01.05.2021 - 03:10 | Son Güncellenme:
ÖZLEM ÜLKÜ
ÖZLEM ÜLKÜ - Salgının tüm hızıyla sürdüğü şu günler, müziğe belki de en çok sığındığımız zamanlar. Konserlere gidemiyor, canlı müzik dinleyemiyoruz ama bu süreci bereketli bir hale dönüştürmeyi başaran sanatçılar da var. Melike Şahin, bunlardan biri. Daha önce Baba Zula sahnelerinde ‘Melik Şah’ ismiyle gördüğümüz Şahin’in solo kariyerindeki ilk albümü “Merhem”. Albümün habercisi “Uykumun Boynunu Bükme” şarkısı son dönemde kulağımıza küpe olan sanatçı, “Ben sadece merhemin elimizde duruyor olabileceğini hatırlatmak istedim” dediği albümüyle içimize renk katıyor.
- İlk albümünüz, “Merhem” pandemi koşullarında çıktı. Bu zorlu dönemde merhem olsun diye mi bu adı koydunuz?
Albümümün ismini yıllar önce koymuştum. 2020 ve pandemi deneyimi hepimiz için yepyeni bilinmeyenler açtı, ama yaşamanın yükü bazen ağır bazen hafif duruyor omuzlarda. Yazmak benim omuzlarımdaki yükü hafifletmeme çok yardımcı oldu. Dinleyicilerime de bu albümle bir davet açıyorum sanki. Beraber bir iyileşme ihtimalini araştıralım istiyorum. Geçer mi geçmez mi o artık herkesin kendi hikayesi, ben sadece merhemin elimizde duruyor olabileceğini hatırlatmak istedim.
- 10 şarkı var ve bütün sözler de size ait. Artık tekli çalışmaları sıklıkla gördüğümüz bir dönemde sizi albüme iten ne oldu?
Uzun bir hikâye anlatmak nasıl bir şeymiş görmek istedim. Bir de tabii yılların hayaliydi kendi şarkılarımı söylediğim bir albüm yapmak. Evet günümüz müzik sektörü kısa aralıklarla paylaşılan tekliler üzerinden ilerliyor. Bu çark pek umrumda olmadı açıkçası, bir ateş çaktı mı içinizde bam güm girişiyorsunuz. Kendime ve dinleyicime güvendim, pek endişelenmedim. Zaten onlar sayesinde henüz bir albümüm yokken dahi Türkiye’de konser yapmadığım şehir kalmadı neredeyse. Daha sıkı bir kucaklaşmayı hakediyorduk, “Merhem” imdadımıza yetişti. İçindeki şarkılar çeşit çeşit dönemden. Ancak hepsinin sözlerini kayıtlardan önce güncelledim, değiştirdim. O yüzden şarkıların tamamı bugünüme ait oldu.
- Albümde büyük kalp kırıklıklarının üzerinde cesurca duran, umudunu yitirmeyen bir kadın var. Gerçekten de öyle mi?
Benim ne çektiğimin neler yaşadığımın hiçbir önemi yok. Burada size “şu şu oldu” diye yaramı açarsam, sanki ben çok uzaklarda çeşitli çileler çekmişim de bitmiş gibi olur, “Helal olsun” der otururuz. Bunun kime ne faydası var? Herkesin bir derdi var içinde oturan belki de tepesine çöken bilemiyorum. Ben iyileşmeyi araştıralım istiyorum. Bu albümü bu yüzden yaptım. Ve evet gerçekten de kendimi var etmek için, huzurla yaşamak için çok çaba sarfettim. Bana bakınca gördüğünüz o vakurluk ordan gelir.
- Sesiniz, yüreklerimizdeki melankolinin aynası gibi... Siz, hayat denen bu yolculukta kendinize nasıl bir rol biçiyorsunuz?
Yani bir noktada ölüp gideceğiz, buradaki vakti güzel geçirelim isterim. Samimi olalım yalan dolanla uğraşmayalım. Çiçek açalım, solunca da solalım. Öz sevgi, öz saygı bunlar elimden düşmesin. Elimdeki tüm yaşamı da dostlarıma akıtmak isterim. Bir de şarkılarım aracılığıyla dinleyenlerime.
“Delirmemenin yolunu böyle buldum”
- “Ben yaralarıma şarkı yazıp söyleyerek merhem buldum” demişsiniz. Pandemi nedeniyle hepimiz biraz eksiğiz ama “sahne” bambaşka. Şimdi yaralarınızı nasıl sarıyorsunuz?
Konserler bittiği için albüm yapmaya karar verdim zaten. Delirmemenin bir yolu gibi geldi. Çok yoğundu benim turne programım, o yoğunlukla da albüme çalışılmıyor. Ama artık gelinen noktada ne yalan söyleyeyim, alkışsızlık burama kadar geldi. Son bir gayret içindeyim, sahalara dönmek için sabırsızım ve o dönüşün muhteşem olması için köpekler gibi çalışıyorum.
- Şarkılarınızın büyük bir kitlesi var. Yine de sevenleriniz yeterince tanınmadığınızı, popüler olmadığınızı söylüyor. Sizin, popülerliğe, tanınmaya bakışınız nasıl?
Ben işimi hakkım olan kaliteyle ortaya çıkarmanın derdindeyim. Tanınır bilinir olmakla pek ilgilenmiyorum. İlgilensem çok daha farklı bir Melike görürdünüz zaten ve muhtemelen bu hissettiklerinizi hissedemezdiniz hakkımda. Bahsettiğiniz yorumları ben de görüyorum. Kimileri “Haydi tüm ülke tanısın bu kızı nasıl hâlâ bilmezsiniz?” derdinde, kimileri de “Aman kimse bilmesin”ci. Ben dümdüz yürümeciyim, inandığım şekilde. Gelen gelir, açık davet.