Gazetelerin üçüncü sayfalarında çoğu zaman cinayet, hırsızlık, tecavüz haberleri yer alır.
Bu sayfalar bir süredir TV programlarının beslendiği yeni bir alan haline geldi. Haberlerden yola çıkılarak polisiye belgesel ve dramalar hazırlanıyor.
Bu tip programların en uzun sürelilerinden biri "Gerçek Kesit". Çekimlerine yedi yıl önce başlanan, Perihan Savaş’ın sunduğu bu programın tekrar bölümleri gösteriliyor
son dört yıldır. Flash TV yetkilileri yeni bölümlerin çekileceğini söylüyor ama ne zaman olacağı belli değil.
Neredeyse bir yıldır yayında olan "Parmak İzi", Kanal D’de başlamıştı, Show TV’de devam ediyor. NTV’deki "İpucu" ise diğer iki programa göre belgesele daha yakın.
Emin Demirel ("Parmak İzi"nin yapımcı ve sunucusu) Her programdan önce ve sonra tehdit alıyoruz. "Haberi yaparsanız dava açarız" diyorlar. Ama RTÜK ve adli makamlardan bir dava almadık. Bir kişi yayını durdurmak için başvurmuştu. Ama savcılık kabul etmedi.
Telefon açıp "Şu haberi yapın" diyenler oluyor. Değerlendirilmesi gereken konu varsa yapıyoruz.
Geçen yıl Kanal D’de başladık, sonra Show TV’ye geçtik. 48 programı bitirdik. 15 kişilik bir ekiple bir bölümü hazırlamak yaklaşık bir hafta sürüyor. Gazetede yer alan üçüncü sayfa haberlerini inceliyoruz. Emniyette polis muhabirliği yapan arkadaşlarımızdan gelen istihbaratları değerlendirip konuyla ilgili ayrıntılı bilgileri topluyoruz.
Üç-beş dakikalık bir haberi 40-45 dakikaya yayıyoruz. Haberde yer almayan unsurları koyuyoruz. Her konu hakkında psikolog ve psikiyatristlerden görüş alıyoruz, olayların soruşturmasını yapan polislerle ve olayda adı geçen mağdur ve zanlı aileleriyle röportaj yapıyoruz.
Senaryoyu zanlı ve mağdurların ifade tutanaklarına göre yazıyoruz. Adliyeden dokümanları topladıktan sonra canlandırmanın senaryosunu
yüzde 5 hayal gücü kullanarak yazıyorum. Oyuncuları haberin karakterlerine göre ajanslardan alıyoruz. Canlandırmaları birebir yapıyoruz. Mekan olarak ayrı yerler kiralıyoruz. Çektiğimiz bölümün içeriğine göre maliyet değişiyor. Bir töre cinayetinde 17 oyuncu oynattık. Masrafı çok oldu.
("Parmak İzi", Show TV, her salı 23.00’te)
Arzu Köymen (Flash TV Program Müdürü) "Gerçek Kesit"i bir dönem yayından kaldırdığımızda, her gün yeniden yayınlanması için izleyici telefonları alıyorduk. Hatta mahalleler aralarında imza toplayıp bize gönderiyorlardı. Şimdi yayın saatini değiştirme konusunda bile hassasiyet gösteriyoruz.
Programda gazetelerin üçüncü sayfa haberleri türünde olaylar seçiliyor, polis ve adliye kayıtlarından inceleme yapılıyor, olayın mağdurları ve tanıkları araştırılıp konuşuluyor; ardından bu bilgiler doğrultusunda senaristler tarafından kaleme alınıyordu. Olayları mümkün olduğunca saptırmadan aktarmak önemli olduğu için senaristin olayla ilgili hayal gücü değil, diyaloglardaki gerçeğe yakınlığı önemliydi.
Oyuncular çoğunlukla amatörlerden oluşuyordu ve para alıyorlardı. Hep aynı oyuncularla ve aynı mekanlarda çalıştık çünkü "Gerçek Kesit" sonuç itibarıyla bir dizi film. Bizimki kıyafetiyle, makyajıyla, saçıyla, eviyle gerçek kahramanlar nasılsa, oyuncuları öyle seçen ve yönlendiren bir programdı. Olayları çarpıtmadan aktarırken dramatize de ediyor.
("Gerçek Kesit", Flash TV, her gün 24.00’te)
Eda Pesener ("Gerçek Kesit" ve "Parmak İzi" programlarının oyuncusu) Bursa’da Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu’nda çalışırken "Gerçek Kesitöten canlandırmalar için teklif geldi. 1997’de başlayıp iki buçuk yıl çalıştım. Pavyonda çalışan kadın, ev kızı, komşu kadın oldum. Genelde öldürülen karakteri oynuyordum. Rollerimizi gerçek zannedenler oldu. Arkadaşımla yürürken onu çevirip "Utanmadın mı kızı iğfal etmekten!" diye suratına tükürdüler.
İstanbul’a gelip Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni bitirdim. "Gerçek Kesitöten "Parmak İzi"ne Cahit Kaşıkçılar, Mehmet Vanlı ve ben transfer olduk. Vamp kadın rollerini oynadığım için sokakta bana kötü bakıyorlar. Bindiğim taksinin şoförü direksiyonu bırakıp "Gerçek Kesitöte izlediği bölümleri anlatmıştı.
"Parmak İzi"nde biraz da ben katil rolünü oynamak istiyorum. Cinayet işleyenlerin çoğu şizofren. Bize kancayı takmasınlar diye iki-üç oyuncuyla dönüşümlü olarak oynuyoruz.
Sevinç Yavuz ("İpucu"nun yapımcısı ve editörü) Olay yerindeki ya da olaydaki ipuçlarını ele alarak suçluya ulaşan dava dosyalarını inceliyoruz. O davaya katılmış veya o konu hakkında konuşabilecek Adli Tıp uzmanlarıyla röportaj yapıyoruz. Sanık ve mağdur yakınlarıyla sohbet etsek de onlara kamera tutmuyoruz.
2002 Nisan’ından beri 27 bölüm bitirdik. Programımıza konu olabilmesi için davanın hukuki süreci tamamlaması gerekiyor. Formatımız polisiye belgesel. Senaryo yazarken hayal gücümü katmam.
Oyuncularımız şirketimizin elemanları olan çalışanlar ve şoförler. Simgesel anlatım yaptığımız için yüzleri belli olmuyor ve rol yapmıyorlar. Mekan için İstanbul’u ve Türkiye’nin dört bir yanını kullanıyoruz. Zaman zaman mahalle halkından da yardım alıyoruz.
Polis sanığı sorguda konuşturduysa bu dünyanın en güzel dosyası olsa da bunu elimizin tersiyle itiyoruz. "İpucu" birkaç ilde polis akademilerinde ders olarak okutulmaya başladı. Savcılar kasetlerimizi istiyor.
Sadece cinayet haberlerini işlemiyoruz. Tecavüz olaylarını da yayınlıyoruz, ensesti de. Benim için bilimi kullanarak takip edilmiş dosyalar ve suç çözme yöntemleri önemli olan.
Bugüne kadar sadece "Kolici katil" olarak bilinen Orhan Aksoy, kendisiyle ilgili haberimizden sonra dava açtı.
("İpucu, NTV, her perşembe 22.05’te)