CaddeSibel Can’dan şok itiraf

Sibel Can’dan şok itiraf

30.06.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Reina’da yaz dolu dizgin

Sibel Can’dan şok itiraf



Efendim, yine ayağımızın tozu ile daldık İstanbul gecelerine. Laila, Reina ve Zihni&Friends, Kuruçeşme’yi fena karıştırmış. Medya dünyası da Laila’cılar, Reina’cılar ve Zihni’ciler diye üçe bölünmüş. Kimi meslektaşım Şefik Öztek (Laila), kimileri Mehmet Koçarslan (Reina) diyor. Ama en şanslısı candostum İzzet Çapa. Çünkü gazetelerin ve haftalık dergilerin sayfaları Zihni&Friends’siz olmuyor. Normal de. Zihni&Friends’de salı geceleri şifreli partiler, perşembeleri Huysuz Virjin, cumaları Yasemin Kozanoğlu coşkusu... Gazi Usta’nın mükemmel yemekleri, sanat, sosyete dünyasının ünlüleri orada. Yazılı ve görsel basına bol malzeme çıkınca haber kıtlığı çeken arkadaşlarımız da İzo’dan gelen haberleri mis gibi değerlendiriyor. Zaten İzzet medya gibi çalışıyor Allah için. Benim tuttuğum tarafa gelince; İzzet Çapa candostum, Şefik Öztek kankam, Mehmet Koçarslan ve Ali Ünal çok sevdiğim isimler. Dolayısıyla ben ortadayım. Aslında ben orada çalışan emekçilerin, aşçının, garsonun, kominin, mübayacının, bu sektöre hizmet veren ulaşımcıların, kasabın, marketin yanındayım desem daha doğru olur. Efendim, Taksim’de çok şık bir iskender kebapçısı açıldı. Şimdi "Kebapçının şıklığı mı olur?" diyeceksiniz. Olur tabii. Köşebaşı, Venge, Yazı en güzel örnekler. Taksim’deki Hacı Bekir İskender, tanınmış bir ismin yeri. Geçtiğimiz yaz Rumelihisarı’nda ‘in’ olan Donjon ve Taksim’deki kışlık Donjon’un eski patronu Erdal Erdinç’e ile Mehmet Güner’e ait. İskender kebap meraklıları Bursa’ya gitmeden de aynı lezzeti burada yakalayabilirler. Özel imalat terayağ ve sosu ile bir değil, birkaç porsiyonu rahatlıkla yersiniz. Sevgili Yayın Yönetmenim Rifat Ababay duymasın, soluğu orada alır. İskenderi çok sever de. Hacı Bekir İskender’in Taksim’deki yerinde otopark sorununuz yok. Perde pilavı, kuzu pirzola, tavuk şiş, özel Hacı Bekir Kebabı, şiş kebap da var mönüde. "Yolunuz düşerse" demeyeceğim, özellikle gidin ve tadına bakın. Koordinatör Tanju Dayday, Müdür Hacı Naki Can, Personel Müdürü Hüseyin Taşkın, mutfak şefleri Bayram Çetinkaya ve İbrahim Atlamaz çok başarılılar. Telefon numarası (0212) 253 36 43. Efendim, yarın gece Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda müthiş bir müzik şöleni var. Avrupa’nın en tanınmış, Yunan asıllı prodüktör ve bestecilerinden Alexandros Karozas ile 14 kişiden oluşan orkestrası, folk, rebetiko müziğinin dünyaca ünlü yorumcularından Babis Tsertos ve Nadya Karajanni’yle birlikte seyirciyle buluşacak. Bu muhteşem gruba Türkiye’nin iki dev ismi; İlhan Şeşen ve Fatih Erkoç da katılıyor. Kısacası Açıkhava’da Türk-Yunan dostluğu bir kez daha müziğin evrensel diliyle pekiştiriliyor. Balık-ekmekten gözlemeye, tatlıdan dondurmaya kadar birbirinden lezzetli yemekleri doyasıya yiyeceğiniz, özel animasyonlarla müzik eşliğinde eğlenebileceğiniz bir gün yaşamak istersiniz sanırım. Otobüsle gidiş-dönüş ve tüm bu güzellikler 7.5 milyon lira. Panayıra giriş ise 4 milyon lira. Yer neresi mi? Sapanca Dedaman Tesisleri. Rezervasyon için telefon numarası (0800) 211 44 44.

