15.09.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
KALP VE DAMAR HASTALIKLARINDAN KORUNMA YOLLARI YAZI DİZİSİ-3 DR. HASAN iNSEL
Kadınlar genel anlamda kendilerini kalp krizinden korunmuş gibi görüyorlar. Bu konuda ne diyorsunuz Vedat Hocam?
Genç yaşlarda tamamda, yaş biraz ilerleyince bu maalesef doğru olmaktan çıkıyor, hatta tersine bile dönüyor zamanla. Aslında doğa enteresan bir şekilde kadınları erkeklerden daha güçlü yaratmış, çünkü gerçekten ailenin belki de esas yükünü üstlenen hep kadınlar olmuş. Doğum yapan, çocuklarını büyüten, ailede en çok emeği veren hep kadın olmuş. Şimdiki tıp anlayışımızda, bilgimizde şunu görüyoruz ki, kadınların doğası gerçekten erkeklerinkinden daha farklı ve özellikle kalp hastalıklarının ve damar sertliğinin seyrinde, kadınların daha farklı bir durum gösterdikleri artık çok açık olarak biliniyor. Kadınlarının vücut yüzeyleri erkeğe göre daha küçük bu nedenle damar çapları erkeklerden biraz daha ince ve damar sertliğine eğilimleri erkeklerden biraz daha fazla. En büyük avantajlarıysa özellikle menopoz dönemine kadar hormonal açıdan korunmuş olmaları, bu da erkeğe göre önemli farklılık yaratıyor.
- İlerleyen yaş tehlike yaratıyor
Kadınlardaki kalp hastalıkları ve damar sertliği, menopoz döneminden sonraya kalıyor ağırlıkla, o zaman erkeklerle eşitleniyorlar. Bu durum, yanıltıcı olarak hep korundukları hissini veriyor. Ama neredeyse şimdiki kardiyoloji bilimi gibi tüm tıp dallarında kadınlara ait hastalıklara özellikle eğilen doktor grupları oluşmaya başladı. Yani kadınlara ait hastalıklar apayrı bir kategoride incelenir oldu ve bu gerçekten ilginç. Biz özellikle kadınlarımızın kalp ve damar hastalıklarına çok dikkat etmeliyiz, çünkü damar sertliğinde Avrupa’da kadınlarımız açısından birinciyiz.
- Kadınlarda kalp-damar hastalıkları ileri yaşlarda oluştuğu için kendilerini korunmuş saydıklarından, erkekler kadar kalp hastalıklarına yönelik check-up ve muayene yaptırmıyorlar. Ama damar hastalıkları bakımından Avrupa birincisi olmamızdan dolayı buna özellikle önem vermemiz gerekiyor tabii.
Bugün 40 yaşını geçen kadınlar da erkekler gibi efor testi ve diğer kardiyolojik muayenelerden muhakkak geçmeliler. Erkeklerimiz de kadınlarımız gibi damar sertliğinde üst sırada yarışıyor maalesef. Bunun gerisine dönüp baktığımız zaman en önemli birinci parametre, kilo fazlalığı ve hareket azlığı. Bu ikisi birbiriyle çok paralel ve bizim toplumda neredeyse kadınların, erkeklerin bundan az kalır yanı yok. Ama yarıdan fazlasını biz kilolu kategoriye sokuyoruz. Bu fazla kilolu kişilerde mutlaka şeker metabolizmasında ve kandaki yağların dengesinde bozulma birlikte geliyor. Hareketsizlik de buna eklenince çoklukla damar sertliğine eğilim olan bir tablo çıkıyor karşımıza ki, buna metabolik sendrom diyoruz. Bugün artık “Metabolik Sendrom” gerçekten damar sertliğinin en temel, en önemli ve en sık rastlanan sebeplerinin başında gelir durumda ve gerçekten çok yaygın toplumda. Şimdi dünyada bütün toplumlar bunun için önlem almaya çalışıyorlar. Bildiğimiz gibi Amerikan toplumu çok kilolu ve onun için bu fast food türü şeyleri azaltmaya yönelik, hareketi arttırmaya yönelik çok büyük çabaları var. İnsan sağlığı açısından gerçekten bu kilo faktörünü ve hareketsizlik olayını kesinlikle önlemek zorundayız. Kadınlarda başka bir özellik onların kalp krizinin bulguları bazen erkeklere nazaran çok daha sessiz seyrediyor ve yaş da ilerlemiş olduğundan kolaylıkla başka hastalıklarla karışabiliyor.
- Özetlersek, kadınlar menopoz sonrasında korunma kalkanlarını kaybediyorlar ve bu durumun pek de farkında değiller. Yaş ilerleyince erkeklerden farkları kalmıyor, üstelik kadınların kalp krizi bulguları bazen gözden kaçabiliyor ve bu nedenle yerine göre erkeklerden daha da fazla tehlikeye giriyorlar.
Aynen böyle, bu bakımdan “Kadınlar dikkat, kalp krizi riskiniz sizin de var”, en doğru mesaj.