"Lezzet durakları için ana yoldan sapın"

axcum022.jpg Ünlü gezgin Mehmet Yaşin şimdi de yemek konusunda kılavuzluk yapıyor. CNN TÜRK'te "Yol Üstü Lezzet Durakları" adlı bir program yapan Yaşin bu programın çekim aşamasında aldığı ve alacağından endişelendiği kilolardan şikayetçi. Ama bunun karşılığında "Yörelerde unutulmaya yüz tutmuş yemekleri canlandırabilirsem ne âlâ" diyor. Programda aynı zamanda aşçılardan yemek tarifi alınıyor, yöreye özgü malzemeler tanıtılıyor ve püf noktaları anlatılıyor. Birinci amacım, yola çıkmış insana bir kentten geçerken nerede lezzetli yemekler yiyebileceğini göstermek. İkinci amacım ise unutulmaya yüz tutan lezzetli yöresel yemekleri tanıtmak, onların yaşaması için bir destek sağlamak. Çevreyi tanıtan kısa bilgiler de programda yer alıyor. Bu nasıl bir program? Birçok arkadaşım, yaz ve kış aylarında karayoluyla Türkiye'de gezerken sık sık bana telefon edip "Biz şuradayız, nerede yemek yiyebiliriz?" diye soruyor. Otelleri anlatan kılavuz kitaplar var ama nerede yemek yenileceğini anlatan kılavuz kitap yok. Buradan yola çıkarak fikrimi CNN Türk yöneticileriyle paylaştım. Fikir nasıl doğdu? Türkiye'de gezmediğim hemen hiçbir nokta yok. Hem gezmeye hem de yemeğe düşkün olduğum için yıllardan beri nerede, ne yemek yediğimi not ediyorum. Bildiğim yerler dışında, arkadaşlarımın bana önerdiği lezzet durakları var. Bu programdan sonra gelecek "ihbarlar" da olacaktır. Tüm Türkiye'de en iyi yemeklerin nerede olduğunu biliyor musunuz? İnsanlar genellikle kendi yaşadıkları çevrenin tatlarından haberdardır. Belki bu program da "Sen Manisalısın ama bak Tire'de de ne var?" gibi bölgelerarası lezzet alışverişini sağlayabilir. Zaten gezginlik sadece gaza basıp gitmek değildir. Gezginlik oranın manzarasını, tarihini, kültürünü bilmek ve yemekleri hakkında bilgi sahibi olmak demektir. Tüm bunlar yan yana geldiğinde gezmek bir keyif unsuruna dönüşür, daha bilinçli olur. Türk halkı ne kadar zengin bir mutfağı olduğunun farkında mı sizce? Mutlaka. İlk üç programın çekimi bir hafta sürdü ve bir hafta boyunca sürekli ağır yemekler yedim. Sabah bile köfte yemek zorunda kalıyorum. Bu lezzetleri reddedecek irade de bende yok çünkü yemek yemeyi seviyorum. Şimdi Kastamonu civarına gideceğim. Adapazarı'nın ıslama köftesi, Karadeniz Ereğlisi'nin pidesi, Kastamonu'nun simit kebabı, Safranbolu'nun lokumu ve baklavası, Bolu'nun keşli cevizli makarnasını düşündükçe ağzımın suyu akıyor. Programın çekimlerine başladığınızdan beri kilo aldınız mı? Biraz doğru, biraz yanlış. Kamyoncular benim yol dostlarımdır; çok kötü şartlar altında yolculuk yapıp çok az para alırlar. Onların gittiği yerler ucuz olmak durumunda. Bu yemekleri yapan restoranlar haklı olarak ucuz malzeme kullanır. Malzemeyi ne kadar ucuzlatırsanız lezzet kötüleşiyor. Lezzetlilerine de rastlamadım değil ama yediğim zaman kötü yağ yüzünden mide ekşimesini hep çekmişimdir. Kamyoncuların durduğu yerde yemeklerin iyi olduğu söylenir. Doğru mu? Mantar şöleni Türkiye'nin, belki