CumartesiOtel odalarını mesken tuttular

Otel odalarını mesken tuttular

15.03.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Otel odalarını mesken tuttular

Otel odalarını mesken tuttular





Oyuncu ve şovmen Okan Bayülgen yedi aydır The Ritz-Carlton’da kalıyor. Şu anda bir suitte yaşıyor. Bir salonu, iki büyük televizyonu, iki banyosu ve bir yatak odası var. Ayrıca tabii ki otel sayesinde sinema, birkaç bar ve restoran da cabası. Bebek’te bir evi de olan Okan Bayülgen’e neden otelde kaldığını ve burada yaşamanın nasıl bir şey olduğunu sorduk. İşte cevapları...

• Bebek’teki evimde basit değişiklikler yapmak istiyordum. Otele de 20 gün için geldim. Fakat küçük evimi küçük bir onarımdan geçirmek düşündüğümden daha uzun sürdü. Aslında biraz da kendim bilerek uzattım o işi çünkü o uzadıkça ben de burada kalabildim.
• Otelde kalırken insanın ruhunu derinden etkileyen şeyler olabilir. Çünkü otel odası senin sürekli denetlendiğin bir yerdir. Yani duvarların inceliği, sürekli yanda kalan insanların değişmesi, odanın sürekli değişik insanlar tarafından toparlanması... Ritz’in farkı burada. Bana bu dönemi bunalım geçirtmeden atlattılar. Odamı değiştirdiler sürekli. Ama gittikçe taşınmak zorlaşıyor.
• Burada bir kadın hayatıma diş fırçasından daha fazla sinemiyor. Evde diş fırçası bardağın içine düştükten sonra pijamalar gelir, kitabı, ıvır zıvırı gelir.

‘Otel kale görevi görüyor’
• Ritz personeli istemediğiniz zaman gazeteci almıyor otele. Başka bir nedenle bulunan gazeteci varsa da beni mutlaka uyarıyorlar. Otel bir kale görevi de görüyor.
• Otel hayatı sizi belli şeylere konsantre edebilir. Sekse, kitap okumaya ya da düşünmeye...
• Odama kütüphane, puf gibi eklemeler yapmadım. Burası bir otel odası, rezidans değil. Mesela oda servisinin mönüsü sehpanın üzerinde dik olarak durmak zorunda. Bunun için her gün misafir olduğunu hissediyorsun.
• Resim alıyorum, çerçeveletiyorum ama asmıyorum. Aslında senin hiçbir şey satın almana gerek yok hayatta. Sadece otelin parasını ödeyerek tabaklar, çatallar, bıçaklar kullanıyorsun. Otel evdeki bir sürü ayrıntıyla hayatını doldurmanı engelliyor.
• Şimdi evdeki eşyalarımın neden olduğunu düşünmeye başladım. Yani bu kadar eşyayla da yaşayabiliyormuşsun.
• Ritz-Carlton içindeki bütün restoranlarda benim salatayı nasıl sevdiğim, eti nasıl yediğim notlar olarak var. Bir hafta yurtdışına gidiyorum herkes çok özlemiş oluyor, gelip bütün otelle öpüşüyorum.
• Arkadaşlarımla buluşmak istediğimde pahalıya mal olsa da burada benim bir restoranım, sinemam oluyor.
• Ritz-Carlton, İstanbul’daki otellerin en pahalısı ama bir otelin kişilere en büyük maliyeti yemek, içmek ve ekstralardır. Neye para harcadığınıza bağlı. Mücevher, araba ya da kapıcı psikolojisiyle ev biriktirmek... Bunlar benim aile görgümde olmayan şeyler. Hayatımın bir döneminde burada kalmak bana korkunç bir lüksmüş gibi gelmiyor.

"Israrcı sevgiliye de yan odayı tutarım"
Televizyoncu ve artık stand-up’çı Metin Uca Ankara'dan İstanbul'a geldiğinden beri, yani 4 yıldır otellerde, son 3,5 yıldır da Otel Euro Plaza’da kalıyor. Euro Plaza Tarlabaşı’nda dört yıldız seviyesinde ufak bir otel. Her yeri kitaplarla dolu orta büyüklükte bir odada kalıyor Uca. Ankara’da bir evi var. İstanbul’da da konut edinmeyi düşünüyor ama bu yoğun tempo içinde otelde yaşamanın kendisine birçok artı getirdiğine inanıyor. İşte sorularımıza cevapları...

