Cumartesi- Nihat modayı takip etmez - Kerem ayakkabıdan anlamaz

- Nihat modayı takip etmez - Kerem ayakkabıdan anlamaz

16.12.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Fotoğrafçı Nihat Odabaşı ve konsept danışmanı Kerem Fildişi dört yıldır ortak projelere imza atıyor. Fildişi "Nihat modelin sadece stiletto giymesini istiyor" derken, Odabaşı arkadaşının ayakkabıdan anlamadığını söylüyor

- Nihat modayı takip etmez  - Kerem ayakkabıdan anlamaz

Odabaşı, Fildişi ile gerçekleştirdiği her çekimin mücadeleli geçtiğini söylüyor. Ayakkabılardan asla memnun olmuyor, modelin saçı konusunda problem çıkarıyor. Fildişi ise "İş, çekimler tamamlandıktan sonra bitmiyor. Çünkü Nihat fotoğraflarla bir türlü vedalaşamıyor" diyor. Fildişi'nin "provokatif ve çıkıntı projeler" olarak adlandırdığı prodüksiyonları, Odabaşı ayağı yere basan ama bir yandan da göğü yakalayan işler olarak tanımlıyor. "Bu yüzden de ikimizin ortaklaşa yaptığı istisnasız her iş medyada dikkat çekiyor, Kerem'le çalıştığım her proje sonrasında telefonum kilitleniyor" diye konuşuyor. Röportaj mekanımız Nihat Odabaşı'nın Teşvikiye'deki ofisi. İkili cevap verirken bir yandan da birbirlerini "tatlı tatlı ısırıyor", atışıyorlar. Odabaşı'nın fotoğraf teslim tarihi geciktiği için laf arasında pazarlık yapıyorlar. Nihat Odabaşı ve Kerem Fildişi. Biri Türkiye'in en ünlü fotoğrafçılarından, diğeri kurumsal imaj ve konsept danışmanı. İkili dört yıldır ortaklaşa projelere imza atıyor. Tuğçe Kazaz'lı Gizia kampanyaları, Deniz Akkaya'yı punk saçlar ve piercing'le fotoğrafladıkları çekimler, Esin Maraşlıoğlu'nun suyun içinden çıktığı Volkswagen prodüksiyonu kendi deyimleriyle en flaş çalışmaları... Son ortak çalışmaları ise Güzide Duran'ın poz verdiği Red Star 2007 yaz çekimleri. Nihat Odabaşı: Kerem'le illüzyonu birlikte yaratıyoruz. O, önce konseptini belirlediği projeyi anlatıyor. Ben de işi nasıl algıladığımı paylaşıyorum onunla. Sonra işi nasıl daha dikkat çekici hale getireceğimizi tartışıyoruz. Kerem Fildişi: Saçın, makyajın nasıl yapılacağını, modelin nasıl görüneceğini ben ve ofis arkadaşlarım belirliyoruz. Nihat'a kafamdaki fotoğrafı anlatırken biliyorum ki Nihat o fotoğrafı o anda çekiyor. Hayallerimi fotoğrafa döküyor. Onunla çalıştığım projelerde insanların fantezilerini tetikliyoruz. Nihat bey siz bir röportajınızda "Benim işim illüzyon yaratmak" diyorsunuz. Bu illüzyonu yaratırken Kerem beyle nasıl bir işbirliği yapıyorsunuz? "Nihat işi çarpıcı hale getiriyor" Kerem F.: Nihat proje daha bebekken onu çok iyi algılayabilen, üzerine çok şey ekleyebilen biri. İşi çarpıcı hale getirebilen nadir fotoğrafçılar arasında. Nihat'la yaptığım prodüksiyonlar daima en büyükleri oluyor. Amacına hizmet eden bir iş çıkarma konusunda çok usta. Bir projede onunla yola çıktığım zaman risk aldığımı düşünmüyorum. Bu çok ciddi bir rahatlık veriyor bana. Benim için en önemlisi de bu. Çünkü bir çekime başlamadan bir hafta kadar önce üzerimdeki çekim stresini azaltmak için sakinleştirici almaya başlıyorum. Nihat O.: İkimiz uyumlu çalışıyoruz çünkü güzel fotoğraf çekip işi bitirmek niyetinde değiliz. Biz doğru mesajı veren fotoğrafı yaratmaya çalışıyoruz. Hedef kitlesiyle buluşsun, markanın kimliğini doğru anlatsın derdindeyiz. Ben onun kaygısını çok iyi anlıyorum, o da benim inadıma, ısrarıma hak veriyor. Ayrıca benim gibi sürekli daha iyisini istiyor, bitmeyen bir enerjisi var. Bu beni çok motive ediyor. İkiniz de boşluğu doldurun lütfen. Nihat'la veya Kerem'le çalışıyorum çünkü... "Saçlar modelin alnına düşüyor diye huysuzlanırım" Nihat O.: Fotoğrafçının marka iletişimini, marka hedef kitlesini bilmesi çok büyük bir avantaj. Böylece