Hafta boyunca Reina, Laila, Zihni&Friends arasında dolaşıp durdum. Tabii konuklarımla birlikte. Mesela sevgili hemşerim Volkan Öksüz. Başarılı bir televizyoncu olan Volkan, ANS’den atv’ye geçti ve İç Yapımlar Program Müdürü olarak göreve başladı. Volkan, güzel karısı Nükhet, İzmir’den gelen baldızı İpek ve ben, Reina’nın içindeki Reina Restaurant’ta yemek yedik. Tüm mekanlar tıklım tıklımdı. Reina’nın ortağı ve işletmecisi sevgili Ali Ünal "1000 kişi rezervasyon aldık, 3.000’e yakın da dönen oldu" dedi. Helal olsun. Kapıda Mirror’ın ortağı sevgili Necdet Göral’a rastladım, o da kapılara vuruyor nazara gelmesinler diye. Tepeden orta bara ve diğer mekanlara baktım; Safran Bar, Niş, Starbucks, geçen senenin zirvedeki mekanı Köşebaşı Kebap, Dragon filan iğne atsanız yere düşmeyecek kadar kalabalıktı. Kimler vardı kimler. Arka masamızda sevgili Düriye -Nejat Arseven çifti, İstanbul Cerrahi Hastanesi’nin ortaklarından olan sevgili dostum Şelale Zarakol ve tekstilci eşi Ömer Ağabey, Ankara sosyetesinden Yasemin Üstüngel ve dostları tatlı bir sohbet içindeydiler. Sinan Serter, Can Ulusoy, Emre Kütük, Emir Sarıgül, Baran Süzer, Fazıl Bilgel, Barış Dalan, Murat Aslan, Uğur ve Cemre Ceylan çifti gençler grubunu oluşturuyordu. Sosyetenin güzel kadınlarından Ceyda Şahnavaz, Alp Taşkent, Ufuk Güldemir, Nur Taşkent, Zeynep Özal, İskender Pisak, Mert Talu’yu gördüm. Şarap içildiği için başlangıç olarak ortaya, karışık peynir tabağı geldi. Yine ortaya sezar salatası, parmezan peyniriyle servis yapılan taze biberiyeli ızgara tavuk filetosu, orman mantarlı ahtapot ve yengeç salatası istedik. Ana yemekte ben ricotta peyniri, sebze, istiridye mantarı ile doldurulmuş, yanında patates püresi olan piliç göğüs ızgara aldım. Volkan marsala soslu ıspanaklı linguini ve sebze dilimleri ile sunulan sığır eti bonfileyi seçti. Nükhet sebze küpleri, porçini mantarlı ve parmezan peynirli risotto istedi. İpek ise daha eti bonfile yedi. Tatlı seçimim vanilyalı dondurmalı taze frambuaz oldu. Volkan, karısı ve İpek ise kremalı-vanilyalı dondurma eşliğinde çikolata sufleyi istediler. Güzel bir yaz akşamıydı. Masaya yakışıklı şef Erkan Ünal ile garson Kemal baktı. Kusursuzdular. Reina’nın müziğini yapan, Türkiye’nin en iyi DJ’lerinden Suat Ateşdağlı yanımıza geldi, sohbet ettik. Ortağı Salih Saka Ulus 29’da çalıyormuş, o da bu yıl Reina’ya ağırlık vermiş. Suat müthiş. O kadar hoş çalıyor ki müzik sizi hiç rahatsız etmiyor. Rahatlıkla yanınızdakilerle sohbet edebiliyorsunuz. Suat bence bu işin zirvedeki ismi. Patron Mehmet Koçarslan çok şıktı. Eşi ve çocukları tatil için Amerika’dan gelmişlerdi, bu nedenle çok ta mutluydu. Benden size bir öneri; Reina’ya rezervasyonsuz, elinizi, kolunuzu sallayarak asla gitmeyin. Telefon numarası (0212) 259 59 19.

Amerika’da yaşayan, Türk Sineması’nın eski gamzeli güzeli Bahar Öztan çok sevdiğim bir arkadaşımdır. İş adamı kocası Yavuz Çolak da öyle. Hele dünya tatlısı oğulları Yiğit! Yeğenim gibidir. Geçenlerde Bahar ve Yiğit, Amerika’dan geldiler. Tatil yapmak için. Bahar, kardeşi Nalan, Yiğit ve ben Salopet’te aldık soluğu. Buranın şef aşçısı Mehmet Zeybek ve şef Barış Demirtaş uzun süredir gitmediğim için kırılmışlardı. O gece Yiğit’e, çocuk ya, doğru dürüst bir şey beğendiremedik. Sonunda sosyete mantısına fit oldu. Ama Nalan, Bahar ve ben keyifli bir yemek yedik. Mehmet Zeybek hünerlerini ortaya koymakta gecikmeyince yoldan çıktık. Neler mi yedik? Çıtır parmak tavuk, sosyete kebabı, Salopet bonfile, tavuk şinitzel, köy usulü tavuk salatası, deniz mahsulleri makarna, kokoreç... Ardından da bir tatlı defilesi sundular bize. O gece sohbet dahil her şey çok güzeldi. Başka bir akşam da yine yurt dışından gelen arkadaşlarımı Zihni&Friends’de ağırladım. Çeşme-İzmir seyahati nedeniyle Zihni&Friends’e de 15 gündür gitmemiştim. Maşallah bıraktığım gibiydi; tıklım tıklım. Kapıdan çevrilenler araya torpil koymaya çalışıyorlardı. Candostum İzzet Çapa, kraliçe Rose Kar ve Dodo (Doğan Çakıt) İtalya’dan yeni gelmişler. İzzet’in kış projeleri için yeni bombaları hazır. O gece, bir ara, candostumun prenslerinden Tolga Sezgin’i gördüm ama çok kalabalık olduğu için sadece selamlaşabildik. İzzet’in sağ kolu Aykut Gündüz’ün keyfi yerindedi. Kız arkadaşı Selen ile Fethiye Hillside’da kısa bir tatil yapmış, moral toplamış. Masaya şef Server Çelik ile garson Hakan Dalman baktılar. Çin yemeği istedim ben; tatlı, ekşili soslu tavuk ve sebzeli noodle. Konuklarım ise tavuklu diyet salatası ve chill soslu tavuk ızgara yediler. Bence dünya çapında bir aşçı olan Gazi Ateş dayanamayıp başka şeyler de gönderdi ama ben masadan kaldırttım. Onları yeseydim, krem brule, panna cotta ve çikolata sufleden meydana gelen tatlı şöleninden mahrum kalacağım aşikardı. O akşam Zihni&Friends’de Ebru Şallı-Harun Tan, Fenerbahçeli Serhat ve manken sevgilisi Esra Eron, Nilgün-Ülkan Delikan, Muzi Karaata, Monik Burla, Gül Ergi, Serdar Ortaç, cuma geceleri burada DJ’lik yapan Yasemin Kozanoğlu, popüler playboylarımızdan Murat Aslan, Bahaettin Demir, Gülay Kamaz ve Gülşen Işık’ı gördüm. Zihni&Friends’in telefon numarası (0212) 258 11 54.

