11.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:
Ayşim Özgür
Moda dünyasında son birkaç sezondur öne çıkan kabarık kol formu, Golden Globes ile birlikte kırmızı halıya taşındı ve deyim yerindeyse sınıf atladı
Kimi Disney animasyonlarındaki prenses elbiselerini andırıyor, kimi vücudu bir koza gibi gösteriyor. Bazıları için ‘balon’ bazıları için ‘karpuz’ bazıları içinse düpedüz ‘pofuduk’ denebilir. Taftası, tülü, şifonu, her çeşidi var. Hepsinin ortak özelliğiyse bir detay olmanın çok ötesine geçerek dokunduğu elbiseyi ve elbette o elbiseyi giyen kadını daha çarpıcı hale getiriyor oluşu. Evet, önce yazlık bluz ve elbiselerde gördüğümüz, ardından Balmain, Alexander McQueen, Rodarte ve Alberta Ferretti koleksiyonlarıyla birlikte kış sezonunu da domine eden kollardan bahsediyorum. Yani geçtiğimiz pazar akşamı düzenlenen Altın Küreler ödül töreninde kırmızı halının öne çıkan trendinden…
Her şey I. Elizabeth ile başladı
Kabarık kolların kadın giyimine olan ilk etkileri 16’ncı yüzyılda, Tudor döneminde başlıyor. Tabii o dönemlerde sosyal medya fenomenleri ya da modeller olmadığı için stil ikonu olarak örnek alınabilecek, hayranlık duyulup giyim kuşam eğilimlerine yön verecek tek kesim soylular. Ya da soyluların da soylusu olan kraliçeler diyelim. I. Elizabeth’in resimlerini inceleyin. Hemen hemen hepsinde farklı biçimde kabartılmış kolları göreceksiniz. Sebebi çok basit. Elizabeth, İngiltere’ye “Altın Çağ”ını yaşatan çok güçlü bir hükümdardı ve kıyafetlerinin de bu ihtişamı yansıtması gerekiyordu. Kraliçe’nin hem oturduğu tahtı fiziken doldurması hem de vücudunun üst bölümünün resimlerde heybetli çıkabilmesi için terzileri gösterişli kollardan ve yakalardan yararlandılar. O gün bugündür, silueti daha görkemli gösteren kollar, moda dünyasında güçlü olmakla özdeşleştiriliyor.
Dakota ve Gwyneth sınıfta kaldı
Peki genellikle günlük kıyafetlerde görmeye alıştığımız bu formu kimler Altn Küre ödül töreninde kırmızı halıya başarıyla taşıdı, kimler sınıfta kaldı? Öncelikle, aynı anda hem minik karpuz kol, hem kalp şeklinde dekolte hem de tül ve lilayı buluşturan elbise seçimiyle Dakota Fanning’in sınıfta kaldığını söyleyebiliriz. Zira kendisi törene giyecek bir şey bulamamış da dolaptan Dior mezuniyet elbisesini çıkarmış gibi görünüyor. Gecede başka bir biçimde de olsa tüllerin azizliğine uğrayan bir diğer isim de Gwyneth Paltrow. Paltrow’un, karamel rengi transparan elbisesi öyle karmaşık ki, bakanın dikkatini dağıtarak elbisenin şık yanlarının da fark edilmesini zorlaştırıyor, hatta insanın gözü normal şartlarda hayranlık duyması gereken bu fit vücudu bile görmüyor. Maalesef Fendi elbise, bu yönleriyle omuz ve kollardaki hoş kabarıklığın etkisini de silip süpürmüş.
Kırmızı halıda her zaman iddialı formları seven Cate Blanchett, Mary Katrantzou tasarımı sarı elbisesiyle kusursuz hacim dengesini yakalamayı başardı. Kollardaki kabarık ince pililerle buluşunca ortaya çıkan görüntü zarif kuş kanatlarını andırıyor. Tasarımcı Katrantzou bu elbiseyi tasarlarken Yunan mitolojisindeki Adalet Tanrıçası’ndan ilham aldığını söyüyor.
Kırmızı halıyı pas geçip direkt törene katılan ve Schiaparelli couture elbisesiyle tanrıçaları andıran bir diğer isim de Beyonce. Altın rengi ve siyahın muhteşem uyumunu ortaya koyan ve kol farkıyla gecedeki diğer elbiseleri gölgede bırakan bu elbiseyi Beyonce’den başkası giyse muhtemelen böylesine etkileyici olmazdı. İşte tam da bu noktanın altında başka bir moda mesajı saklanıyor ve Beyonce’nin özgüvenli diva duruşu bize “iddialı bir seçim yapacaksanız onu tavrınızla da destekleyin” diye fısıldıyor.
Ünlülerin kırmızı halı karnesi
Cate Blanchett’ın kuş kanatlarını andıran zarif pilileri göz yormuyor. Dakota Fanning gecede sınıfta kalan isimlerden. Beyonce’nin özgüvenli diva duruşu iddalı seçimini destekliyor.