20.08.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN
Seray Sever, uzun bir aradan sonra ‘Gel Konuşalım’la ekrana döndü. Yorumculuk yaptığı programdaki, “O ucuz bu pahalı; üretin kardeşim! Fasulye pahalı! Pahalıysa pahalı, ne yapacaksın yemeyeceksin” açıklamalarıyla sosyal medyada olay oldu. “Sözlerimin arkasındayım” diyen Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunu Sever’le, yeni projesini, Eray Sünbül’le evliliğini ve TV sektörünü konuştuk.
Uzun süredir ekranda yoktunuz, özlemiş misiniz?
Çok özlemişim. Gelen projeleri biraz ince eleyip, sık dokudum. Hatta bir ay önce çok güzel bir diziyi reddettim. Kısmet bu programaymış... Şu an çok istediğim bir işi yapıyorum.
Geçtiğimiz günlerde programdaki konuşmalarınız sosyal medyada çok tepki çekti...
Ben orada üç konuya tamamen pozitif yaklaşarak, olumlu taraftan bakılması gerektiğini ve benim de bu bakış açısıyla yaklaştığımı söyledim.
Sözlerimin arkasındayım! Hayatta ve sağlıklıysak, savaşın nadiren eksik olduğu bu topraklarda, bu koşullarda yaşayabiliyorsak cennet vatanımızda, gerçekten şükretmeliyiz.
Eray Sünbül’le evliliğiniz nasıl gidiyor?
İstediğim o yuvayı, çok şükür kurdum. Beş yıldır beraberiz, evleneli de bir sene oldu. Sakin, düzenli ve kendi halinde yaşayan bir çiftiz. Allah herkese benimki gibi bir evlilik ve eş nasip etsin. Çok mutluyum. Ne istediğimi bilerek, ruh eşimi bularak evlendim.
Çocuk düşünüyor musunuz?
Bu işler biraz nasip olayı. Takdir-i ilahi her zamanki gibi... Çok dua ediyorum. Şu an hayatta en çok istediğim şey, anne olmak.
İstanbul-Bodrum hattında sürekli gidip gelmek yorucu olmuyor mu?
Ben hiç üşenmeyen biriyim. Fakat her cuma Bodrum’a gidip, pazar İstanbul’a dönmek gerçekten yorucu...
Eşiniz orada ne iş yapıyor?
Muğla’da meyve suyu fabrikası var. Dolayısıyla hafta içi o da çalışıyor, ben İstanbul’da işimi yapıyorum. Hafta sonu görüşebiliyoruz.
Bodrum’da nasıl bir hayatınız var?
Gayet normal, sakin ve mütevazı bir hayatımız var. Pazara giderim, yoğurdu evde kendim yaparım, tarhana pişiririm, eşimi beklerim. Arkadaşlarımla bol bol vakit geçiriyorum. Masaj, pilates ve yoga da vazgeçilmezim.
Uzun yıllardır sektörün içindesiniz. Değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her şey dijital platforma taşınıyor. Ünlüler YouTube kanalı açıyor. Ben de hazırlıkları yapıyorum.
İçeriği nasıl olacak?
Merak ettiğim her şeyi paylaşacağım. Mesela astrolojiye 13 yaşından beri ilgiliyim, üzerine iki okul bitirdim. Şimdi yurt dışı tekniklerini çalışıyorum. Her şeyde eğitim şart durumu var ya, dibine kadar gidiyorum… Sağlam bir astrolog oldum. Ekibimle danışmanlık da veriyoruz. Bu tarz konulara kanalımda yer vereceğim. Beslenme de olacak. Ben şimdi metabolik balans besleniyorum.
Nasıl bir beslenme tarzı o?
Her öğüne üç çatal proteinle başlıyorum, öncesinde ise yanına muhakkak sebzem, bir dilim çavdar ekmeğim ve meyvem var. Böyle faydalı şeyleri paylaşacağım. Dünya çapında birçok ülkede meditasyon yaptırabiliyorum. Nefes ve yaşam koçluğu eğitimi gördüm. Ruhu iyileştirecek ve farkındalık yaratacak şeyler üzerine eğitimlerimi tamamladım.
Bu saydıklarınızı siz düzenli uyguluyor musunuz?
Her sabah kalktığımda beş dakika nefes egzersizim var. O kadar çok kendime göre ritüelim var ki; mesela her sabah uyandığımda, yedi defa Ayetel Kürsi okuyup, kendimi korumaya alıyorum. Akşam yatarken de aynı şekilde...
‘Televizyonculukta en iyilerdenim’
Gündeminizde yeni dizi projesi var mı?
İyi bir proje olursa rol alırım. Oyunculuğu da çok özledim.
Setlerdeki ego savaşlarıyla karşılaştınız mı hiç?
Karşılaşmaz olur muyum? Mesela bir sete gittim, şoka girdim. Normalde biz çok saygılıyız. Ast-üst ilişkisi vardır. Setin hakimi yönetmendir. Yapımcının sözü dinlenir. 1-2 dizi setinde, replik eklemeler, şımarık davranışlar, ‘Ben az konuştum’ diye, laf kesmeler... Bardak ve senaryo fırlatmalar… Bir diziyle sosyal medyada 3-5 milyon takipçisi olanlar, ‘star oldum’ diye düşünüyor. Öyle bir şey yok! İşini severek yapacaksın ve şımarmayacaksın. Ben 25 yıldan fazla bir süredir televizyoncuyum. Türkiye’deki en iyilerdenim. Kendim istediğim için ara verdim. Bu konuda hiç mütevazılığım yok.