02.05.2020 - 03:02 | Son Güncellenme:
Ayşim Özgür - Moda
Audrey Hepburn, Paris ve Givenchy
Audrey Hepburn filmlerindeki stillerden söz açılınca akıllara genelde “Breakfast at Tiffany’s” geliyor olsa da modaseverlerin kalbinde “Funny Face”in yeri başka. Filmin kostümleri Hepburn’ün yakın arkadaşı da olan efsane tasarımcı Hubert de Givenchy’nin imzasını taşıyor, fonda Tuileries Bahçeleri, Louvre Müzesi gibi mekanlar, başrolde de güzeller güzeli Hepburn olunca, seyrine doyum olmuyor. Özellikle, oyuncunun filmde giydiği midi boy gelinlik, 50’li yılların sonunda evlenen pek çok kadına ilham kaynağı oldu.
Bizimkisi Bir Aşk Hikayesi
“Love Story”i her izlediğinde ağlayan kaç kişiyiz? Peki ya filmi izlerken Ali McGraw’un birbirinden şık kostümlerini hayranlıkla seyreden? Oldukça kalabalık olduğumuza eminim. McGraw’un ekoseli etekleri, devetüyü kabanları, dik yakalı kazakları ve mini elbiseleriyle filmde 70’li yıllar stillerinin en şık örneklerini görmek mümkün.
Dergilere ilham verdi
Bu yıl “Küçük Kadınlar” filmi için hazırladığı kostümlerle En İyi Kostüm Tasarımcısı Oscar’ını kazanan Jacqueline Durran, özellikle dönem kostümleri konusunda uzman. Durran, 2008’de “Atonement” filmiyle de Oscar’a aday gösterilmişti ve başta yeşil gece elbisesi olmak üzere filmde Keira Knightley’nin giydiği pek çok kıyafet uzun süre dergilerin moda çekimlerine bile ilham verdi. Eğer romantik, İngiliz kır stillerini seviyorsanız bu filmi (bir kez daha) izleyin.
Her detayıyla görsel şölen
Barbra Streisand’ın oynadığı ilk film olan “Komik Kız” (Funny Girl) tümüyle gerçek bir görsel şölen niteliğinde ama özellikle Fanny Brice karakterini canlandıran Streisand’ın giydiği rengarenk elbiselerin işleme, tüy, fırfır gibi detayları çok çarpıcı. Bahse girerim, filmi izleyen her kadın biraz daha eğlenceli giyinmek isteyecek.
Dönemin rekor bütçesiyle hazırlanmış
1946 yılında çekilen “Gilda” filminde, Rita Hayworth’ın giyeceği kostümlere 50 bin dolar’dan fazla bütçe ayrıldığı söyleniyor. O zamanlar için rekor sayılabilecek bu bütçeyle hazırlanan her kostümün, özellikle de siyah straples elbisenin ikonikleştiğini söylemek yanlış olmaz. Amerikalı tasarımcı Jean Louis tarafından tasarlanan bu kostümle playback yaparak “Put the Blame on Mame”yi söyleyen Hayworth’ı defalarca izleyip kendimize “gece elbisesi nasıl taşınır” dersleri çıkarsak yeridir.
Dior şovu gibi
Sicilya’daki Pantelleria adasında çekilen “Sen Benimsin” (A Bigger Splash) için bir nevi karantina filmi demek yanlış olmaz. Zira filmin dört ana karakteri, bu volkanik adadaki yazlık evde dış dünyayla çok az iletişim kuruyor. Film boyunca Tilda Swinton’ın giydiği Dior kostümler ise insana tiril tiril yazlık kıyafetleri özletecek türden. Tamamı Raf Simons tarafından tasarlanmış kıyafet ve aksesuarlar arasında çizgili gömlekler, kloş etekler, ipek tulumlar ve fütüristik güneş gözlükleri var ve Swinton’ın karizmasıyla buluştuklarında ortaya seyirlik stiller çıkıyor.
Zenginliğin hakkını veriyor
Pierre Balmain tarafından tasarlanmış feminen elbiseleri, iddialı şapkaları ve onları tamamlayan ışıl ışıl mücevherleri beyazperdede en iyi kim taşırdı? Elbette Sophia Loren! Oyuncu, tüm sahnelerde filmin ismi olan “The Millionairess”in (Kadın Milyoner) hakkını veriyor ve birbirinden lüks parçaları kusursuzca taşıyor. 60’lı yıllara dair trendleri çok iyi yansıtan filmde Loren’in giydiği pembe Balmain elbisenin filmden 56 yıl sonra açık artırmayla satışa çıktığını da söylemeden geçmeyelim. Elbisenin 2016 yılında İngiltere’deki Duke’s müzayede evinde 500 bin pound’a satıldığı söyleniyor.