Cumartesi“Benzinliktede kuafördeki televizyonda da olmak istedim”

“Benzinliktede kuafördeki televizyonda da olmak istedim”

13.02.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Geçtiğimiz yıl “Sadece müzik düşünmek istiyorum” diyordu. Öyle de oldu... Bir senede ilk albümünü yayınladı Kalben. Şimdi de “Büyük kalabalıklarla şarkı söylemek için bu yola çıktık. Benzinlikte de kuafördeki televizyonda da olmak istedim” diyor

“Benzinliktede kuafördeki televizyonda da olmak istedim”

İlk önce internette duyduk sesini. Müziğini, şarkı sözlerini, sesini çok sevdik; kotunu kazağını da... Yaklaşık bir yıl önce röportaj yaptığımızda müziğin nasıl hayatına girdiğini, müzikten önce neler yaptığını anlatmış, artık yolunun müzikten geçeceğini söylemişti. Bu bir yılda kendi adını taşıyan ilk albümünü hazırladı Kalben. 16 Şubat’ta Salon İKSV’de vereceği albüm lansman konserine hazırlanırken yeniden buluştuk ve bu kez albümünü konuştuk. Tabii ki hayranlarından gelen tepkileri, sevgilisini, sevginin ve özlemin yazdırdığı şarkıları da...

Haberin Devamı

“Benzinliktede kuafördeki televizyonda da olmak istedim”
- Yaklaşık bir sene önce konuşmuştuk. Öğrendim ki o senin ilk basılı röportajınmış. O röportajda “Sadece müzik düşünmek istiyorum” demiştin. Bunu başardın sanırım...

Gerçekten öyle geçti. İlk önce Berkant (Ali İncesaraç) geldi. Şarkıları bas ve gitarla çalmaya başladık. Daha sonra Eray Demirsoy davulcu olarak gruba dahil oldu. Çok büyük sahnelere çıktık; çok keyifliydi. Daha sonra bir davulcu değişikliğine uğradık ama sağolsun Eray da albüm için çaldı. Yani sana söylediğim gibi hep müzik düşünmüş oldum bu sürede. Bir çocuk kitabı daha geldi bu arada bir de...

- Bu bir senedeki hissiyatın nasıldı?

Aslında hâlâ bilmiyorum ne yaptığımızı. Sanırım bu hep böyle olacak; “Şöyle bir şey yaptık, böyle bir ürün çıkardık ortaya” diyemiyorum maalesef.

Haberin Devamı

- “Kervan yolda düzülür” diye bir laf var zaten...

Evet. Yaşadıkça görüyoruz. Albümü de yaparken öğrendik. Daha önce hiç albüm yapmamıştık. Berkant ile birlikte yaptık. Bütün düzenlemeler ona ait. Benim de fikirlerim var tabii. Sağolsun benim de adımı yazdılar düzenleyen diye. Ben müzikle dinleyici olarak kurduğum ilişkiyi müzik icra eden biri olarak da sürdürmek istiyorum. İçimden nasıl gelirse, o an nasıl hissedersem... Şarkıların ham ve doğal hallerini hiç bozmak istemedik. Bu albüm otobiyografik zaten. Herkesin ilk albümü biraz öyledir...

“İstediğim zaman kazak, istediğimde elbise giyerim”

- Zor muymuş peki albüm yapmak?

Hiç öyle bir şımarıklığa girmeyeceğim çünkü büyük bir keyifle yaptık. Bir kere bile kavga etmedik üstelik; gerilim de olmadı. Ben zordu diyemem. Çünkü çok güzeldi. İçine girdiğim zaman kendimi ait hissettiğim ilk iş oldu. Ben beni herkes dinlesin istiyorum. Çünkü bir albüm yaptığınız zaman amacınız tüm dünyaya hitap etmek oluyor; sadece X kadar insana hitap etmek değil. Riff Cohen gelip Türkiye’de konser veriyorsa ben de gidip Fransa’da konser verebilirim.

