16.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:
Lale Danışman / lale.danisman@milliyet.com.tr
İlk röportajımı 2004’te “Cennet Mahallesi” dizisi zamanında yaptığım Çağla Şıkel’le bu kez, Kanal D’de bugün yayına girecek “Dostlar Mahallesi” adlı yeni yapım öncesinde buluştuk. Her daim pozitif enerjisi, samimiyeti, keyifli haliyle beğeni toplayan modelle, projeleri ve hayatına dair sohbet ettik.
- “Dostlar Mahallesi” adlı diziyle yeniden ekrana dönmeye hazırlanıyorsunuz. Nasıl karar verdiniz yeni bir yapımda rol almaya?
Aslında, dizi yapmak çok fazla düşündüğüm bir şey değildi ancak Türker İnanoğlu böyle bir teklifle gelince reddemedim. Kendisiyle çalışmak gerçekten çok keyifli. Dizinin, drama dışında eğlenceli olması izleyiciye farklı bir tat sunacak.
- Kadroda yine Alişan’la berabersiniz. Bunun dışında hangi isimler var?
Hande Katipoğlu, Ersin Korkut, İnan Ulaş Torun’la da keyifli bir set arkadaşlığımız oluştu. Harika bir sinerji yarattık.
- Hayatın stresinden ve ekrandaki dramatik programlardan sonra bu dizi ilaç gibi gelecek diyebilir miyiz?
Kesinlikle. Şu sıralar gündüz kuşağında, eğlenceli programlar yok denecek derecede az. Akşam da keza öyle. Günümüz kötüye gittikçe televizyon da sanki topluma ayna tutuyor.
- Nasıl bir roldesiniz?
Sürekli çevresiyle didişen, yaşadığı koşullardan mutsuz Seher rolündeyim. Türker abi, en başta bana, “Elinden terlik düşmeyecek hazırlan” demişti. Gerçekten de sahnelerimin hepsinde kavga eder şekildeydim. Bunun dışında Seher’in dominant ve herkese kol kanat geren bir yönü de var tabii.
- Günlük temponuzun yanına birçok iş eklediğinizi, ısrarla da pes etmediğinizi görmek bazen beni şaşırtıyor. Bu nasıl bir ruh hali?
Durmayı seven bir kadın değilim. O durum, beni hasta eder. Bir şekilde yapabileceğim her şeyi yapmak istiyorum. Bunun parasal karşılığı olması gerekmiyor. Vücut, o enerjiyi hissettiğinde de farklı kapılar açılıyor. Burada bale geçmişimden gelen bir titizlik ve disiplin de var kesinlikle.
“Kuzey de Uzay da sınırlarını çok iyi bilir”
- Disiplin demişken, iki erkek çocuğunuzla ilişkinizde nasıl gün yüzüne çıkıyor?
İnanılmaz bir disiplin hem de. Evimizde 21.00 oldu mu ışıklar kapanır. Bunu ikisi de çok iyi bilir. Evet, çok gülüp eğleniyoruz ama Uzay da Kuzey de sınırlarının farkında. Erken dönemde bu sistemi oturttuk.
- Anaç ruhunuz fazla baskın sanırım…
Aynen öyle. Çocuklarımla baş başa vakit geçirmek çok önemli. Okul çıkışında mutlaka beraber oluruz. Yaşadığımız anlar geri gelmeyecek. Enerjimi onlardan alıyorum. Çocuklarıma zaman ayıramadıysam gece rahat uyuyamıyorum.
“Ruhum hep enerjik ve huzurlu”
- Sizde eskiye nazaran farklı bir enerji seziyorum. Yaz tatilinde aldığınız nefes eğitiminin bir etkisi olabilir mi bu?
Mutlaka. Yaz mevsiminde, biraz kendime ve geçmişime dönmek istedim. Hayatım, babamın vefatı dışında sakin geçti ama yine de bir merak oldu. Nevşah Karamehmet bize, bedenimizle ruhumuzu ayırmayı öğretti. Hayata şu an bambaşka pencereden bakıyorum. Farkındalık konusunda çok daha ileri boyuta geçtiğimi hissediyorum. Bedenim çevresel sıkıntılar yaşasa da, ruhum hep huzurlu, mutlu ve enerjik devam ediyor. Örneğin, önümde bir kaza oldu evet, o an etkileniyorum ama 10 saniye sonra toparlanabiliyorum. Burada farkındalık devreye giriyor. Duyarsızlık olmuyor tabii ama artık hayatımı etkilemiyor. Eskiden bu tarz yaşanmışlıklarda hastalanırdım üzüntüden, fakat hissiyatım değişti.
- Özel hayatınıızla ilgili sorulara sıcak bakmadığınızı biliyorum ama sormak adetten… Emre Altuğ’la olan ilişkinizde bugüne kadar hep örnek oldunuz sonuçta…
Sıcak bakmıyor değilim ama ardı ardına aynı sorular geliyor. İkimizin röportajlarında adımız geçiyor. Bu camiada, bu kadar göz önünde yer alıp anlaşıyor olmamız enteresan geliyor belki ancak olması gereken bu. Biz, anne baba olarak hayatımızı sürdürüyoruz.
“YouTube kanalımı güzelliğimi ispatlamak için açmadım”
- YouTube kanalınıza gelmek istiyorum. Çıkış hikayeniz nerede başladı?
Feride Edige’ye fikir danışmak üzere geldiğimde, proje çok hızlı ilerledi. Yedi ayda, 23 video trend olurken, yaklaşık 500 bin aboneye ulaştık. Çekimlerde çoğu kez tekrar yapmıyorum. Bu kanalı güzelliğimi ispatlamak için açmadım.
- Meslekte de 20 yıllık deneyiminiz var ve insanlar sizinle ilgili her şeyi merak ediyor tabii…
Evet, ben de bu platformda hatalarımı, tecrübelerimi, tüyolarımı paylaşmak için varım. Ünlü isimlere robot muamelesi yapılıyordu, ben biraz onu kırdım galiba. İnsanlar, hayatımızı mikrofon uzattıkları üç beş kelimeden ibaret sanıyordu ama öyle olmadığı artık açıkça ortada.
- Yaşınızın ilerlemesine rağmen hâlâ en beğenilen ve adından söz ettiren modellerdensiniz. Yaşlanma korkunuz var mı?
Modelliğe başladığımda 17 yaşındaydım. Şimdi 38 yaşındayım ve hâlâ podyumdayım. Ne yaşlanma, ne de ölüm korkum var. Hayatı o kadar sindirerek, başarıyla ve yükselişte yaşadım ki bu tarz kaygılar taşımıyorum. İşimi, aşk ve tutkuyla yapıyorum. Bence yaşlanmak benden korkuyor!