Bence İstanbul gece hayatının vazgeçilmezleri arasında yer alabilecek bir bir mekan Ginger Up. Balmumcu’dan Ortaköy’e inen yokuşta. Eskiden burası sevgili İdris Sözbir ağabeyimize aitti ve Garden 74 olarak hizmet veriyordu. Sahnesinden nice ünlü isimler geçmiştir. Ama sonra sanatçı fiyatları artınca İdris Ağabey burayı meyhane yaptı. Ardından da kiraya verip köşesine çekildi. Ben sevgili Kemal Kurçer zamanında daha sık gidiyordum. Şimdilerde pek fırsatım olmuyor ama buranın medya ilişkilerini yürüten sevgili Feza Fırat’a sözüm var, yemeğe gideceğim. Ama ondan önce 25 yıllık arkadaşım Mehmet Teoman’ı dinleyeceğim. Çünkü Memo, özel yaz repertuvarı ile Ginger Up’taki Coco Gramofon Bar’da saat 23.00’de başlıyor programına, 02.00’ye kadar çalıyor. Ginger Up, kendi restoranın yanısıra kışın Nu Pera’nın içinde yer alan ‘Ziya’nın Yeri’ni de bünyesine katmış. Restoran şefleri Hüseyin Kaya ve Behzat Öztürk. Şef aşçı Cengiz Doğanyıldız’ın dünya mutfağından hazırladığı mönüde et, balık, deniz mahsulleri, ev yapımı makarnalar, ravioli, light salatalar mevcut. Feza’nın önerisi patlıcanlı penne, yengeç salatası, ızgara dana külbastı, tatlı olarak da çikolatalı sufle ve sakızlı muhallebi. Anlamı ‘var olan bir şeye heyecan getirmek’ olan Ginger Up’ın patronları ise sosyetenin yakından tanıdığı isimler; Avi Behar ve Ayşem-Mustafa Van çifti. Ginger Up’tan çıkışta benim sayfamın görsel güzelliğinde önemli rolü olan sevgili Filiz Sunci’nin yeğeni olan, sosyetenin diş doktoru Zerrin Bakkal’a rasladım. Ayaküstü kaynattık. Maşallah işleri iyiymiş. Efendim, Sibel Can yeni albümünün çalışmalarını neredeyse tamamladı. Bu kez çok hırslı. Kanal D’de yayınlanan ve büyük ilgi gören ‘Berivan’ dizisiyle oyunculuğunu kanıtlayan Sibel, albümünün satış rakamının çok yüksek olacağına inanıyor. Sibel, albümün çıkış arifesinde sessizliğini bozdu. Çok sık ortalıkta görünmekten hoşlanmadığını, dünyasının çocukları ve kocası Sulhi Aksüt üzerine kurulu olduğunu söyledi. Ve sanat dünyasını nankörlükle suçladı. Bir çamur deryasına benzettiği sanat dünyasıyla ilgili olarak söyledikleri şunlar; "Tabii ki gerçek sanatçılar ve bazı arkadaşlarım bu çamur deryasının dışındalar. Ama görüyorum ki sanat dünyası dedikleri bu caima, her geçen gün daha kötüye gidiyor. Çirkin dedikodular, menfaat ilişkileri diz boyu. Ben, kendimi ve ailemi bu çirkinliklerden, hesaplaşmalardan uzak tutmaya çalışıyorum". Evet, bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla. En kötü gününüz benimkinden iyi olsun efendim.

Yazara e-mail: sdudek@simge.com.tr



MAGAZİN


Şu anki üretkenliğimi Tuğçe'ye borçluyum
Eğlenceye çileli final
'Yarışmacıyı yanlış yönlendirmedim'
Biz geçerken denizden tekneyle...
Derviş yüz vermedi, programı kısa kesti
Sibel Can’dan şok itiraf