm bunlar karşısında kendi gündemini ve politika tercihlerini kararlılıkla yerine getirmeye devam edecektir.