02.12.2017 - 01:30 | Son Güncellenme:
GÖKHAN KARAKAŞ - gokhan.karakas@milliyet.com.tr
Yeşilçam’da unutulmaz filmlere imza atan Göksel Arsoy hayatını anlatan bir kitap yazdı. Zirvede kaldığı 1960-1980 yıllarında çevirdiği filmlerle toplumda “Aşkı öğreten adam” olarak tanınan Arsoy; “Yayla Kızı Yıldız”, “Ortaşark Yanıyor”, “Altın Çocuk-James Bond”, “Makber”, “Şafak Bekçileri”, “Ne Şeker Şey”, “Bulunmaz Uşak”, “Taş Bebek”, “Bir Bahar Akşamı”, “Melekler Şahidimdir”, “Samanyolu” ve “Yaprak Dökümü” gibi Türk sinemasının önemli filmlerine imza atmıştı. Yönetmen Halit Refiğ’in kendisine taktığı “Altın Çocuk” ismiyle anılmaktan mutluluk duyan Arsoy, “James Bond”un uyarlamalarında da bu ismi kullandı. 82 yaşındaki yıldız; savaş uçağı pilotu olmak isterken Yeşilçam’la kesişen yolunu, 15 aşk filmi çevirdiği Belgin Doruk’u, Hollywood’dan önce çektiği askeri havacılık filmini, Ayhan Işık ile bir küs bir barışık ama eşsiz arkadaşlığını, Muhammed Ali’nin özel davetlisi olarak izlediği unvan maçını, şimdilerde çok bulunmayan karakter artistliğini ve aşk romanlarının Türk sinema kültürüne neler kattığını Remzi Kitabevi’nden çıkan “Altın Çocuk” adlı kitabında anlattı. Arsoy ile kitabını ve o yılları konuştuk...
“Telaşlı yolcuya yardım edip sinemaya adım attım”
“Hava Kuvvetleri’ne girmek istiyordum ama babam Remzi Aksoy üniversite okumamı isteyince İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne girdim. Tahsilimin ardından bir İngiliz uçak şirketinde işe başladım. 1958 yılında Yeşilköy Havalimanı’nda çalışırken bir yolcunun telaşla koşturduğunu gördüm. Yardım ettim ve son anda İtalya uçağına yetiştirdim. Birkaç gün sonra bir hostes hanım ile yanıma gelerek teşekkür etti. Hayatım o anda değişti. Telaş içindeki yolcu Halk Film Stüdyosu’nun sahibi ünlü sinema yapımcısı Fuat Rutkay’dı. 17 sinema salonunun sahibi Fuat Rutkay (Rutkay Aziz’in amcası) ve ünlü yönetmen Sırrı Gültekin benim kaderimi değiştiren isimler oldu. Her ikisi de birbirinden habersiz benimle film yapmak isteyince çok heyecanlandım.”
Ajan film serisi: Altın Çocuk
“Aşk filmlerinde romantik yakışıklı âşık rolleri üzerime yapışmıştı. İskoç aktör Sean Connery’nin “James Bond” serisinde artık rol almayacağını söylemesi üzerine bir fırsat yakaladım. Bu filmleri Türk sinemasına uyarlama kararı aldım. İlk filmimi Londra’da “Altın Çocuk” ismiyle yaptım. 4 tane ajan filmi çektim. “Altın Çocuk Beyrut”ta filmi için adımın başına Muhammed’i eklediler. Mısırlı Ferit El Şevki rol icabı bana yumruk atmak isteyince ben de zekice bir karşılık verince rol icabı onu öldürdüm. Tüm seri çok tutuldu. Sinemaseverler Türk ajanı çok sevdi.”
“Top Gun’dan 23 yıl önce savaş uçağıyla aşk filmi çektim”
“Hava Harp Okulu için hazırlandım ama ailem izin vermedi. İdealim olan savaş uçağı pilotluğunu en azından bir filmle yaşamak istedim. 1963 yılında ani bir kararla Ankara’daki Hava Kuvvetleri’ne gittim. Beni Orgeneral İrfan Tansel karşıladı ve gereken yardımı yapacağını söyledi. Tüm yüksek rütbeli subaylara talimat vererek “Bu çocuk bu filmi yapacak ve havacığı anlatacak” dedi. Orgeneral Muhsin Batur’un da yardımıyla “Şafak Bekçileri”ni çektim. 3 yıl gişe hasılatına hiçbir film yaklaşamadı. Hollywood 1986’da F-16 savaş uçaklarıyla aşk filmi yapılacağını anlayarak “Top Gun”ı çekti. Türk sineması F-86 ile 23 yıl önce bunu başarmıştı.”
Hayatımı değiştiren aktris: Belgin Doruk