19.09.2020 - 03:06 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı / seyhan.akinci@milliyet.com.tr
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, 7 yıl önce İzmirli öğretmen Sema Gür’ün Facebook’ta oluşturduğu bir etkinlikle doğdu. Bu çağrıya yanıt veren 200 kadın rengarenk kıyafetleri ve bisikletleriyle 22 Eylül Pazar günü yollardaydı. O zamandan bu yana her yıl eylülün üçüncü haftasındaki Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’nde ve Avrupa Hareketlilik Haftası’nda Süslü Kadınlar bisikletleriyle yollara düşüyor. 300 kadınla başlayan tur yarın dünyanın 150 şehrinde pandemi koşullarında gerçekleşecek. İlk günden bu yana arkadaşı Sema Gür’le pedal çeviren isimlerden Pınar Pinzuti de gönüllüler arasındaki koordinasyonu ve uluslararası organizasyonu sağlıyor. 2016’dan beri Milano’da yaşayan Pinzuti ve Gür ile bu etkinliğin Avrupa’da nasıl büyüdüğünü, AB desteğini ve turun hikâyesini konuştuk.
- Süslü Kadınlar Bisiklet Turu yedinci yılında… 2013’e dönecek olursak hikayeniz nasıl başladı? Kaç bisikletle yola çıktınız?
2013 yılında Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun fikir annesi, komşum ve sevgili arkadaşım Sema Gür, Facebook hesabında bir etkinlik oluşturup, “Hadi gelin ‘Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’ yapalım” dediğinde, bir an bile düşünmeden kabul ettim. Erkek egemen bisiklet dünyasının sürekli “Onu giyme bunu giy, öyle yapma böyle yap” söylemlerine tepki olarak “Bisiklete istediğim gibi binerim, hatta bak en süslü halimle bile pedal basarım” söylemiyle başladı. 22 Eylül 2013 Pazar günü yaklaşık 200 kadın rengarenk kıyafetlerimizi giyip, bisikletlerimizi çiçek ve kurdelelerle süsleyerek şehir merkezinde toplandık ve birlikte yavaş bir tempoda 3 kilometre pedal çevirdikten sonra “Şehirlerde egzoz kokusu yerine parfüm kokusu olsun” dedik. 22 Eylül, Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’ydü ve henüz ülkemizde hiçbir şehirde kutlanmıyordu. Etkinliğimiz artık her yıl hem Dünya Otomobilsiz Kentler Günü’ne dikkat çekiyor hem de Avrupa Hareketlilik Haftası’nı destekliyor. Senede bir gün motorlu araçların gürültüsü ve egzoz kokusu olmadan özgürce sokaklarda olma talebimiz güçlendi. Bu sayede ülkemizin her köşesinden onlarca kadın bize ulaşıp şehrinde Süslü Kadınlar Bisiklet Turu yapmak istediğini söyledi. Biz de www.suslukadinlarbisikleturu.com websitesini kurduk ve aramıza katılan yeni şehirlerle paylaştık.
- İzmir’den çıkan Süslü Kadınlar Bisiklet Turu nasıl global bir kadın hareketine dönüştü?
Milano’ya taşındıktan sonra bu hareketi başlatmak istedim. Kafamda kuşkular da vardı. Türkiye’de kadınlar bir arada olmaktan, ortaya çıkan enerjiden çok memnunlardı. Birlikte olmak, özgürce bisiklete binmek, bana karışmazsın demek Türkiye’deki sloganlarımızdı. Ama yurt dışında daha özgür olan kadınlar için bu işe yarayacak mıydı, tereddütlerim vardı. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’na 2017’de ilk olarak Milona, Bern ve Köln dahil oldu. Böyle bir destek bizi çok mutlu etti ve cesaret de verdi. Milano’da tura ilk yıl 500 kadın katıldı, bu gerçekten çok büyük bir rakam. Bu yıl çok daha büyük bir katılım bekleniyor. Çok fazla destek veren var. Sosyal medya ve farklı medya organları aracılığıyla turdan haberdar oluyor dahil olmak istiyor insanlar. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun 150 şehirde düzenleneceğini biliyoruz ama örneğin Meksika’nın ufak bir şehrinde Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun yapılacağını öğrendim. ABD Florida’da bir kadın Türkiye’de doğan bu harekete destek çağrısı yapıyordu. Geçtiğimiz yıl İran’da kadınlar bu turu düzenledi. Bu turu global bir harekete eviren şey yurt dışında yaşayan Türk kadınlarının hareketi anlaması ve yaşadıkları şehirlere bunu taşıması oldu.
- Tur aynı zamanda Avrupa Birliği tarafından destekleniyor, aranızda nasıl bir iş birliği var?