ben egomu tatmin eden, sadece fotoğrafik olan kareler çekmiyorum. Hem benim reklamcılıktan geliyor olmam, Kerem'in marka iletişimini iyi bilmesi aramızdaki diyaloğu çok kolaylaştırıyor. Nihat bey siz reklam sektöründen geliyorsunuz. Bir dönem reklam yazarlığı yaptınız. Reklam ajansınız da vardı. Doğru mesajı vermek için işin sadece deklanşöre basmak olmadığını bilecek tecrübeye sahipsiniz yani. Kerem F.: Olmaz mı? Özellikle ayakkabılar konusunda problem yaşıyoruz. Biz, bir sonraki sezonun koleksiyonunu aylar öncesinden çektiğimiz için modayı yakından takip etmek zorundayız. Önümüzdeki sezon nelerin trend olacağını biliyoruz. Ama söz konusu olan ayakkabıysa Nihat'ı moda ve trendler hiç ilgilendirmiyor. Modelin sadece ve sadece stiletto giymesini istiyor. Mesela bir sezon önceki Gizia çekimi için küt burunlu, kalın topuklu kadife ayakkabılar geldi. Nihat mutsuz oldu. Çektiği fotoğrafın üzerinde oynamış, ayakkabı burnunu uzatmıştı. O halini kullanmadık tabii.Nihat O.: "Her şey güzel de ayakkabı seçiminde hatalısınız" derim hep. Bazen de saçlar konusunda sorun çıkarırım. Mesela saçlar modelin alnına düşüyor diye huysuzlanırım. Uyumlu çalıştığınızı söylüyorsunuz. Çekimlerde her şey sütliman mı? Kavga ettiğiniz konular olmuyor mu? "Fotoğraflarımla vedalaşamam" Nihat O.: Fotoğraflarımla vedalaşamam. En güzel hale getirip öyle vermek isterim. Acaba sarısı biraz fazla mı, mavisi mi çok kaçtı derken seçim giderek zorlaşır. Neredeyse veremez hale gelirim. Çekim biter bitmez kriz yaşanır, fotoğrafları teslim almak isterler. Oysa benim fotoğraflarla sarılıp vedalaşmam lazım. Binlerce kare arasından en iyisini bulmanın ne kadar olduğunu bir bilseler. Ayakkabı, saç, poz doğru duracak. Düğmelerin her biri aynı anda parlıyor olmalı. Dikişleri düzgün durmalı. Beni Nihat Odabaşı yapanlardan biri de bu kadar detaycı olmam. Kerem F.: Teslim zamanı geldiğinde beni çağırıp fotoğraflar arasından seçim yapmamı ister. Çektiği kareleri o kadar hızlı elerim ki içten içe benden nefret eder. O istiyor ki "Kahroluyorum Nihat, eleyemiyorum. Bu da kalsın, bu da" diyeyim. Ortaklaşa çalıştığımız bir çekim sonrasında Nihat, Swissotel'e yerleşti. Biz de onu sıkıştırmak için otele taşındık. Ben günlerce başında sabahladım fotoğraflar yapılsın diye. Nihat bey sizin çektiğiniz kareler arasında çok zor seçim yaptığınızı biliyoruz. Bu teslim tarihi açısından problem yaratmıyor mu? Kerem F.: Tabii. Elizabeth Hurley çalışmasını çok kıskandım mesela. Nihat O.: Her kıskandığım işinde telefon açıp "Niye benimle çalışmadın?" diye kızarım. Kerem F.: Ben de "Para konusunda biraz daha makul olsaydın Nihatçığım" diyorum. Ortaklaşa çalışmadığınız işlerde birbirinizi kıskanır mısınız? Deniz Akkaya'dan şaşmıyorlar Nihat O.: Benim klasiğim Deniz Akkaya'dır. Güzide Duran ve Tülin Şahin listeme girer. Tuba Ünsal'ı da çok beğenirim. Kerem F.: Benim de yıldızım Deniz Akkaya. Çağla Şıkel, Tuba Ünsal da çok iyiler. Favori modelleriniz hangileri? İşinizi kolaylaştıran ve her çekimi daha da dikkat çekici hale getiren... Kerem F.: Nihat'ın da yer aldığı çekimlerden iki anı var. Tuğçe Kazaz bir çekimde yorgunluktan bayıldı. Geriye iki plan kalmıştı. Yani yaklaşık dört saatlik bir çekim. Ayıltmak için yüzüne su atalım dediler. Onların elini tuttum ve dedim ki "Aman makyajı bozulmasın". Sonra kendimden utandım tabii. Bir defasında da saatler süren bir çekimin ardından Deniz Akkaya spor ayakkabılarını giymek istedi. Ayağındaki topukluları çıkarır çıkarmaz dekorun önünde yere yığıldı. Çekim bitene kadar dayanıp ışıklar söndüğü an bayılmıştı. Bugüne kadar gördüğüm en acıklı tablolardan biriydi. Modellerle ilgili ilginç bir anınız var mı?