de dünyanın en müthiş kahvaltısı Van'da yapılır ama Van'ın diğer yemekleri de çok güzel. Bir peynirciler çarşısı var, o yörenin yüzlerce lezzetini bulabilirsiniz. Şimdi Kastamonu'nun köy ve kasabalarında mantar şöleni başlamıştır. Onların mantarları meşhurdur ve oranın yerlisi zararsız mantarı çok iyi bilir, mantar yemekleri de müthiştir. Kastamonu'da simit tiridi denen çok leziz bir yemek vardır, kimse bilmez. Ben allandıra pullandıra anlatacağım, Kastamonu'dan geçenler onu yiyecekler. "Van'ın kahvaltısı, Şanlıurfa'nın şıllık tatlısı ünlü" gibi herkesin bildiği şeyler var. Ama bu bilinen tatlar dışında şehirler başka ne gibi yemekleriyle ünlü? "En güzel yemekleri büyük kentlerde yersiniz" Birçoğunda jüri üyeliği yaptım. Bunun nedeni buraların yaptıkları yemeğin gerçekten lezzetli olması. İstanbul'daki kebapçılardan bazıları kebabı Adana'daki orijinal kebapçıdan daha iyi yapıyor. Bazı gazetelerde kendi alanında en iyi restoranlar seçiliyor. Buralarda hep halkın yemek yediği yerler değil de turistik yerler ön plana çıkıyor. Restorancılar çok büyük paralar yatırıyor. Adana'ya gidiyor, en iyi ustayı buraya getiriyor. En iyi eti, malzemeyi satın alıyor. En iyi ustaya ürettiriyor çünkü amansız bir mücadele var. En iyisini yapmazsanız müşteri komşuya gidecek; binlerce dolarla ifade edilen kirayı ödeyemeyeceksiniz. Onun için ülkelerin en güzel yemeklerini büyük kentlerde yersiniz.Bir de taşrada o yerel yemekler restoranlarda pek yer almaz. İnsanlar o yerel yemekleri evlerinde yedikleri için gittikleri lokantalarda onları talep etmezler. Ben en büyük hayal kırıklığımı Mengen'de yaşamıştım. Türkiye'nin en büyük aşçıları Mengen'den çıkıyor. Gittim, bir lokanta bulabildim, orada da İzmir köftesi yedim. Bunun nedeni ne? İstanbul'da illa ki sabah kahvaltısı için bir yere gitmeye gerek yok. Kireçburnu Fırını'ndan alacağınız üç-dört poğaçayı kıyıda bir banka oturup Boğaz'ı seyrederek yiyebilirsiniz. Çaycılar da geliyor hemen. Öğle yemeğinizi Üsküdar'daki Kanaat Lokantası'nda yemenizi öneririm. Kanaat, Türkiye'nin en eski esnaf lokantalarından biri. Akşam hem lezzetli hem manzaralı bir yemek yemeyi istiyorsanız Ortaköy'de Feriye'ye; yine iyi bir Türk yemeği yemek isterseniz ya Fatih ya da Nişantaşı'ndaki Hünkar'a gidebilirsiniz. Boğaz'da güzel bir yemek peşindeyseniz Ortaköy'deki Erguvan'ı öneririm. Balık yemek isterseniz İdealtepe sahilindeki Foça Restaurant, Rumeli Hisarı'ndaki İskele Restaurant ya da Bebek'teki Bebek Balıkçı iyidir. Öğlen balık yemek istiyorsanız, Karaköy'de Perşembe Pazarı'nın içindeki Tarihi Karaköy Balıkçısı'nı öneriyorum. İstanbul'da nerede üç öğün yemeli? Tire Kaplan köyü-Kaplan Restoran ve Tire Köftecisi Kadir Usta Ödemiş-Hurşit Manisa-Gülcemal Kebap Akhisar-Köfteci Ramiz Adapazarı-Köfteci Mustafa Eskişehir-Çiğbörek Evi Afyon-İkbal Lokantası, Cumhuriyet Lokantası Çayeli-Fasulyeci Hüsrev Kastamonu-Yılanlı Sokak'ta Simit Tiridi Ereğli-Edremit Caddesi, Meşhur Pideci Bolu-Yurdaer Otel Mutfak Sanat Merkezi 11 lezzet durağı