25.02.2015 - 10:19 | Son Güncellenme:
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü öğretim üyesi ve Dil ve Konuşma Terapisi Araştırma ve Uygulama Merkezi (ÜSESKOM) Müdürü Prof. Dr. Ahmet Konrot, konuşma yaşının çocuktan çocuğa farklılık gösterebildiğini söyledi.
3 yaşına geldiğinde konuşamıyorsa dikkat!
Konuşma gelişiminin 2,5 yaşında tamamlanmış olması gerektiğini belirten Prof.Dr. Konrot, “Eğer bir çocuk 3 yaşına geldiği halde hala konuşamıyorsa bu durum gecikmiş konuşma olarak adlandırılabilir. Bir çocuk 2 yaşında eğer tek tek sözcük kullanamıyorsa ebeveyn durumdan şüphelenmeli. Bir konuşma gecikmesi söz konusu olabilir.” dedi.
Çocuğunuzla konuşun, kitap okuyun
Çocukların dili ve konuşmayı, çevrelerinde konuşulan dili dinleyerek ve işittiklerini uygulayarak öğrendiklerini belirten Prof. Dr. Konrot, ebeveynlere şu önerilerde bulundu:
“Bu yol, dil kodunun kurallarını edinmelerini sağlar. Dil bir defada öğrenilmez, zaman içinde yerleşir, edinilir. Aileler, çocuklarına konuşmayı öğrenmeleri için nasıl yardım edebilir? Çocukla konuşarak, kitap okuyarak. Çocuktan konuşmasını isteyerek değil, çocuğu konuşmaya teşvik ederek ve konuşmayı eğlence haline getirerek.
Farklı yaşlarda farklı davranışlar beklenir. Örneğin, 1 yaşında çocuk bir-iki kelime kullanmalı, ‘buraya gel’ gibi basit istekleri takip edebilmeli, ‘ayakkabıların nerede’ gibi basit soruları anlayabilmelidir. 2-3 yaşlarında, iki ya da üç kelimelik cümleleri konuşurken veya bir şeyler sorarken dilini kullanmalı ve ’topunu getir ve masanın üstüne koy’ gibi iki isteği aynı anda yerine getirebilmelidir. Ayrıca çocuğun konuşması hem aileye hem de onu tanımayanlara anlaşılır olmalıdır. Her çocuğun kendine özgü gelişimi vardır.”
Çocuğun konuşma sorunu hakkında anne babaların yardım alma konusunda zaman zaman kararsızlık yaşadığını da belirten Prof. Dr. Konrot, “Anne babalar çocuklarının konuşmasıyla ilgili kaygı duymaya başladıkları zaman profesyonel bir yardım almalı ve gecikmemelidir. Hiçbir çocuk yardım almak için küçük değildir. Eğer bir sorun varsa, erken müdahale önemlidir.” dedi.
İşitme muayenesi mutlaka yaptırılmalı
İşitme sorunlarının da dil ve konuşmayı etkilediğini belirten Prof. Dr. Ahmet Konrot, “Özellikle yaşamın ilk yılı, dil ve konuşma öğrenilmesi için önemlidir. Hafif işitme kayıpları bile çevrelerindeki dil ve konuşma girdilerini kaçırmalarına sebep olabilir ve önemli gelişimsel gecikmelerle sonuçlanabilir. Bilhassa kulak enfeksiyonu, sık üşütme ve diğer üst solunum yolu enfeksiyonu ya da alerji durumları sık tekrarlanıyorsa, aileler, çocuklarını düzenli olarak odyoloğa götürerek işitme muayenesi yaptırmalıdır.” diye konuştu.
Dil ve konuşma terapisti çocuğun dil gelişimni değerlendirebilir
Dil özrüne sebep olan fiziksel nedenler olduğunu belirten Prof. Dr. Konrot, ancak dil özrünün herhangi bilinen bir fiziksel neden olmaksızın da gözlenebildiğini söyledi. Prof. Dr. Konrot, “Bazen çocuklar dilin kurallarını öğrenebilmek için yeterli dil girdisine maruz kalmayabilirler. Çocuk konuşmaya ihtiyaç duymayabilir çünkü aileler konuşmadan ziyade, çocuğun işaretlerine ve jestlerine hemen karşılık verirler. Ayrıca birçok dil özrünün tanımlanabilen bir nedeni yoktur. Çocuk gelişiminde deneyimli bir dil ve konuşma terapisti çocuğun dil gelişimini değerlendirebilir, bireysel veya grup terapi planı yapabilir.” diye konuştu.