26.04.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:
Röportaj: İlknur TaşFotoğraflar: Ozan Güzelce
Cuma nasıl bir adam?
Perşembe doğduğu için adı Cuma. Sorunları çözmek için kendi ilginç yöntemleri olan, karısını üzmemek için bir sürü dalavere çeviren bir adam. Sevimli, evcimen ama beceriksiz. Tipik bir Türk erkeği.
Aranızdaki kültür farkı ilişkiyi etkiliyor mu?
Cuma kültür farkının eksikliğini tabii ki hissediyor. Karısı daha eğitimli çözümleri daha akılcı. Cuma olayları tam bir Türk erkeği gibi çözüyor. Beceriksizliğini örtmek için birçok yönteme başvuruyor. Karısı Cuma’dan daha zeki olduğu için bunlar ortaya çıkıyor.
Evde kadın-erkek kutuplaşması var, kayınbirader sizden yana.
Evet o benden yana çünkü geri kalan hepsi dişi. İki kızımız bir de küçük oğlumuz var. Dört kadına üç erkek, birisi daha dört yaşında.
Evlilikte ya da ilişkilerde kadın - erkek arasındaki kültürel fark ne kadar önemli?
Anlaşabildikleri sürece çok önemli değil. Anlaşabilmek kültür ve eğitimle alakalı değil. Bir ilişkide kadın erkek aynı yöne bakıyorsa o doğrudur. Onun için hangi diplomayı aldığınız çok önemli değil.
‘According to Jim’ dizisini takip ediyor muydunuz?
Dizinin farkındaydım ama seyircisi değildim. Çok iyi bir iş ve dokuz sezon devam etmiş. Türkiye’ye uyarlandığı için senaryo ve karakterlerin benzerliği dışında hiçbir şey benzemiyor.
Sizin amacınız dokuz sezon devam etmek mi?
Çok zor. Bir proje iş haline geldiğinde sıkılıyorum. Yıllar önce İngiltere’de şu anda hâlâ devam eden, çok popüler bir dizide oynadım. İki yıl sonra ayrılmak istediğimde prodüktör bana “Çok cesursun” dedi. Ben de cesur olmadığımı, oyuncu olduğumu ve başka şeyler yapmak istediğimi söyledim. 20 yıl aynı karakteri oynayan oyuncular var. Bir rolü yıllarca oynamak çok sıkıcı.
Neden hep sit-com’u tercih ediyorsunuz?
Son on yıldır sadece sitcom yapıyorum. Oyunculuk yapabilmek adına sitcom tercih ediyorum. Drama istesem de yapamam. Günün koşullarında 90- 120 dakika dizi yapıyorlar, yazıktır, günahtır. İnsanlar sabaha kadar çalışıyor. Kurtuluş Savaşı’na gitmiyoruz, televizyona eğlence üretiyoruz. RTÜK’ün, televizyon yöneticilerinin, sendikaların yapacağı çok şey var. Yapımcıların tek bir ağızdan “Artık 90 dakika dizi çekmiyoruz, drama 60 dakika, komedi de 45 dakika olur” demeleri gerekiyor. İş çığırından çıkmış durumda.
Bir sendika kurdunuz. Bu sendikayla bir şeylerin değişeceğine inanıyor musunuz?
Öncelikle telif hakları üzerinde çalışmalar yapacağız. Kültür Bakanlığı’nda yıllardır aktörlere dağıtılamayan trilyonlarca para bekliyor. Dağıtılması için bir yönetmelik yok. İngiltere’de sadece yaptığı işin telifiyle hayatını geçindiren ve 20 yıldır çalışmayan aktörler var. Ben bile 15 yıl önce yaptığım ve unuttuğum işlerden para alıyorum. Avrupa Birliği diyoruz ama onları kara kaş, kara gözleri için almıyorlar. Kurallara uymak lazım.
Kızınız Nazlı ile aranız nasıl?
Şahane. 3.5 yaşında ana sınıfına gidiyor. Okulda “Babam tiyatrocu, annem şarkıcı” diyormuş. Onunda oyunculuğa yeteneği var. Esprisi, ironisi olan bir çocuk.
İkinci çocuğu istiyor musunuz?
Keşke benim elimde olsa. Bu işe anneler karar veriyor. Haklılar da. Aşkın’a “Nazlı’yla kardeşi arasında kaç yaş olsun?” dediğimde “Mümkünse 35 yaş olsun” diyor. Erkek sadece şımarıklıkla 5-10 tane istiyorum der. Bana da kalsa 10-15 çocuk isterim. Ama bu konuda kararı kadına bırakmak lazım.
SEVECEN ANNE ROLLERi ÜZERiME YAPIŞTI
Ticaret hayatınız devam ediyor mu?
Oyunculuğa geri dönünce şirketi devrettim. O da benim için bir roldü. Üç yıl iş kadınlığı rolünü oynadım. Anne rolü ve iş kadını rollerinden sonra yine kürkçü dükkanına geri döndüm.
Yeni bir proje yeni bir heyecan.
Haluk Bilginer’le oynamak beni çok heyecanlandırdı. Bu işi almak için epey çaba sarfettim. Çok aday vardı. Herkesle deneme çekimi yapıldı. Şükür ki sonunda iş bana kaldı. Haluk Bilginer çok iyi bir aktör. Pozitif bir insan ve çok iyi bir elektriği var.
Oynadığınız Şebnem nasıl biri?
Çok akıllı, eğitimli, kültürlü bir anne. Kocasına deli gibi aşık. İş hayatını bırakmış evinin kadını olmuş. Cuma çok az eğitimli, sorunları kendine göre halletmeye çalışan biri. Çok iyi bir baba. Yapacağı en son şey karısını aldatmak. Şebnemin kız ve erkek kardeşleri hep evde, ama Cuma buna hiç sesini çıkarmıyor.
Gerçek hayatta kültür farkı olan biriyle evlenir miydiniz?
Aşk bitinceye kadar kültür farkı idare edilir ama aşk çok çabuk biten bir şey. Sonra problemler başlar. İlişkiyi dengelemek normal hayatta bu kadar kolay olmaz.
Daha çok komedi rolleri mi geliyor?
Evet, daha çok anne ve evin neşeli kızı rolleri geliyor. Sıcak, sevecen, anne rolleri üzerime yapıştı. İzleyicinin karşısına durup dururken fettan, korkunç bir kadın olarak çıksam inandırıcı olmaz diye düşünüyorum.
Güven problemi yaşadım aşka inanmıyorum
Biz karı - koca olarak ayrıldık ama anne - baba olarak hayatımızın sonuna kadar beraberiz. Ali’nin hayatında hep bir baba figürüne ihtiyacı var. Ahmet işadamı ve işleri onun için hep ön plandaydı. Ben bir ilişkide önceliğin bende olmasını isterim. Benim önceliğim evim ve çocuğumdu. Ben ‘Sihirli Annem’ zirvedeyken işi bıraktım. Gelen birçok işe hayır dedim. Sürekli seyahatlar ve ayrılık olunca başka hikayeler çıkıyor ortaya ve bu da benim tarafımdan kabul edilemeyecek bir şeydi. Kalbim çok kırık, şu anda işime odaklıyım. Güven problemi yaşadım ve aşka inanmıyorum.