07.03.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:
NEŞE MESUTOĞLU nese.mesutoglu@milliyet.com.tr
* İstanbul’da tarih öncesi zamanlara dair ne biliyoruz?
İstanbul’da tarih öncesi zamanlara ait bir iz tespit edilmiş değil. Ancak şehrin çevresinde bazı yerler bulundu. Küçükçekmece’de bir mağara var örneğin. Bir de Fikirtepe’de, Yoğurtçu Deresi kıyısında çanak çömlek çıktı. Anlaşılıyor ki çok eski insanlar orada yaşamış. Ama Roma’dan önceye ait mimari olarak bir şey yok.
n İstanbul’un ‘Byzantion’ ismiyle antik Yunan şehir devleti olduğu dönemlerden iz var mı?
Yunan devrinden bir şey ortaya çıkmadı. Ama İstanbul’da toprak yüksekliği bazı yerlerde 8-10 metreyi buluyor. Kalıntılar varsa eğer, yerin 10 metre altından çıkabiliyor. Son yapılan kazılarda bir şeyler çıktı ama yayınlanmadı. Onun içinde Eski Yunan devrine ait kalıntı var mı bilmiyorum.
* Doğu Roma öncesi olan bu döneme ait en önemli kaynaklar neler?
Sovyetler zamanında ‘Konstantin’den önce İstanbul’ diye bir tez yazılmış. Bir de Almanların Antik devri anlatan ‘Pauly-Visova’ isimli bir ansiklopedisi vardır. Bir kütüphaneyi doldurabilir. Maddelerin ölçüsü yoktur. Bir madde bir kitap kalınlığında olabilir. 19’uncu yüzyıl ortalarında yazılıyor ama ilave ciltler olmuş. Yalnız Karadeniz maddesi bile bir cildin yarısını doldurur. Hem ‘Byzantion’ hem ‘Konstantinopolis’ maddeleri vardır. Hıristiyanlıktan önceki dönemi anlatır.
* Roma İmparatorluğu’nun İstanbul’a etkisi nedir?
Roma İmparatorluğu büyük bir kuvvet. Roma ilk çağın içinde İtalya’da başlıyor, genişliyor, Avrupa’nın güney kısmına ve Doğu’ya kayıyor. İstanbul’a ve Anadolu’ya ilerliyor. Roma devrine ait kalıntıları bugün Karadeniz’de de bulabilirsiniz. Ankara’da Roma devrinden kalma hamak kalıntısı vardır. İngiltere’den Basra Körfezi’ne kadar ilerleyen Akdeniz’in ve Karadeniz’in etrafına sahip olmuş bir imparatorluk. Bu muazzam imparatorluk sonunda çatırdamaya başlıyor. İki başkent kurulduktan kısa süre sonra Roma İmparatorluğu 395’te ikiye ayrıldığı için Doğu Roma İmparatorluğu’nun başkenti olmuştur.
* İkinci başkent olarak neden İstanbul seçiliyor?
Önce Truva’yı ikinci başkent yapmak istiyorlar. Sonra Büyük Konstantin Nikomedya’yı, yani bugünkü İzmit’i düşünüyor. Sonunda avantajları göz önünde tutularak İstanbul tercih ediliyor. Böylelikle Roma İmparatorluğu’nun 4’üncü yüzyılda iki başkenti oluyor. Bunun benzeri Osmanlı zamanında da var. Edirne terk edilmiş değildir. Edirne ikinci başkent gibi devam etmiştir fonksiyonuna.
* İstanbul’un o zamanki stratejik önemi nedir?
İstanbul iki kıtanın birleştiği, deniz ve kara yolunun kesiştiği noktada kurulmuş bir şehir. Hazar Denizi’nin yukarısından Kırım’a, oradan Akdeniz’e ve Güney Avrupa’ya gidiliyor. Aynı şekilde bir de karayolu var ki Anadolu’dan geçiyor meşhur ‘Kral Yolu’. O da Avrupa’ya kavuşan bir yol. Dolayısıyla tarih boyunca önemi olmuş. Kolay korunabilen bir şehir. İlkçağdan itibaren kuşatmalara uzun süre dayanabilmiş. Beslenme bakımından da avantajlı. Çevresi tarıma elverişli. İnanılmaz derecede zengin bir balıkçılığı var. Ayrıca iklimi de tercih nedeni.
“Batı alemi eski isminden Bizans adını türetmiş”
* Doğu Roma ve Bizans İmparatorluğu arasında ne fark var?
Roma İmparatorluğu 395 yılında I. Theodosius zamanında ikiye ayrılıyor. Bir oğluna Doğu’yu veriyor. Diğer oğluna Batı’yı veriyor. Batı fazla yaşamıyor. Parçalanıyor ve eriyor. Doğu başlı başına yeni bir tarihe girmiş oluyor. Ortaçağ başlıyor. Dolayısıyla yeni bir devlet gibi yürüyor. İki halkın dili ve dini ayrı bir kültürün merkezi haline geliyor.
* Din ve dil farklıkları nasıl oluşuyor?
Büyük Roma İmparatorluğu paganizme, yani çok tanrılı inanca sahipti. Halbuki burada artık Hıristiyanlık kabul edilmiş ve resmi bir inanç haline gelmiş. İkincisi, devletin resmi dili Latince. Ama 6’ncı yüzyıla kadar çift dil kullanılmış. Bu bölgede çeşitli yerel dilleri kullanan insanlar arasında birleştirici dil olarak Grekçe kullanılmış. Doğu’da kalan bölgeye de Grekçe hakim. Büyük Roma İmparatorluğu’ndan dil bakımından da ayrılıyor. Din, inanç ve coğrafya bakımından Büyük Roma’nın doğudaki parçası oluyor. Artık Avrupa’da yalnız Balkanlar’a hakim. 7 ve 8’inci yüzyılda kuvvetli bir güç olarak İslamiyet ilerleyince Bizans oradan çekiliyor.
* Bizans adı nereden çıkıyor?
Batı alemi eski isminden Bizans adını türetmiş. Doğu’da kalan kısma verilen ‘Bizans’ adı sonradan yaratılma bir isim. 19’uncu yüzyılın sonlarında tarihçilerin uydurdukları bir ad. Ta-rihçiler din, dil ve idari bakımından Roma İmpa- ratorluğu’ndan farklı olduğu için bir isim verelim demişler ama bulamamışlar. Sonra 1880’de bir sanat tarihçisi ‘Bizans Sanatı’ adında bir kitap çıkartınca bu ad kalmış. İmparatorluk 1453’e kadar kendisini ‘Roma İmparatorluğu’ olarak tanımış. Bu hususa bilhassa dikkat edin. ‘Bizans İmparatorluğu’ diye bir isim yoktur ortada.
* İstanbul’daki tarihi eserlerin Roma döne-mi’ne mi Bizans’a mı ait olduğunu nasıl anlıyoruz?
Örneğin Roma’nın geç devrine ait olarak Fatih’teki Kıztaşı var. İmparator Markiyanus’un adına dikilmiş bir anıt. Kitabesi Latince. Tam Bizans sayamayız. Bozdoğan Su Kemeri Eyüp’ten gerilerdedir. Üzerinde haç var. Hıristiyanlığın resmen kabul edilmesi 4’üncü yüzyıl olduğu için onu Bizans’a mal edebiliyoruz.