29.05.2021 - 03:05 | Son Güncellenme:
Seyhan Akıncı
Seyhan Akıncı
Belki De Sadece Yanında Olmam Gerekiyordu
Derem Çıray: “İletişimsizliği kurcalıyor”
Yazan: Derem Çıray Seslendiren: Damla Sönmez “Belki de Sadece Yanında Olmam Gerekiyordu”, bir kadının yaşadığı hayata uyum sağlama çabasını anlatıyor.
Bazen hayatta en yakınlarımızla bile iletişim kuramıyoruz. Sıkışıyoruz, bunalıyoruz, kimseye derdimizi anlatamıyoruz. Böyle durumlarda yazmanın iyileştirici bir etkisi var. Sırtını gerçeğe yaslayan hikayelerin dinleyicide de bir gerçeklik hissi yarattığını düşünüyorum. Metin anne kız ilişkisi üzerinden iletişimsizliği kurcalıyor. Oyunu Damla Sönmez’in sesinden dinlediğimde bunun kişisel bir deneyimden çıkıp dinleyiciyle karşılıklı bir iletişime dönüştüğünü görmek beni çok mutlu etti.
Bâlâ Atabek: “BARM kendi özgürlüğüne sahip çıkan her kadın için”
BARM!
Yazan: Bâlâ Atabek
Seslendirenler: Bâlâ Atabek - Özge Özpirinçci
Gündelik diyalogların, birbirini hiç tanımayan insanların çarpışmalarını heyecan verici bulduğumdan, oyunun karakterine iki yabancı kadının karşılaşmasını oturttum. İki kişi olmak, sadakat, teslimiyet, aynı düşü paylaşmak üzerine iyicil ve oldukça romantik hayaller bunlar. “BARM” da tam olarak bununla alakalı, aşkı ve ayrılığı doğru “kullanabilmek”, kendini keşfetmek adına bir kullanım klavuzu.
Köprüden Önce Son Çıkış
Yazan: Balca Yücesoy
Seslendirenler: Barış Gönenen - Başak Daşman - Selen Öztürk
Oyun birbirinden çok farklı hayatlar yaşamış olan iki kadının öldükten sonraki karşılaşmalarını paylaşıyor. İki farklı çevreden ve öğrenilmişlikten gelen kadınlar öldüklerinde sorgu odasında karşılaşır. Onlara sorguya çalışabilmeleri için bazı kağıtlar verilir. Bu sorulara çalışırken birbirlerine hayatlarını anlatmaya başlarlar.
Pusulasız
Yazan: Özen Yula Seslendirenler: Ahmet Rıfat Şungar - Halil Babür
Oyun yabancısı olduğun bir ülkede, kendi hikâyene dair de bir şeyler bulup bulamayacağını keşfediyor.
Özen Yula: “Ayrı ayrı ama yakın bir deneyim”
Oyunlarımın farklı bir maceraya yelken açması iyi geliyor bana. Farklı mekânlarda ve ortamlarda insanların ayrı ayrı, ama yakın bir deneyimi yaşaması açısından ilginç bir yapı Kulak Tiyatrosu. “Pusulasız” iki ayrı kültürden biri cellat, diğeri kurban iki adamın bir müzede karşılaşmasının öyküsü. Hesaplaşacakları çok durum var.
Çatıdaki Yarasa
Yazan: Vala Thorsdottir
Çeviren: Semih Çelenk
Seslendiren: Ceren Moray
Oyun manik depresyonla yaşayan bir kadının monologlarını kullanarak, ruhsal ve zihinsel sorunlara bir pencere açıyor.
Burası Benim Vitrinim
Balca Yücesoy: “Bir ses olmak hiç bu kadar kıymetli olmamıştı”
Yazan: Balca Yücesoy Seslendirenler: Bedir Bedir - Bora Akkaş - Nilperi Şahinkaya
“Burası Benim Vitrinim” genç bir kadının, geçmişinin hayaletleriyle yüzleşmek için bulduğu gücün hikâyesini anlatıyor.
Her iki oyunum da, seslerini içlerine gömmek zorunda kalmış kadınlara ses olmak için kurgulandı. Onlar susturuluyorsa, biz onların sesi olabiliriz diye düşünerek yola çıktığım işler. Bir ses olmak hiç bu kadar kıymetli olmamıştı çünkü. Sesleri duyulsun diye yazdığım oyunları artık birileri duyuyor.
TRT Dinle’yle her yerde
Köklü TRT arşivinin dinleyicilerle buluştuğu Radyo Tiyatrosu, Zeki Alasya’dan Tuncel Kurtiz’e kadar tiyatromuzun devlerini kulağımıza getiriyor. TRT Dinle uygulamasını indirerek bu zengin içeriğe ulaşmak oldukça kolay.
Kol(l)eksiyoncu
Yazan: Hakan Boyav
Seslendirenler: Selen Öztürk - Hakan Boyav
“Kol(l)eksiyoncu”, ölen bir kişi ve onun mezarını kazan kişinin küçücük bir sohbetini bizlere yansıtıyor.
Hakan Boyav “Dekorsuz da oynanabilir nitelikte”
Koleksiyoncu, Suat Taşer Dramatik Yazarlık Yarışması’nda mansiyon almış bir oyundur. Oyunu ilginç kılan yanlardan biri ise, oyun karakterleri dusextir.. Yani her rolü kadın / erkek fark etmeksizin oynayabilirsiniz... Ayrıca oyun dekorsuz da oynanabilecek niteliktedir... Absürd tiyatro ile varoluşcu tiyatro diyebileceğimiz türde olan ‘Koleksiyoncu’ bugüne dek 4 farklı tiyatro tarafından sahnelenmiştir.
Şehrin sahnesi burada
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin podcast’i İBB Şehir Tiyatroları, pandemi sürecinde uzak kaldığımız sahneleri ve emekçilerini bize yakın kılıyor. Podcast bizi yetişkin ve çocuk oyunları, söyleşiler ve atölyelerle hem evde hem de sanatla kalmaya davet ediyor.