- Sen “Beni herkes dinlesin” istiyorsun ama bir de “sadece bana kalsın”cılar var. Albüm yapmana bozulmuşlar hatta... Paylaşmak istemiyorlar seni.

Ben bir dinleyici olarak sevdiğim müziği paylaşmaya 27-28 yaşında başladım. Yıllarca dinlediklerimi sadece en yakın dostlarıma söyledim. Onlar kendi dostlarına söylediklerinde ise kızdım. Ben de öyle bir dinleyiciydim. Benim için aynı şeyleri hissedenleri anlayabiliyorum; “Bozuluyor mu, müziğinden taviz mi verecek? Artık kazak, kot giymeyecek mi?” endişeleri yaratıyor. Ben 30 yaşındayım; istediğim zaman kazak giyerim, istediğim zaman elbise giyerim. Bu benim dinleyicimle olan iletişimimi etkilememeli. Sadelik ve doğallık zaten ben istemesem de içimde olan bir şey.

Haberin Devamı

- Peki bu dinleyicilerin “Müziğinden taviz verecek” endişeleri gerçekçi mi?

Hayır. Biz albümü canlı kaydettik zaten. Bu nedenle bir doğalık kaybı yok. Dinleyicilerin neler düşünebileceğini biliyorum. Çok da saygı duyuyorum. Umarım darılmazlar. Darılanları da öpüyorum. Ben bir şeyleri kaybettiğimize inanmıyorum.
Daha büyük kalabalıklarla şarkı söylemek istediğim için bu yola çıktık. Sadece internette değil, benzinlikteki albümlerin arasında da kuafördeki televizyonda da olmak istedim. Bunu gerçekten istedim. Bundan utanmıyorum. Müziğimi insanlarla paylaşmak istemeseydim samimi olmazdı.

Haberin Devamı

“Aşkı somutluğuyla yaşamak çok keyifli”

- Aşk ne kadar etkiliyor yazdıklarını?

Beni “oh demek” gibi etkiledi. Ben aslında biraz kolpalıyormuşum. Aşk yaşamak çok gerçek bir şey. Birlikte bir şeyler üretmek, birlikte fatura ödemek, birlikte market alışverişine çıkmak... Bir şeyler paylaşmak aşk... Laylaylom değil. Aşkı bütün somutluğuyla yaşamak çok keyifli. Aşk hayatı nasıl algılamak istediğimizle de alakalı. Bunları yaşla anladım.

- Özlem şarkı yazdırıyor mu?

Yazdırıyor. “Şu an ikinci albüm geliyor.” Bunu yazanlar da olmuş: “Kalben’in sevgilisi askerde. İkinci albüm gelir yakında” diye... Acımasızca bir yorum ama... Özlemek çok keyifli...

- Nasıl keyifli olabilir?

Öyle ama... Kıymetini bilsinler. Sevdiğin bir yere gitmiş ve sen onu özlemiyorsun... Haydi bakalım...

“Hayatıma biri girdi, şarkılarımın bir öznesi oldu”

- Hayatın nasıl gidiyor?

Beni olduğum gibi kabul eden insanlarlayım. Sevgilim ve arkadaşlarımla müzik yapıyorum. Beni zorlayan şeyleri görmezden gelmeyi öğrendim. Sırça bir fanusta yaşamamak için sokaklardan yükselen sesleri dinliyorum.

Haberin Devamı

- Bir röportajında “Dev aşklar yaşamadığım için var o sahipsiz, içli şarkılar” demişsin. Fakat sevgilin askere giderken paylaştığın fotoğrafın altına da “Sana âşık olduğumdan beri, şarkılar akıyor nehirlerimde” yazmıştın...

“Sadece”yi dokuz yıl önce yaptım. “Saçlar” 5 yaşında... Berkant’la birlikte olmaya başladıktan sonra “Fırtınalar”, “Taşikardi”, “Ömür Geçmez” geldi. Bu albüm o kadar otobiyografik ki... Ergenliğimden başlıyor... Sonra bir yer geliyor ve hayatıma biri giriyor. Şarkılarımın bir öznesi oluyor.