Sokak hayvanlarına uygulanan şiddete dikkat çekmek için “köpek” oldular

Yedikule Hayvan Barınağı gönüllülerinden turizmci Tolga Öztorun sokak hayvanlarına karşı uygulanan şiddeti vurgulamak için “Ezber” isimli bir kısa film çekti. 15 dakikalık filmin başrol oyuncuları Sevinç Erbulak’la Emre Karayel belediye görevlileri tarafından yakalanıp barınağa götürülen sonrasında da ormana terk edilen iki köpeği canlandırıyor. Ayla Algan, Beste Bereket, Derya Alabora, Emel Çölgeçen, Füsun Erbulak, Irmak Ünal, Işık Yenersu, İlker Ayrık, Lale Mansur, Tilbe Saran ve Zeynep Özyağcılar gibi isimlerin de yer aldığı film 1-5 Ekim arasında Digitürk’teki İz kanalında yayınlanacak.

Hayvanlarla ilgili bir kısa film çekme fikri aklınıza nereden geldi?
Bir gece barınaktan geldim. Feci moralim bozuk, gördüklerim canıma tak etmiş. Oturdum düşünmeye başladım, ne yapsam da insanların dikkatini çeksem diye. Aklıma hep duyduğum “En nihayetinde köpek bunlar, neden canını bu kadar sıkıyorsun?” cümlesi geldi. Bunun üzerine her gün yaşanan bir köpek hikayesi yazdım ve insanları oynattım.

Nasıl bir hikaye bu?
“Ezber”, sokakta dolaşırken kazara belediye görevlilerine yakalanan, kısırlaştırılıp biri ormana diğeri ise barınağa bırakılan bir çift köpeğin yaşadıklarını konu alıyor. Bu basit, her gün yaşanan ama çok can acıtıcı bir hikaye.

Köpekler neden ormana bırakılıyorlar?
Görevliler bu uygulamaya “doğal ortama bırakmak” diyorlar ama bence düpedüz katliam. Hayvanlar aç susuz kalıyorlar. Birbirlerini yiyorlar ya da şehre geri dönmek için ana yollara çıkıp eziliyorlar. Bundan 100 sene önce de aynısı yapılıyormuş. Sokak hayvanları toplanıp Hayırsız Ada’ya bırakılıyormuş. Hatta lodosta seslerinin İstanbul’dan duyulduğu söylenir.

“Ezber”de birçok ünlü isim görev almış. Ekip nasıl bir araya geldi?
Ekiptekiler arasında bir tek Sevinç Erbulak arkadaşım. Diğer isimlerle facebook, e-mail ve ortak tanıdık vasıtasıyla tanıştım. Görüntü yönetmenliğini Kaptan Cousteau’nun belgelerinde kameramanlık yapan Colin Mounier, set fotoğrafçılığını ise ünlü belgesel fotoğrafçısı Süha Derbent yaptı. Çekimlerin bittiği gün Binnur Kaya aradı ve “Kaçırdığım için çok üzgünüm, ikinciye mutlaka ben de varım” dedi.

Çekimler ne kadar sürdü?
Dört gün. Gerçekçi olsun diye hayvanların toplanıldığı kamyonu, içine konuldukları kafesleri ve ameliyat edildikleri yeri kullandık. Üsküdar Barınağı bize kapılarını açtı.

Filmin adı neden “Ezber”?
Bunlar ezberlenmiş hareketler. Barınakta çalışan, tövbe etmiş itlaf görevlileri var. Senelerce görev diye ezbere hayvan öldürmüşler. Sonra bir gün dank etmiş ve “Ne yapıyorum ben?” diye tövbe etmişler. Benim amacım da bu filmle bir kişiye dahi olsa tövbe ettirebilmek.

Annesini evde hayvan beslemeye ikna etmesi 15 yılını almış
Tolga Öztorun 32 yaşında. Bir turizm şirketinde genel koordinatör olarak çalışıyor. Altı yıldır Fatih Belediyesi Yedikule Hayvan Barınağı’nda gönüllü olarak çalışıyor. Çok titiz bir annesi olduğu için onu evde köpek beslemeye ikna etmesi 15 yılını almış. Sağ bileğine dövme olarak ismini yazdırdığı kurt köpeği Dost’la
30 yaşına kadar hayatını paylaşmış. Öztorun “Özellikle sakat ve kötü durumdaki hayvanlara karşı zaafım var. Onlar için elimden gelen her şeyi yapıyorum” diyor.

“Yakalama kamyonunu unutmayacağım”
Sevinç Erbulak
Cimcime, Köfte ve Liliput isimli üç kedim var. İki senedir Yedikule Hayvan Barınağı’nın web sitesinde aylık yazılar yazıyorum. “Ezber”in her sahnesinde büyük bir onur ile oynadım. Filmde en çok ufacık yakalama kamyonuna girdiğim sahnede zorlandım. Hapsolma duygusunu bu kadar derinden hissetmemiştim, hiç unutmayacağım.

“Soğuk havada ve kıyafetsiz oynamak beni çok zorladı”
Emre Karayel
Şu an evimde evcil hayvan yok. Bir kedim vardı ama ayrılmak zorunda kaldık ve onu çok özlüyorum. En yakın zamanda yeni bir kedi alacağım. “Ezber”den önce hiç barınağa gitmemiştim. Yönetmenimiz Tolga Öztorun sayesinde bu konu ile yakından tanıştım. Bundan sonra elimden gelen her şeyi yapmak isterim. Soğuk havada ve kıyafetsiz oynadığım için çekimlerde çok zorlandım ama sonucu gördüğümde her şeye değer dedim. “Ezber”in bir parçası olmak benim için önemliydi.