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu zaman içinde bir kadın taban hareketine dönüştü. Bisikletin şehir içinde ne kadar pratik, ekonomik ve hızlı bir ulaşım aracı olduğunu fark eden kadınlar arttıkça, bisikletli ulaşım altyapı talebi de artıyor. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, bir yandan bisiklete binmeye çekinen kadınlara cesaret veren bir etkinlik aynı zamanda da toplu olarak taleplerin iletildiği bir oluşum. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, senede bir kez bağımsız kadınların güçlerini birleştirip organize ettiği bir farkındalık etkinliği. Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı iki yıl üst üste websitemizin yapımı ve afişlerimizin baskısı için maddi destek verdi. 2018’de Avrupa Komisyonu Ulaşımı’ndan sorumlu başkanı Violeta Bulc resmi olarak desteğini şu şekilde dile getirdi: “Bilmenizi isterim ki, Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nu gerçekten harika ve ilham verici buluyorum ve amacınızı gönülden destekliyorum! Bildiğiniz gibi, Avrupa Komisyonu bisikleti sadece ekonomik ve çevre dostu bir ulaşım aracı olarak değil, aynı zamanda sağlığı korumak ve sosyal entegrasyonu teşvik etmek için de uygun bir araç olarak kabul ediyor. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu bu fikirleri uygulamaya koymanın mükemmel bir örneği.”
- Bu yıl tur özel koşullarda gerçekleşecek, biraz bunlardan bahsedebilir misiniz? Ayrıca kaç ülke ve şehirden tura katılım olacak?
Yıllardır eylülün üçüncü pazarını iple çekiyoruz çünkü sokaklar yüzlerce, binlerce bisikletli kadın ve çocukla şenleniyor. Bir günlüğüne merdiven altından çıkarılan bisiklet, kısa zaman içinde günlük hayatın vazgeçilmez parçası oluyor. Bu yıl birlikte sürüş yapmanın ne kadar riskli olacağını tahmin ettiğimiz için, her şehirde kalabalık etkinlik yapmak yerine, her mahallede her sokakta küçük arkadaş gruplarının kendi turlarını yapmalarını teşvik ettik. Böylece deneyimli bisiklet kullanıcıları, cesareti olmayanlara eşlik edip, geleneği bozmadan harika bir gün geçirebilecek. Bugüne kadar bizimle bağlantıya geçen 25 ülkede 150’den fazla şehirde kadınlar sokaklarda olacak.
- Bisiklet turu Kanada’daki bir üniversite tarafından bilimsel bir tez haline getirildi. Bu çalışmanın nasıl bir etkisi oldu?
Manitoba Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden Jessica Russel Edmonds, 2019 yılında Vancouver şehrinde yapılan Süslü Kadınlar Bisiklet Turu sayesinde bizlerden haberdar olmuş. Benim blogumdan ve websitemizden edindiği bilgilerle etkinliğimizin çok güzel bir analizini yapmış olması bizi çok memnun etti. Edmonds, etkinliğin amacının “süslenmek” değil, bisikletin keyifli tarafını bireysel deneyimlerle yetişkinlere anlatmak olduğunu anlamış. Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’nun geçtiğimiz yıl Danimarka merkezli bağımsız bir firma tarafından en başarılı taban hareketlerinden birisi olarak seçilmesi de bizlere uluslararası platformlarda görünürlülük sağladı.
“ÖZGÜR, BİSİKLETLİ, İNADINA GÜLÜMSEYEN, ÇİÇEKLİ KADINLAR”
- Sema Hanım, kişisel çağrınızın bunca kadın tarafından karşılık bulmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Süslü Kadınlar Bisiklet Turu, 2013’te bisiklete binmeyi yeni öğrendiğim bir süreçte dostlarımla sohbet sırasında doğdu. Bisikletli dünyayı erkek egemen buluyorduk ve bisikletin sadece spor aracı gibi algılanmasından rahatsız oluyorduk. Kısa sürüşlerde bile bol ekipmanlı, formalı, taytlı bisiklete binmemiz gerektiği konusunda uyarılıyorduk. Ayrıca “Avrupa Hareketlilik Haftası” ve “Otomobilsiz Kentler Günü”ne dikkat çekmek istiyorduk. Sosyal medya üzerinden bir etkinlik açtım ve İzmir Saat Kulesi’ nde yaklaşık 200 kişiyi görünce çok şaşırdım “Biz eksik bir yere dokunduk” diye düşündüm. Şimdi Türkiye ve dünyada 150 şehirde gönüllülerimiz var ve bu inanılmaz heyecan verici. Hepimiz daha çok kadının bisikletiyle, günlük kıyafetiyle yollarda olması için gönüllü çalışıyoruz ve duygu paydaşlığımız bir. Biz “Özgür, bisikletli, inadına gülümseyen, çiçekli kadınlar” ortak paydasıyla birbirimize bağlanıyoruz.