Filiz Aygündüz

Filiz Aygündüz

filiz.aygunduz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yıl 1951. Kıbrıslı bir ailenin babası, eşine ve çocuklarına rahat bir hayat yaşatabilmek için Londra’ya çalışmaya gider. İki yıl sonra eşi, üç çocuğunu da yanına alıp yola çıkar. En küçük çocuğu Erbil Arkın henüz üç yaşında bile değildir. Okul vakti geldiğinde eğitimine burslu olarak devam eder. Daha 1. sınıftayken öğretmenleri resime ve çizime ilgisini fark ederler. Aile ile iş birliği yapıp ona özel resim dersi aldırırlar. 

Erbil Arkın, 16 yaşına geldiğinde Londra’daki Tate Galeri’de Rodin’in anıtsal boyuttaki “The Kiss” heykeliyle karşılaşır. Heykelin görkemi, sanatçının ustalığı karşısında büyülenir âdeta. Tate’ten çıkar çıkmaz soluğu kütüphanede alır. Rodin ile ilgili ne bulduysa okur, günlerce, haftalarca… Büyük bir tutkunun ilk kıvılcımı düşmüştür kalbine. Bir gün bir Rodin heykeli alabileceği geçmez aklından. Ama hayalini kurar mı? Kurar. 

Haberin Devamı

Rodin’in ruhu Girne’de

Rodin’in etkisi, kendi sanatsal yetenekleriyle birleşince De Montfort Ünivesitesi’nde heykel eğitimi alır, sonrasında endüstriyel tasarıma geçer. Daha sonra Kıbrıs’a dönüp iş hayatına atılır. Turizm sektöründe çalışmaya başlar. 

Gel zaman git zaman çocuk denecek yaşta hayalini kurduğu ilk Rodin heykelini alır. Ona yıllar içinde yenileri eklenir. Ve Erbil Arkın, Ortadoğu’nun en bilinen Rodin koleksiyoneri olur. İki ay önce Girne’de 29 heykelin sergilendiği The Arkın Rodin Collection Gallery’yi gezdim. Hayatımın en heyecan verici deneyimlerinden biriydi. Geçen hafta bu kez Erbil Arkın’ın rehberliğinde eserleri yeniden görme, inceleme şansım oldu. Aynı heyecanı yeniden yaşadım. 

Tutkulu aşk 

Galeriden içeri girdiğiniz anda karşınıza “Age of Bronze” çıkıyor. Ilk kez 1877’de sergiliyor. O kadar mükemmel bir modelleme ki, Rodin’i yaşayan birisinin vücudunun kalıbını çıkarıp bu kalıba bronz dökmüş olmakla suçluyorlar. Rodin model olarak kullandığı Belçikalı askeri karşılarına çıkarınca gerçek anlaşılıyor. 

Alt kata indiğimizde siyah ve beyazın asil tonlarıyla tasarlanmış galeride ilk olarak “Kiss” ile karşılaşıyoruz. Rodin’in bugün orijinal alçı modeli Paris’teki Musee D’orsay’da bulunan, Dante’nin “İlahi Komedyası”nın ilk bölümü Cehennem’den bir sahneyi tasvir ettiği 180 figür içeren anıtsal bronz heykel grubu “The Gates of Hell”den bir heykel “Kiss”. Yaşadıkları yasak aşk nedeniyle cehenneme gönderilen Francesca ve Paolo’nun tutkulu aşkını anlatıyor. Erbil Bey, “The Gates of Hell”den bağımsız olarak da kalıba dökülen bu heykelin genel ahlaka aykırı bulunduğu için yıllarca kapalı odalarda tutulup özel izinle görüldüğüne dikkat çekiyor. 

Haberin Devamı

Hayranlığın ve şefkatin tasviri olarak görülen “Eternal Idol”da erkek ellerini arkasında birleştirmiş, diz çöker hâlde kadının bedenine saygıyla ve tutkuyla başını dayamış. Tek vücut gibi görünüyorlar ama öyle değil. Bir dosya kâğıdı alıyor Erbil Bey, kadınla erkeğin arasından geçiriyor. Gözün göremeyeceği kadar bu ince boşluğun hiçbir zaman birbirlerine kavuşamayacaklarını ifade ettiğini söylüyor. 

Ve Erbil Arkın’ın ‘favori heykelim’ dediği “Meditation”nın önündeyiz şimdi de. Kapalı gözlerle tasvir edilmiş bir kadın. Arkın’ın, New York’tan aldığı bu heykelin etrafında dört dönüyoruz. Hangi açıdan bakarsak bakalım mükkemmel bir figür olduğunu söylüyor. Sahiden de baktığınız yöne göre değişen farklı heykellerden oluşan tek bir eser gibi. “Rodin’in zirvesidir” diyor Arkın. 

Haberin Devamı

“Bust of Camille Claudel Wearing a Bonnet”ye yaklaşırken Camille’e çektirdikleri yüzünden affedemediğim Rodin’e olan kırgınlığım depreşiyor yine. Camille ile tanıştıktan iki yıl sonra yapmış bu heykeli. Hayattayken hiç sergilememiş. “Derler ki Camille Claudell, Rodin’den daha iyi bir heykeltıraştır. Katılıyor musunuz buna?” diye soruyorum Erbil Bey’e. Camille’in el ve ayak figürlerinde büyük kabiliyeti olduğunu, Rodin’in bu figürleri eserlerinde kullandığını ama Rodin’den iyi olmadığını söylüyor. Ve ekliyor: “Rodin iyi bir sanatçı kötü bir erkekti”. 

Bütün heykelleri tek tek anlatıyor Erbil Akın. Tarihlerini, tekniklerini. Çok da iyi bir hikâye anlatıcısı aynı zamanda. Anlatısı Rodin’i deneyimleme, yaşama şansı. Onu hissetme fırsatı. Nedenini anlıyorum az sonra. “Ne hissediyorsunuz galeride dolaşırken?” diye soruyorum. “Ölümünün üstünden 100 yıl geçti ama ben ruhunun burada olduğunu ve benimle konuştuğunu düşünüyorum” diyor. 

The Arkın Rodin Collection Gallery, estetik zevkin doruklarına davet eden, içinde Rodin tarafından sanatsal anlamda kutsandığınız bir mabet gibi. Uçakla 1 saat 25 dakika mesafede. Türkiye’nin her yerinden bu galeriye turlar düzenlenmeli. Hiç düşünmeyin kendi turunuzu planlayın. Sanat nasıl iyileştirir, nasıl hayatı anlamlı kılar bir kez daha göreceksiniz. 

İyi ki 16 yaşında Tate’te Rodin’i görmüş Erbil Arkın. İyi ki yanı başımızda içinde paha biçilmez güzellikler barındıran bu mücevher kutusunu inşa edip Rodin’in ruhunu davet etmiş. 

İyi ki…