26.06.2014 - 09:48 | Son Güncellenme:
Kardeş kıskançlığı, kendine acıma, üzüntü, küçük düşme korkusu, can sıkıntısı, öfke, nefret ve intikam alma düşüncelerinin yanı sıra sevgi, koruma ve yakınlık hissetme isteği gibi karışık duyguların bileşiminden oluşmaktadır. İkinci kardeşin dünyaya gelmesiyle çocuk, sahip olduğu her şeyi kaybedeceği ve artık sevilmeyeceği hissine kapılabilir.
Kıskançlık Çocuğun Psikolojisini Bozuyor!
Çocuklarda kardeş kıskançlığının, annenin ikinci hamileliğiyle başladığını belirten Dr. Yavuz, bu duygunun 3 ila 8 yaş arasında daha yoğun yaşandığını belirtti. ‘’Bu dönemde çocuklar mantık kavramıyla değil duygu yönlendirmeleriyle yaşamı analiz eder. Ufak bir çocuk için yeni bir kardeş, çocuğun artık anne ve babası tarafından daha az sevileceğine, bütün ilginin yok olacağına, oyuncaklarının bir başkası tarafından alınacağına işarettir. Çocukların kardeş kıskançlığını yoğun şekilde yaşaması davranış bozukluklarına, iştah kaybına ve psikolojik birçok rahatsızlığa yol açabilir’’ diyen Dr. Yavuz, bu durumun zamanla bir psikiyatri yardımı gerektirebildiğinin altını çizdi.
Kardeş Kıskançlığının Belirtileri Nelerdir?
Bazı çocuklar kardeşlerini kıskandığını açıkça belli eder; bebeği sevmediğini, onu istemediğini ve evden gitmesini istediğini söyler. Bazen bebeğe zarar vermeye veya anne bebekle ilgilendiğinde aşırı tepkiler göstererek buna engel olmaya çalışabilir. Bazı çocuklarsa kardeşe aşırı ilgi ve sevgi gösterip anne ve babasının kaybettiği ilgisini geri kazanmaya çalışır. Hatta bebeğin ebeveyni gibi davranarak anne-babayı bebeğe dikkat etmesi konusunda uyarabilir. Kardeşe aşırı ilgi gösteren çocukların yaşadıkları kıskançlığı bastırmaya çalıştığını belirten Dr. Yavuz, bazı çocukların da ebeveynlerinin olumsuz tepkisini çekmekten korktukları için kardeşlerine aşırı ilgili davrandığını sözlerine ekledi.
İlgiyi Üzerine Çekmeye Çalışabilir…
Kardeşini kıskanan çocuklar üzüntü, öfke, intikam alma ile sevgi, koruma duyguları arasında çatışma yaşar. Kardeşini kıskanan çocuğun daha önce kazanılmış davranışlarda gerileme, alt ıslatma, parmak emme gibi bebeksi davranışlarının altında, kaybettiği anne-baba ilgisini rakibinin yöntemiyle geri kazanma çabası yatar. Bu dönemde huzursuz, öfkeli ve saldırgan tavırlar sergileme, evden kaçma, okula karşı isteksizlik gibi problemler sık yaşanabilir. Dr. Yavuz, çocukta stres belirtilerinin arttığını ve bu duyguyu baş ağrısı, mide bulantısı gibi belirtiler aracılığıyla ifade ettiğini, bazı çocuklarınsa bu duyguyu daha yoğun yaşadığı için kardeşine karşı saldırgan davranışlarda bulunabildiğini söyledi.
Kardeş Kıskançlığını Önlemek İçin…
Ebeveynlerin bilmeleri gereken en önemli konu, çocuğu bu duygudan dolayı suçlamak, yargılamak ve cezalandırmanın son derece yanlış olduğudur. ‘’Çocuğun kardeşini, büyük bir mutluluk içinde kabul etmesini beklemek doğru değildir’’ diyen Dr. Yavuz, öncelikle ailenin kardeşi olacağını çocukla paylaşması, yeni aile bireyi için büyük çocuğun düzeninin bozulmaması ve yeni bebek için seçilen isim ve eşyalarda çocuğun fikrinin alınması gerektiğini belirtti.
Anne hamilelik, doğum ve bebeğin bakımıyla meşgul olacağından ailede başka bir kişi, örneğin baba, doğumdan önce çocuğun parka gitme, yemek saati, oyun saati gibi yaşamsal rutinlerini üstlenmelidir. Çocuk bebeğe zarar veriyorsa aşırı tepki göstermeden net ama sert olmayan bir uyarıda bulunulmalıdır. Çocuğa bebeğin daha çok küçük olduğu ve henüz kendi gereksinimlerini karşılayamadığı anlatılmalıdır.
Çocuğa ‘’Artık sen ablasın, abisin” gibi cümleler kurmayıp onun da bir çocuk olduğunu unutmamak gerektiğinin altını çizen Dr. Yavuz, kıskançlık hissedildiğinde çocukları birbirine yakınlaştıracak ortamlar yaratılması gerektiğini belirtti. ‘’Övgü dolu ve ayrımcı cümleler kullanmaması gereken ebeveynlerin en ufak bir hatası, çocuklar arasında hayat boyu kıskançlığa neden olabilir’’ diyen Dr. Yavuz, çocuğun durumunun kötüye gitmesi durumunda mutlaka bir çocuk psikologuna danışılması gerektiğini belirterek sözlerini tamamladı.