• Her sabah 06.00 gibi çıkıyor ve en erken 20.00 gibi geri geliyorum. Böyle olunca gündelik hayatla ilgili hiçbir sorun olmasın istiyorsunuz. Faturalara vaktiniz yok. Otel tüm bunlardan sizi kurtarıyor.
• Otelin restoranı ya da lobisinde konuklarımı ağırlayabiliyorum. Oda küçük, orada iki kişilik partiler verebiliyorum.
• Otelde yaşadığım için benimle buraya gelmeyen sevgililerim oldu. Ama tam tersine bunun daha rahat olduğunu düşünenler de... Rahatsızlık otel odası olması. "Ama hayatım orası benim evim" diyorsun, olmuyor. Rahat olmasının nedeni de çok özgür bir mekan olması. Her gün komşularınız değişiyor, var mı böyle bir lüks?
• Otelde yaşadığım için hiçbir kadın "Sana yerleşeyim" diyemiyor. Böyle bir hoşluğu var. Ben hiçbir zaman bir kadınla aynı çatı altında sürekli yaşamayı istemedim. İlle de kalacağım diye tutturursa yandaki odayı da ona tutabilirim. Bunu daha önce yapmışımdır.
• Duvarlar ince tabii ki. Yandaki ilginç sesler bana geliyor. Ben de özellikle dikkat etmiyorum. Otele gelen bunu kabullenmiştir.
• Otelde kalmanın artıları kendinize vakit ayırmak, yalnız kalabilmek... Dostlarla birlikte olunan zamanlar, sevgiliyle geçirilen vakit zorunluluğa dönüşmemeli. İşte otel bunu sağlıyor.
• Odamda kitaplarım var, aksesuvarlarım var. İstesem kütüphane, büyük televizyon alıp getirebilirdim. Ama alacaksam en iyisini isterim, o da buraya olmaz. Tablolarım var, asamıyorum.
• Ütü, çamaşır, bulaşık derdi yok. Ben burada yatak ücreti vermiyorum. Diğer her şeyi ödüyorum. Ayda 600 milyon civarı harcıyorum.
• Müdürden çalışanlara kadar herkesle tanışıyor, konuşuyorum. Onlardan biri gibi oldum.

• Şair Yahya Kemal Beyatlı ve Park Otel: Sürekli bavullarıyla özellikle ünlü Louis Vuitton marka gardırop bavuluyla otellerde yaşayan Yahya Kemal Beyatlı'nın hiçbir zaman evi olmadı. 16 yılını Park Otel'in 165 numaralı odasında geçirdi. 1958'de de aynı otelde öldü.
• Modacı Coco Chanel ve Ritz Paris: Gabrielle "Coco" Chanel, The Ritz Paris’i 37 yıl boyunca evi yaptı. Chanel, 10 Ocak 1971 yılında 87 yaşındayken bu otelde öldü. Dünyanın ilk 10 suitinin arasında ismi geçen, Coco Chanel’in kendi zevkine göre dizayn edilen suiti hâlâ ziyaret ediliyor. Şu anda da gecelik fiyatı 4 bin-4 bin 500 dolar arasında.

"Şimdi otelde olmak vardı"
Ünlü gazeteci ve sinema eleştirmeni Sevin Okyay da yıllarca otellerde kalanlardan. Bize o dönemde yaşadıklarını, otelde uzun süre kalmanın avantajlarını anlattı
Otelde kalmak insana özgürlük verir. Benim kaldığım yer Taksim’de Avrupa Oteli’ydi. Bir tür apart oteldi, benden başka sürekli kalan insanlar da vardı. Otelin müdiresi Tülay arkadaşımdı. Dolayısıyla kendiliğinden bir aile durumu oluştu.
Otelin iyi tarafı; elektrik parası, su parası, telefon parası ve sair dertlerin olmamasıdır bence. Aybaşında belli bir para verirsin, gerisine karışmazsın. Ayrıca sıcaktır, her gün yatağın toplanır. Bizim otelimizde kahvaltı dışında yemek servisi yoktu. Buna karşılık, mutfak herkesin kullanımına açıktı. Çalışanlarla da otel sahibiyle de aramız gayet iyiydi. İsteyen odasına televizyon koyabiliyordu; biblo, kitap, CD de. Tabii, ne kadar sığıyorsa.
Otelde kalmak başına buyrukluktur. Yerleşik bir evin yoksa eğer, eş-dost evinden kalmaktan, ona buna tabi olmaktan iyidir. Hatta, makul fiyatlı bir yerse, evden bile daha masrafsız olabilir. Otelde yaşadığım dönem, hayatımın bir dönemidir sadece, hepsi bu. Çılgın bir macera değildi, farklı bir mekandı. Hatta bugün bile zaman zaman, başım çok sıkıştıkça, "Şimdi otelde olmak vardı" şeklinde düşüncelere kapıldığım olur.
























KEŞFETYENİ
Ev ev değil adeta müze! Aşk-ı Memnu'nun 'Hülya'sı emlak zengini çıktı
Ev ev değil adeta müze! Aşk-ı Memnu'nun 'Hülya'sı emlak zengini çıktı

Cadde | 27.04.2025 - 13:39

Kanal D'de ekrana gelen Aşk-ı Memnu'da Hülya karakterine hayat veren Zerrin Arbaş, evinin kapılarını açtı.

Yazarlar