Emre Altuğ ve oğulları Kuzey ile Uzay’la, Babalar Günü vesilesiyle buluştuk. “Elimden geldiğince iyi bir baba olmaya çalışıyorum” diyen şarkıcı, büyük oğlu Kuzey’in cool bir çocuk olduğunu söylüyor, Uzay’ı ise “Bıcır bıcır...
Ben de o yaşlarda öyleydim” diye anlatıyor. Altuğ’la çocuklarıyla ilişkisini, projelerini ve hayatında aşk istememesinin sebebini konuştuk.
Anketlerde ‘Yılın Babası’ seçilmişsiniz... Neler hissediyorsunuz?
Haberim yok, takip edemiyorum. Zaten bilgisayarı çok seven bir insan değilim. Google’da kendini aramak gibi adetlerim de yok.
Bu tabii, insanın hoşuna giden ama riskli bir şey. Aslında bir de sorumluluk yüklüyor. Çünkü herkes senden örnek olacak bir şey bekliyor ama hepimizin hata yapma ihtimalini de göz önünde bulundurmak lazım. Benim babam da çok iyi bir babaydı ama hata yapmadığını söyleyemem.
Emre Altuğ nasıl bir baba?
Elimden geldiğince iyi bir baba olmaya çalışıyorum. Hata yapmadığımı söyleyemem.
Ama öyle öyle biraz daha törpülenmiş olacağız. Babamızdan daha iyi baba olmaya çalışacağız. Onlar da bizden daha iyi olacaklar inşallah.
Çocuklarla arkadaş gibisiniz sanırım...
Çocuk, babayı bilmek, görmek ve hissetmek ister. Dolayısıyla onu yok etmeden anlayışlı bir arkadaş olmaya çalışıyorum. İlerleyen zamanlarda biraz da çekinmeden, korkmadan benimle her şeylerini paylaşsınlar ki, yanlarında olabileyim. Yoksa belli bir yaşı geçtikten sonra çok karışmayı düşünmüyorum.
“Ne halleri varsa görsünler!”
demeye çalışacağım (gülüyor).
Hangisini kendinize daha çok benzetiyorsunuz?
Uzay, bana daha çok benziyor. Kuzey daha cool bir çocuk. Ben de Uzay gibi o yaşlarda bıcır bıcırdım. Geçen Harika yengem, “Hiç kimse yanından kafanı okşamadan geçemezdi” dedi. Şimdi Uzay’a aynı şey oluyor. Kuzey’den çekinirsin, bir de kickboks yapıyor, dikkat etmek lazım. (Gülüyor). Kuzey çok dikkatli ve her şeyi ciddiye alan bir çocuk.
Birlikte oyunlar oynar mısınız?
Genellikle beraber
futbol oynuyoruz.
Tatilleriniz nasıl geçer? Çok güzel vakit geçiriyoruz. Genellikle beraber bir yerlere gitmediysek onlar Bodrum’da, ben Çeşme’de oluyorum. Ya ben onlara katılıyorum bazı zamanlar ya da onları alıp Çeşme’ye geçiyorum. Kışın zaten genelde İstanbul’dayız.
Haftanın kaç günü sizde kalıyorlar? Haftaiçi
okul olduğu için anneleriyle kalıyorlar. Hafta sonları bendeler. Ertesi gün okul olmadığını bildikleri zaman bende kalıyorlar.
Çağla Şıkel’le bu konuda güzel bir denge tutturdunuz... Yani başka yolumuz var mı? Elbette boşanmış, çocuğu için düzgün geçinen, birbirine anlayışlı davranan başka insanlar da vardır. Artık tabii ki sadece çocuklarımızın anne ve babasıyız.
Yazı da bir hayli yoğun geçireceksiniz... Yeni projelerinizden bahseder misiniz? İki şarkılık bir single hazırlığındayım, bitmek üzere.
Konserler devam ediyor. ‘Güldür Güldür’ün
son çekimini yaptık. ‘Azizname’ geçen hafta bitti. Şimdi sinema filminin çekimleri başlayacak. Temmuzun ilk haftasına kadar bu yoğunluk devam edecek. Sonra sadece konserler ve TRT’de başlayacak yarışma programım devam edecek.
Nasıl bir single geliyor? Bir yavaş, bir hareketli şarkı olacak. Daha fazla detay verip, sürprizini kaçırmayayım... Bundan sonra albüm yapmayı düşünmüyorum. Single’larla şarkıları daha güzel duyuruyorsun. Albümde bazı parçalara yazık oluyor, ıskalanabiliyor.
‘Amacım popstar olmak değildi’ ? Şarkıcılığı başta istememişsiniz sanırım... Bunu herkes bilmez ama tiyatro bölümü mezunuyum. Şarkıcılığı okurken para kazanmak için yaptım. Sezen Aksu, “Sana albüm yapalım mı?” dediğinde, “Yok ben oyuncu olacağım” demiştim. Ama öyle olmadı... Beste yapmaya başlayınca albüm ihtiyacı doğuyor.
Sonrasında da oyunculuk ve şarkıcılığı hep bir arada devam ettirdiniz. Bugüne kadar öyle oldu ama bunun çok yorgunluğunu da gördüm. İki iş birden yapınca insanın boş kalma ihtimali olmuyor. İkisini de ihmal etmeden yapmak isteyen bir adamım. Dolayısıyla da biraz yorucu ama boş durduğumda da hiç mutlu olmuyorum. Şikayet edebilirim, dövünebilirim, çok yoruluyorum diyebilirim ama yalan! Kimse inanmasın hiçbir şekilde şikayetçi olduğumdan değil, çalışmayı seviyorum ama insan bazen yoruluyor işte (gülüyor).
Hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz? Fizik, mental, enerji, moral ve motivasyon olarak çok iyi bir dönemdeyim. Kendimi çok iyi hissettiğim, üretimimin üst düzeyde olduğu, çalışmaktan çok keyif aldığım, enerjimin yüksek olduğu zamanlar...
Pop müziğin güçlü isimlerinden birisiniz. Artık kalıcı olmak daha mı zor? Benim üzüldüğüm şey, benimle beraber çıkanların hiçbirinin şimdi olmaması... Ki ben hiçbir zaman çok asılmadım, çok popüler bir şarkıcı, star olayım gibi bir isteğim de yoktu. Biraz popüler olunca, şarkılar da başarı yakalayınca ister istemez bir popstar kimliği yapışıyor üstünüze. Bundan şikayetçi oldum mu, hayır. Ama amacım o değildi. Magazinin önünde olayım, magazinsel cümleler kurayım, iş yaptığımda ortalarda gözükeyim gibi bir şeye hiç girmedim. Hoşuma da giden bir şey değil. Utanırım. Utangaç bir tarafım da vardır kalabalıklar içinde....
‘Şu an ilişki istemiyorum’ ?
Sizi uzun zamandır kimseyle görmüyoruz. Aşk hayatınız nasıl gidiyor? Gizli... (gülüyor). Aşk hayatım yok. Şu an bir ilişki de istemiyorum açıkçası ama bu istekle de alakalı değil tabii.
Neden istemiyorsunuz?
Çünkü çok işim var, yoğunum, bir insana da çok vakit ayıramam ve bu karşı tarafı üzebilir. Konsantre olmadıktan sonra ilişki yaşanamaz ki... Dolayısıyla şu an çok önemsediğim bir konu değil.
Yeniden evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Valla ben evlenmeyi de düşünmemiştim. Bir anda isterken buldum kendimi... Abicim, “Bir gün evli bulacaksın kendini” demişti, öyle oldu.